Psikoloji

Kötülük Neden Var? İnsanlar Neden Kötü Olurlar?

Kötü insanlardan bahsedildiğinde genellikle Hitler gibi isimler akla gelir. Peki, zamanda geriye gidebilseydiniz, bebek Hitler’i öldürür müydünüz?

Kötülük Neden Var? İnsanlar Neden Kötü Olurlar?
İnsanlar neden kötü olur?

Cevabınız ‘evet’ ise, muhtemelen korkunç şeyler yapmaya yatkın olarak doğduğumuza yani insanların doğuştan kötü olduğuna inanıyorsunuzdur. Cevabınız ‘hayır’ ise de insan davranışına ilişkin daha az determinist bir bakış açısına sahipsiniz.

Yani çevrenin ve yetiştirilme tarzının insanların karakterinde kritik bir rol oynadığına inanıyorsunuz. Veya belki de bebekleri öldürmek genellikle hoş karşılanmadığı için ‘hayır’ dediniz. Peki, sizin beyniniz gerçekten Hitler’inkinden o kadar farklı mı?

Kötülük Neden Var? İnsanlar Neden Kötü Olurlar?
Hitler’in çocukluğu

Hitler’in ilk psikolojik profillerinden biri, II. Dünya Savaşı sırasında psikanalist Walter Langer tarafından, Stratejik Hizmetler Ofisi için yazılmıştır. Rapor, Hitler’i “nevrotik”, “şizofreni sınırında” olarak tanımlar. İdeolojik ölümsüzlük için çabaladığı ve yenilgi karşısında intihar bile edebileceğini öne sürer.

Başka bir psikolojik profil girişimi ise 1998’de, psikiyatrist Fritz Redlich tarafından yayınlandı. Kitabında Hitler’in paranoya, narsisizm, anksiyete, depresyon ve hipokondri gibi birçok psikiyatrik semptom gösterdiğini dile getirdi.

Bununla birlikte, Hitler’in oldukça normal, utangaç bir çocuk olduğunu, hayvanlara veya insanlara işkence etmekten hoşlanmadığını da savunuyordu. Redlich ayrıca, küçük Hitler’in özellikle sorunlu bir yetiştirilme tarzına sahip olduğu fikrine karşı çıkıyordu. Yani doğuştan gelen bir akıl ya da psikolojik sorunu yoktu. Peki, Hitler gibi insanlar nasıl ortaya çıkıyorlar? İnsanlar neden kötü olur?

İnsanlar Neden Kötü Olur?

thomas hobbes and jean-jacques rousseau
Thomas hobbes ( sol) ve Jean-Jacques Rousseau

İnsanın gerçek doğasının ne olduğu, yüzyıllar boyunca düşünürlerin kafasını kurcalamış bir sorundur. 17. yüzyıl İngiliz filozofu Thomas Hobbes, çocukların bencil doğduğuna ve topluma faydalı birer üye olabileceklerinin onlara öğretilmesi gerektiğine inanıyordu. Bu sorunun çözümünün çocuğa sıkı disiplin uygulamak olduğu görüşündeydi.

18. yüzyıl Fransız filozofu Jean Jacques Rousseau ise tersine, insanın doğuştan iyiliğe eğilimli olduğunu düşünüyordu. Bireyi yozlaştıran toplumdu. Eğer herkes eşit fırsatlara sahip olsaydı, toplumlar yozlaşmaz ve zorbalaşmazdı. Bu iki farklı görüş ile birlikte insanlar kötü mü doğar yoksa deneyimle mi öyle olurlar? sorusunu o günden beri tartışıyoruz.

Ahlak ilkelerimiz “Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkalarına yapma.” söyleminin etrafında şekillenir. Davranışlarımızı yönlendirir ve toplulukta kalmak ve diğerleriyle aynı haklardan ve fırsatlardan yararlanmak istiyorlarsa, tüm üyelerden kurallara uymaları beklenir.

Ahlak neyin doğru neyin yanlış olduğu konusunda bize rehberlik ediyor gibi gözükmektedir. Ancak sorun insanların ahlaksız buldukları şeylerin kişiden kişiye değişmesidir. Hepimiz kendimizi ahlaklı insanlar olarak tanımlama eğilimdeyiz. Ancak bize göre ahlaken doğru olan eylem, dünyadaki herkes tarafından aynı biçimde mi algılanır?

Tramvay sorunu diye bilinen ünlü bir düşünce deneyinde, farklı ahlaki yargılara varabileceğimi görülmektedir. Kontrolden çıkan bir tramvayın beş kişilik bir insan topluluğuna doğru hızla ilerlediğini hayal edin. Önünüzde duran bir makasla tramvayın yolunu yalnızca bir işçinin çalıştığı bir hatta çevirme olanağınız var. Ne yapardınız?

Kötülük Neden Var? İnsanlar Neden Kötü Olurlar?

Çoğu kişi yapılması gereken doğru işin tramvayın yönünü değiştirmek olduğunu düşünmektedir. Birey için üzülebiliriz, ama daha çok kişiyi kurtarmanın doğru olduğunu biliriz. Şimdi soruyu değiştirelim. Yukarıdaki yaya köprüsünde iri bir adamın yanında duruyorsunuz.

Eğer onu köprüden aşağıdaki yola doğru iterseniz, vücudu tramvayın bu beş kişiye çarpmasını engelleyecektir. O ölecek ama diğer beşi kurtarılacaktır. Adamı köprüden itmeli misin? 

Kurtarılan yaşamlar açısından sonuç tam olarak aynı olsa da çok az yetişkin şişman adamı itebileceğini düşünmektedir. Çünkü birini temas ederek öldürme fikri sarsıcı bir duygudur. Başkalarını incitmek onların acısını hissetmemize neden olur. Ve çoğumuz bu duygudan hoşlanmayız.

Aslında Hepimiz Bir Miktar Kötüyüz!

Kötü kişileri düşünmemiz istendiği zaman çoğumuzun aklına ilk olarak işkenceciler ve katiller gelir. Oysa ki sıradan bir çok insanda da aynı eğilim söz konusudur. Erin Buckels ve meslektaşları 2013 yılında bu durumu iki ilginç deney ile belgeledi.

Deneylerin birinde katılımcılara deney öncesinde bir kişilik testi yapıldı. Devamında deneyde 4 tane koşul var olduğundan bahsedilip ve bunlardan birini seçmelerini istendi. Bu koşullar böcek öldürmek, böceği kendi değil de deneyi yapan kişiye öldürmek, kirli tuvaleti temizlemek ve bir çalışana soğuk suda acı çektirmek idi.

İnsanlar Neden Kötü Olur?

Bu özel çalışmada, katılımcıların dörtte birinden biraz fazlası (yüzde 26,8) önlerindeki kavanozda bulunan üç böceği, önlerinde duran kahve öğütücüsü görünümünde bir makineye koyarak öldürmeyi tercih edecekti. ( Makine gerçekte böcekleri öldürmeyecek biçimde tasarlanmıştı. Ancak çıkardığı sesler bu izlenimi veriyordu.)

Deneylerden birinde de katılımcılara bu durumdan mutlu olup olmadıkları soruldu. Araştırma sonuçlarına göre bu kişiler yaptıkları işten fazla da rahatsız olmamışlardı. Ekip ayrıca tamamen farklı ikinci bir deney gerçekleştirdi. Bu masum kurbanları incitmekle ilgiliydi. Ancak bunu elbette gerçekte değil bir bilgisayar oyununda yapacaklardı. Çalışma sonuçları, çoğumuzun masum bir kurbanı incitmeye istekli olduğunu gösteriyordu.

Her İnsan İçinde Kötülük Barındırabilir

ABD’nin önde gelen sinirbilimcilerinden James Fallon, yıllarca psikopat suçlular üzerinde çalıştıktan sonra bir gün kendisinin de bir psikopat olduğunu keşfetti. Fallon 2005’te bunamayla ilgili Kaliforniya Üniversitesi, Irvine Tıp Fakültesi’nde yaptığı bir araştırmada kontrol grubuna ait beyin görüntülerini incelerken bir dosya ilgisini çekti. Bu görüntüde psikopati belirtileri göze çarpıyordu.

Bunun üzerine şüpheye düşen bilim insanı, görüntülerin kime ait olduğunu öğrenmek istedi. Kendisine ait olduğunu öğrendiğinde ise şoke oldu. Oysaki hayatı boyunca kimseyi incitmemiş ya da incitmek istememişti. Daha sonra annesine bunu sordu ve soy ağacında muhtemelen birini öldürmüş olan en az sekiz kişi olduğunu gördü.

Buna dayanarak ve kendisi hakkında daha fazla araştırma yaptıktan sonra, aslında bir psikopat olabileceğini kabul etti. Kendini empati hissetmekte güçlük çeken ancak sosyal olarak kabul edilebilir şekillerde davranan biri olan “sosyal yanlısı bir psikopat” olarak etiketledi. Sonunda da “İçimdeki Psikopat” başlıklı bir kitap yazdı.

Sonuç Olarak

Gördüğünüz gibi insanlar neden kötü? sorusunun cevabını bulmak kolay değildir. Fransız filozof Blaise Pascal, 1658’de insanlar evrenin ihtişamı ve pisliğidir sonucuna varmıştı. O zamandan bu yana anlaşılan çok az şey değişti.

Seviyoruz ve nefret ediyoruz; yardım ederiz ve zarar veririz, doğamız böyle çelişkilerle dolu. Yazının devamında ayrıca göz atmak isterseniz: Bonhoeffer’ın Aptallık Teorisi: Kötüyü Tespit Etmek Kolaydır; Ancak Aptallık İçin Aynı Şey Geçerli Olmaz


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Why some people are cruel to others. Yayınlanma tarihi: 21 EKİM 2020; Bağlantı: https://www.bbc.com/
  • Reimann, Martin & Zimbardo, Philip. (2011). The Dark Side of Social Encounters: Prospects for a Neuroscience of Human Evil. ORG: Personality, Emotion, & Dysfunction (Topic). 4. 10.1037/a0024654.
  • Harenski CL, Thornton DM, Harenski KA, Decety J, Kiehl KA. Increased Frontotemporal Activation During Pain Observation in Sexual Sadism: Preliminary Findings. Arch Gen Psychiatry. 2012;69(3):283–292.
  • Chester, D. S., DeWall, C. N., & Enjaian, B. (2019). Sadism and Aggressive Behavior: Inflicting Pain to Feel Pleasure. Personality and Social Psychology Bulletin45(8), 1252–1268. https://doi.org/10.1177/0146167218816327
  • Anderson NE, Kiehl KA. Psychopathy and aggression: when paralimbic dysfunction leads to violence. Curr Top Behav Neurosci. 2014;17:369-93. doi: 10.1007/7854_2013_257. PMID: 24306955; PMCID: PMC4331058.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir