Bazı sanatçılar ve müzisyenler dünyayı farklı gözlerle görmemizi teşvik etmek için referans çerçevemizi değiştirme konusunda uzmanlaşmıştır. Bunlardan birisi de 20. yüzyılın en etkili Amerikalı bestecilerinden birisi olan besteci ve filozof John Milton Cage Jr. ya da bildiğimiz adı ile John Cage’dir.
John Cage, çağdaş müziğin evriminin kilit isimlerinden biridir. Adı, 20. yüzyıl Batı müziğinin neredeyse tüm akımları içinde geçer. Kendisinden ayrıca deneysel bir besteci ve Aleatory müzik alanının öncülerinden biri olarak da bahsedilmektedir. Aleatorik müzikte, besteci müziğin belirli yönlerinde kontrolü belli bir ölçüde bırakır ve bu unsurları tesadüflere veya rastgele süreçlere bağlar. Bu tarzın öne çıkan bestecileri arasında John Cage, Karlheinz Stockhausen ve Pierre Boulez bulunmaktadır. Peki ama neden deneysel bir besteci? Kendisini önce kısaca tanıyalım.
John Cage’in Hayatı ve Kariyeri
Jonn Cage, Los Angeles, Kaliforniya’da doğdu. Müziğe ilgisi genç yaşta aldığı piyano dersleri ile başladı. Eğitimine Los Angeles’taki Pomona College’da başladı ve ardından Kaliforniya’daki Mills College’da devam etti. Ancak hayatı boyunca John Cage sadece bir besteci ve müzisyen olmadı. Aynı zamanda resim, yazı ve matematikle de ilgilendi hatta ilk yazı ve kompozisyonlarında matematiksel denklemleri kullandı.
Cage bu dönemde henüz ciddi bir bestecilik eğitimi almamıştı ve besteciliğin yanı sıra yazarlık, mimarlık ve ressamlıkla da ilgilenmekteydi. İlerleyen süreçte kompozisyonun önde gelen isimlerinden biri olan Arnold Schoenberg ile tanışacak, ondan eğitim alma şansı yakalayacak ve bu sayede de müzik kariyerini biçimlendirecekti.
İlerleyen süreçte John Cage, Uzak Doğu, özellikle Zen felsefesine merak saldı. Amerika’daki tanınırlığı arttıkça farklı sanat dallarının modern temsilcileri ile iletişimi de hızlanıyordu. 40’lı yıllar bu nedenle Cage için epeyce verimli geçti.
1950’lerin henüz başında, Cage’in müziğe bakışını değiştirecek bir olay meydana geldi. Cage hayatında ilk defa sesten tümüyle arındırılmış (yankısız) bir odaya girdi. Bu odada hiçbir ses duymamayı beklerken iki farklı ses duymak onu çok şaşırttı. Odadan sorumlu mühendis ona bu iki farklı sesin kan dolaşımı ve sinir sisteminden geldiğini anlatınca Cage, devamında sessizliğin imkânsız olduğunu düşünmeye başladı.
Benzer şekilde arkadaşı Robert Rauschenberg de tamamen beyaza boyalı tablolar yapıyordu. Kendisi tablodaki resmi odanın ışığının ve izleyicilerin gölgelerinin oluşturduğunu savunuyordu. Sonucunda Cage çok tartışılan, 4’33’’ü besteledi.
John Cage ve 4’33”
1952’de bestelenen 4’33” müzikal kompozisyona dair tüm beklentileri yerle bir etti. Üç bölüm halinde yazılan eserin prömiyeri, ünlü piyanist David Tudor tarafından New York Woodstock’taki Maverick Konser Salonu’nda yapıldı.
Sanatçı piyanonun başına geçerek sehpaya bir nota koydu, bir kronometre kurdu, kapağı kapattı ve 33 saniye sessizce oturdu. Bir süre sonra, birinci bölümün sonunu ifade etmek için kapağı açtı ve kapadı.
Bu hareketini ikinci ve üçüncü bölümler için de tekrarladı. Parça boyunca Tudor tek bir nota bile çalmadı, kasıtlı bir ses çıkarmadı. Sadece bir kronometre tutarak nota kâğıtlarını çevirdi. Performansı toplamda 33 saniye, 2 dakika 40 saniye ve 1 dakika 20 saniye olmak üzere üç ayrı bölümden oluşmuştu. Bunları toplayınca da 4 dakika 33 saniye kısaca 4’33” yapıyordu.
Amaç, izleyicinin icra edilen müzik yerine oditoryumdaki ortam seslerine odaklanmasını sağlamaktı. Bu esnada seyirci tarafından duyulan tek ses, o sırada gerçekleşen bir kişinin öksürmesi, sandalye gıcırtısı ve ağaçların hışırtısı gibi başka seslerdi. Seyircilerin çoğu ilk başta olan bitenden bir şey anlayamasa da yapıtın hayatta gerçek sessizliğin imkansızlığını anlatmaya çalıştığını sonradan kavrayabildiler. Seyirciler de istemsiz yarattıkları sesler ile bu alışılmadık kompozisyonun bir parçası olmuşlardı.
16 Ocak 2004’te BBC Senfoni Orkestrası bu eserin ilk orkestra performansını sergiledi. BBC radyo kanalları bu performansı yayınladı. Orkestra dört buçuk dakika boyunca hiç ses çıkarmadan sahnede oturdu. Salonda ve radyo başında bulunan izleyiciler de sessizliklerini dinledi.
John Cage’in Kalıcı Etkisi
John Cage’in çağdaş müziğe ve hatta çağdaş sanata en büyük hediyesi dinleme eyleminin ve dolayısı ile müziğin sorgulanması oldu. Sonucunda bu çabası Batı müziğindeki “üstün müzik” ve “dahi besteci” efsaneleri yerini “müzik nedir?” gibisinden sorulara bıraktı. 4’33” ile tartışmalı başarısının ardından Cage, modern müzik için besteler yapmaya devam etti. 1950’lerin ortasından 1961’e kadar da ders verdi.
Cage’in en büyük etkilerinden biri, kısa ömürlü Happenings hareketinin ışığında ortaya çıkan ve halen varlığını sürdüren bir hareket olan Fluxus hareketi üzerinde olmuştur. Bu akımı benimseyen sanatçılar elitist sanat kurallarına ve karmaşık anlamlandırmalara karşı çıkar. Sanatın, günlük yaşamın basit nesneleri ve olaylarından türeyebileceğini savunurlar.
Bu tarzın ilk örneklerinden biri, 1960 yılında televizyondan yayınlanan Water Walk adlı eseridir. Bu eserde Cage sahnede bulunan radyo, elektrikli mikser, piyano, kauçuk ördek, su kovası gibi materyallerden ses çıkartır.
Cage, 1992 yılında 79 yaşında öldü. Cage’in doğumunun yüzüncü yıldönümünde küratör Juraj Kojs, 4’33”ü onurlandırmak için dünya çapındaki bestecilere her biri dört dakika otuz üç saniye uzunluğunda on üç farklı eser sipariş etti.
Gürültüye boğulduğumuz bu zamanlarda 4’33” fikrini hayatımıza bazen uygulamamız gerekebilir. Sonucunda sessizliğin sesleri bize belki de aradığımız dinginliği sağlayacaktır.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- The Story Behind John Cage’s 4’33”. Yayınlanma tarihi: Bağlantı: https://www.mentalfloss.com
- Mustafa Kemal Özkul; geleneğe Bağlı Bir Devrimci: John Cage; Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat Dergisi
Aralık’19 Cilt:12 Sayı:24 ISSN 1308-2698; Bağlantı: https://dergipark.org.tr/ - Savenko, Sasha. “How John Cage Rewrote the Rules of Musical Composition” TheCollector.com, February 21, 2021, https://www.thecollector.com/how-john-cage-4-33-rewrote-music-composition/.
- Gryntaki, Gelly. “The Writing of John Cage: Stories on Silence and Mushrooms” TheCollector.com, July 20, 2021, https://www.thecollector.com/john-cage-writing-stories-on-silence/.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel