Biyoloji ve Coğrafya

İnsanlar Neden Deve Kuşlarının Kafasını Kuma Gömdüğünü Düşünüyor?

Bir sorun yaşayan ancak yaşadığı sorunun varlığını inkar eden ve bu konuda tavsiye almayı da kabul etmeyen bir kişi ile konuştuğumuz zaman ona “devekuşu gibi kafanı kuma gömme” deriz. Bu tavsiyeyi de genellikle korktukları zamanlarda kafalarını kuma gömen deve kuşlarından esinlenerek söyleriz.

deve kuşları kafasını kuma gömme
Deve kuşları kafalarını kuma gömmezler; bunun yerine tehlike anlarında daha düşük bir pozisyon alarak kendilerini korumaya çalışırlar. Bu yanlış inanış, doğada gözlemlenen gerçek davranışları yanlış yorumlamaya dayanmaktadır.

Bir çoğumuz devekuşları hakkında çizgi filmlerden çıkma tek bir fikirle idare ediyoruz: Kriz zamanlarında
kafalarını kuma gömen ve –güya– tehlikeyi görmezlerse tehlikenin de onları göremeyeceğini düşünen büyük kuşlar. Elimizdeki klişeler keşmekeşinde devekuşları yarım akıllı hayvanların tipik bir örneğine dönüşüyor. Gerçekte deve kuşları tehlikeden kaçınmak için kafalarını kuma gömmezler. 

Sonucunda böyle bir eylem yaptıkları zamanlarda nefes almaları mümkün olmayacaktır. Ayrıca kafası kuma gömülü bir biçimde beklemesi yakalanma riskini de arttıracaktır. Devekuşları uzun ve kemikli bacaklara, havada duran et ve tüylerden oluşmuş büyük bir gövdeye ve periskop benzeri bir boyna sahip; boyu da üç metreye kadar ulaşabiliyor. Kafa gömmeye pek de elverişli bir tasarım değil. Son olarak bu eylemi gerçekleştirmek için hiçbir nedenleri de yoktur.

Deve Kuşlarının Kafasını Kuma Gömmesi Efsanesi Nasıl Ortaya Çıktı?

Kafayı kuma gömme fikri, bazen abartılı hikâyeler anlatmasıyla bilinen Romalı doğa bilimci Plinius’dan kalan 2 bin yıllık bir hikayedir. Zaman içinde bu hikaye insanlar bazı yanlış anlamaları ile gerçek sanılmaya başlanmıştır.

Deve kuşları kuş olmalarına rağmen uçamazlar. Vücutları uçmaya izin vermeyecek kadar büyüktür. Ancak rüzgar gibi koşabilirler! Aslına bakarsanız deve kuşları dünyanın en hızlı koşan hayvanları arasındadır. Saatte 60 kilometre hızla koşabilen biri olsaydınız, kaçmak yerine kafanızı kuma gömüp tehlikenin geçmesini ümit etmek gibi saçma bir şey yapmazdınız. Zaten deve kuşları da yapmıyorlar.

Deve Kuşlarının Kafasını Kuma Gömmesi Efsanesi Nasıl Ortaya Çıktı?
Deve kuşları, Avustralya’nın sembollerinden biri olarak kabul edilmektedir. Benzersiz fiziksel özellikleri ve davranışları ile ilgi çekici bir kuş türüdür. Deve kuşları oldukça büyük kuşlardır. Yetişkin bir erkek yaklaşık 2 ila 2.5 metre boyunda ve ortalama 100 ila 160 kilogram ağırlığındadır. Devekuşları dünyadaki yaşayan en büyük ve en ağır kuşlardır. Ancak boyutlarına rağmen, bu kuşların kafaları nispeten küçüktür.

Hatta devekuşları öyle güçlü ki tek bir vuruşuyla aslan gibi heybetli bir hayvanı bile devirebilir. Dolayısıyla saklanmasına ya da saklanıyormuş gibi yapıp kendini aldatmasına gerek yok. Peki ama başlarını kuma gömdükleri efsanesi nereden çıktı? O kadar video ve fotoğraf yanılıyor olabilir mi?

Devekuşları, yumurtalarını tehlikelerden korumak için derin çukurlar açarlar. Anne ve baba, yumurtalar çatlayana dek sırayla bu çukurların üstünde oturur. Ayrıca çevrede tehlike arz eden bir durum varsa hemen yumurtaların üstüne çöküp, avcı tarafından görülme riskini azaltmak için boynunu yere dayayarak beklerler. Günde birkaç kez de kafalarını çukurlara sokarak yumurtaları gagalarıyla nazikçe döndürmeleri gerekmektedir.

deve kuşu kafasını niye kuma gömer
Devekuşları aslında bitkilerle beslenmek ya da yuvalarıyla ilgilenebilmek adına kafalarını yere yakın bir düzeyde tutuyor. Devasa gözleri ise onları kuşatan dünyayı yakından takip edebilmelerine yardımcı oluyor. Yumurtasını korumaya çalışan bir deve kuşu uzaktan kafasını kuma gömmüş gibi gözükecektir.

Sonucunda uzaktan bakıldığında, yumurtasını çevirmek için bir deliğe kafasını sokan bir deve kuşu kafasını kuma gömmüş gibi görünecektir. Ayrıca deve kuşları, tehlike anlarında genellikle yere eğilirler, böylece daha düşük bir profil oluşturarak tehlikeyi azaltmaya çalışırlar. Ama bu esnada kafalarını kuma gömmezler.

Deve Kuşlarının Kafalarını Gömmesi Efsane Olsa da Deve Kuşu Sendromu Gerçektir!

‘Başını kuma gömmek’ deve kuşlarından çok insanlara özgü bir özelliktir. Bu olgu ilk kez İsrailli ekonomistler Dan Galai ve Orly Sade tarafından yazılan, yatırımcı davranışlarıyla ilgili 2006 tarihli bir makalede ortaya atıldı. Deve kuşlarının kafasını kuma gömme efsanesinden etkilenen ikili sendroma bu adı vermeyi tercih etti.

Finans alanında ortaya atılan bu önyargı, belirli bir yatırımcı davranışı modelini ortaya koymak için icat edildi. Görünen o ki, bazı yatırımcılar, belirli riske sahip benzer yatırımlarla karşılaştırıldığında, ilişkili risk düzeyinin raporlanmaması durumunda bazen yatırım yapmaya daha istekliydi. Psikolojide devekuşu sendromu ise, genellikle insanların performansları hakkında geri bildirim alma konusundaki isteksizliğini ifade etmek için kullanılmaktadır.

Diyelim ki son zamanlarda dışarıda çok fazla, yemek yiyorsunuz. Bunun da bütçenize ek bir yük getirdiğini biliyorsunuz. Sonucunda yapmanız gereken banka hesap bakiyenizi kontrol etmek ve gerçekle yüzleşmektedir. Ancak bunu yapmak muhtemelen kendinizi kötü hissetmenize neden olacaktır.

Sonuçta zaten kötü olduğunu bildiğiniz bir durumun ne kadar kötü olduğunu bilmek istemezsiniz. Devamında da kötü para harcama alışkanlığınızı sürdürmeye devam edersiniz. Diğer bir deyişle, durumla uğraşmak yerine gerçek deve kuşları yapmasa da bizler kafayı kuma gömmeyi tercih ederiz.

Olumsuz bilgi ve geri dönüşlerden kaçınma bilişsel bir önyargıdır. Ne yazık ki bu kaçınma çoğu durumda işleri daha da kötüleştirecektir. Muhtemelen en doğru yapılacak şey ise geç kalmadan gerçekler ile yüzleşmek olacaktır.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir