Fransız filozof Jean-Paul Sartre depresif konularla ilgilenen kasvetli bir filozof olarak görülür. Ayrıca kendisi genellikle karamsarlıkla da ilişkilendirilmiştir. Ancak bu düşünce, büyük ölçüde eserlerinin ve sözlerinin yanlış anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. Yanlış anlaşılan sözlerinin başında da “Cehennem Başkalarıdır” ifadesi gelir.
Varoluşçuluk Nedir?
Varoluşçuluk, 1940’lı yıllarda popüler hale gelen, faşizm karşısında bireysel özgürlükleri vurgulayan bir felsefedir. Bir felsefe olarak varoluşçuluğun kökeni genellikle Husserl, Jaspers ve Heidegger’in fikirlerine atfedilir. Felsefe; Kierkegaard, Nietzsche ve özellikle Jean-Paul Sartre ‘ın çalışmaları aracılığıyla daha açık bir şekilde tanımlanmıştır.
Varoluşçuluk hayatı deneyimleme yollarımıza ilişkin sorulara odaklanır. Bireysel özgürlük ve sorgulama yeteneği varoluşçuluğun iki temel aksiyomudur. Varoluşçu bir bakış açısına göre varlığımız esas olarak eylemlerimiz tarafından belirlenir, ancak aynı zamanda kontrol edemediğimiz kısıtlamaları da kabul eder.
Sartre, bir özümüz olmadığına ve bu nedenle kendimiz için bir öz yaratmamız ve inşa etmemiz gerektiğine inanıyordu. Dolayısıyla tüm bunlar bazılarında sıkıntı ve umutsuzluk hissine neden olabilirken, durum böyle olmak zorunda değildir.
“Cehennem başkalarıdır” sözü Sartre’ın felsefi bir oyunu olan “No Exit”ten (Huis Clos – 1944) alıntılanan bir repliktir. Dilimize Gizli Oturum olarak çevrilen bu oyunda Sartre insanın özgürlük alanının başkalarıyla sınırlandırıldığını ve başkalarının insanın cehennemi olduğu görüşünü işler.
“Cehennem başkalarıdır” sözü ne amaçla söylenmiştir?
Oyunda üç ana karakter (Garcin, Inez ve Estelle) cehennemde mahsur kalır. Ancak cehennem, hiçbirinin beklediği gibi değildir. Oyunda bir odada kapalı kalan ve birbirleri ile konuşmak zorunda kalan üç kişiden biri olan Inez Garcin’e ilgi duyar. Ancak Garcin ise diğer kadından hoşlanmaya başlar.
Başlangıçta hepsi kendini güçlü ve günahsız kabul eder. Ancak karakterler, birbirileri ve geçmişleri üzerine konuştukça cehennemin kendisini açığa çıkmaya başlar. Her biri hayatta işledikleri günahları ve nasıl öldüklerini anlatır. Sonucunda da insan olarak birbirlerine mahkûm olduklarını ve birbirlerini anlamaları gerektiğini fark ederler.
Oyunun sonuna doğru Garcin şunları söyleyecektir. ” Hiç aklıma getirmezdim böyle olacağını, acı, ateş, kızgın ızgara hepsi sizsiniz demek. Ne gülünç şey. Kızgın ızgaranın ne gereği var: cehennem başkalarıdır…” Başka bir deyişle, onları bekleyen fiziksel bir işkence yoktur. Orayı cehenneme çeviren, diğer insanlarla ilişki kurmak zorunda olmanın getirdiği duygusal ve zihinsel işkencedir. Cehennem başkalarıdır, başkalarının bakışıdır.
İlk bakışta, Sartre’ın bu sözü, başkaları hakkında hoş olmayan bir algıya işaret ediyor gibi gözükecektir. Ancak, bu söz etrafımızda insanlar ile birlikte olmanın bize bir tür cehennem deneyimi yaşatacağı anlamına gelmez. Yani, diğer insanlarla ilişkilerin doğası gereği cehennem gibi olduğunu söylemez. Santre sözünü aşağıdaki gibi açıklar:
“Cehennem başkalarıdır” sözü hep yanlış anlaşılmıştır. Bununla, diğer insanlarla olan ilişkilerimizin her zaman zehirli, her zaman cehennem gibi olduğunu kastettiğim düşünüldü. Ama gerçekten anlatmak istediğim şey, tamamen farklı bir şeydi. Demek istediğim, eğer bir başkasıyla ilişkiler çarpıtılırsa, bozulursa, o kişi cehennem olabilir. “
Sartre’ın görüşü hem kötümser hem de iyimserdir
Kendinizi bir parkta tek başınıza hayal edin. Ancak daha sonrasında parka başkaları da gelsin. Bu kişilerin sizin yakınınıza gelmesi ya da sizi görmesi fark etmez. Ancak parkta yaşadığını deneyim, gelen kişilerin varlığı ile artık değişmiştir. Sartre’ın öne sürdüğü gibi, başkalarının varlığı kaçınılmaz olarak dünyamızı değiştirir ve çoğu durumda bunu kontrol etmemiz ya da engellememiz olası değildir.
Sartre’ın başka bir örneğinde, etkinin nasıl olabileceğini görebiliriz. Bu senaryoda anahtar deliğinden birilerine baktığınızı hayal edin. Bu kişiler de izlendiklerinin farkında olmasın. Bu eylem esnasında karşınızdaki kişinin ne hissettiğini düşünmezsiniz.
Ardından, aniden bir ayak sesi duyduğunuzu düşünün. İşte bu anda kendi benliğinizin ve yaptığınız eylemin farkına varırsınız. Sonucunda sizi anahtar deliğinden bakarken gören kişilerin sizi yargılayacağını bildiğiniz için artık siz de anahtar deliğinden baktığınız kişilerin ne hissedeceğini bilirsiniz. Bu durumda, benlik duygunuz değişmiştir.
Sartre’ın varoluşçu düşüncesinin temel öğretisi, özgür olduğumuzdur. Özgürlük seçim yapabilmektir ve Sartre’a göre, insan seçimini yaparken kendi seçimi ile insanlığı da belirlemektedir. Varoluşsal sınırlar belirlenirken, diğerlerinin nasıl olması gerektiği de belirlenmektedir. İnsanın her eyleminin sonucu topluma etki edecektir ve bu durum ciddi bir sorumluluğu da beraberinde getirmektedir.
O zaman kendi özgürlüğümüz ile birlikte başkalarının özgürlüğünü de istemek zorundayız. . Varlığımız başkalarının bireysel kurtuluşunu aramak için bir araç olarak kullanılmadığı sürece cehennem başkaları olmaya devam edecektir.
Son sahnede Garcin şu sözleri söyleyecektir. “Hiçbirimiz tek başına kurtulamayız ya birlikte kurtuluruz ya da birlikte yitip gideriz. Seçelim.” Bu diyalogda Sartre Varlık ve Hiçlik eserinde de sıkça vurgulanan: “Benim veya senin değil bizim kurtulmamız söz konusu; ben veya sen değil, biz varız” mesajını vermektedir.
Sonuç Olarak;
Sartre’a göre cehennem; insan eylemlerinin bir sonucu olarak insanın yine kendi sınırları içinde yaşadığı, aslında olumsuz eylemleri ile kendisini mecbur ettiği, zamandan ve mekândan bağımsız bir olgudur. Yaşamakta olduğumuz dünyada, eylemlerimiz başkaları tarafından sürekli olarak, olumlu ya da olumsuz şeklinde değerlendirilmektedir.
Bu eleştiri ve hesaplaşma süreci insanın ölümü ile sonlanıyor görünse de insan için bu bir son olmamaktadır. Ölüme rağmen insan kendisiyle hesaplaşmaya devam etmektedir. Kendi yanlışlarından utanmak istemeyen onları doğru kabul eden insanların, öncelikle başkalarının yanlışlarına hoşgörülü olmaya ihtiyaçları vardır. Cehennemdeki işkence fiziksel değil psikolojik bir işkencedir. Ve öldükten sonra olduğu gibi ölmeden önce de deneyimlenebilmektedir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- “Hell Is Other People”: Sartre on Personal Relationships. Yayınlanma tarihi: 8 Şubat 2021. Bağlantı: “Hell Is Other People”: Sartre on Personal Relationships
- Hell is other people … misquoting philosophers. Yayınlanma tarihi: 17 Kasım 2014. Bağlantı: Hell is other people … misquoting philosophers
- “Hell Is Other People”: Sartre’s Famous Quote Explained. Yayınlanma tarihi: 14 Ağustos 2023. Bağlantı: “Hell Is Other People”: Sartre’s Famous Quote Explained
- Özcan, N. (2023). ”Sartre’ın “Gizli Oturum” eserinde yaşam, ölüm ve özgürlük”. Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 22(1), 155-178.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel