Biyoloji ve Coğrafya

Uzun Boylu İnsanlar Daha mı Başarılı? İnsan Boyu İle İlgili 7 Efsane Ve Bazı Gerçekler

Uzun boylu insanlar gerçekten daha mı fazla maaş alıyor? İnsanların boyu giderek uzuyor mu? Boyumuz tamamen genlerimiz tarafından mı belirleniyor? Boy, fiziksel görünümümüzün en dikkat çekici özelliklerinden biri olsa da, bu konuda pek çok yanlış bilgi dolaşıyor. İşte bilimsel araştırmalara dayanarak doğru bilinen yanlışlar ve gerçekler.

1-İnsan boyu en fazla ergenlikte uzar ( Yanlış)

Doğum ile 20 yaş arasındaki kız ve erkek çocuklar için büyüme eğrileri

Ergenlik döneminde hem kız hem de erkek çocuklar hızla büyür, ancak insan hayatındaki en hızlı büyüme dönemi bu değildir. Büyüme eğrileri, boy uzunluğunun çocukluktan yetişkinliğe kadar düzenli bir şekilde arttığını gösterse de, en yoğun büyüme yaşamın ilk yıllarında gerçekleşir.

Yeni doğan bir bebek ortalama 50 cm uzunluğunda dünyaya gelir. İlk dört yıl içinde bu uzunluğun iki katından fazla artarak yaklaşık 105 cm’ye ulaşır. Büyüme en yüksek hızına ulaştığında, çocuklar yılda 20 cm veya daha fazla uzayabilir. Bu oran, ergenlikteki büyüme hızından belirgin şekilde daha yüksektir.

14 yaş civarındaki erkek çocuklarda büyüme hızı yılda yaklaşık 10 cm’ye ulaşır. Bu, önemli bir büyüme oranı olsa da bebeklik dönemindeki kadar hızlı değildir. Kız çocukları da ergenlik döneminde büyüme hızlanması yaşar, ancak bu süreç genellikle 12 yaş civarında zirveye ulaşır ve yılda 8-9 cm kadar uzayabilirler.

2-İnsan boyu yetişkinlikten sonra da uzar ( Yanlış)

Bazı insanlar boylarından memnun olmaz ve daha uzun olmayı ister. Sağlıklı bir yaşam tarzı büyümeyi desteklese de, tamamen yetişkin bir bireyin boyunu uzatması neredeyse imkânsızdır. Çoğu insan için, kemiklerdeki büyüme plakalarının kapanması nedeniyle 18 ila 20 yaşlarından sonra boy artışı durur.

İnsan boyu artışı kemikler belli bir yapıya ulaştıktan sonra duracaktır.

Birçok kişi belirli aktivitelerin boy uzattığını öne sürse de, bu iddiaları destekleyen bilimsel kanıtlar yoktur. Bazı egzersizler ve duruş çalışmaları, geçici olarak boyda küçük değişimlere neden olur, ancak bu etkiler kalıcı değildir.

Yetişkinler boylarını uzatamasalar da yaşa bağlı boy kaybını önlemek için bazı önlemler alabilirler. 30 yaşından itibaren, osteoporoz, omurga disklerinin sıkışması ve diğer yaşlanma faktörleri nedeniyle her on yılda yaklaşık 1 cm boy kaybı yaşanır.

30’lu yaşlardan itibaren düzenli egzersiz yapmak, kalsiyum ve D vitamini açısından zengin besinler tüketmek ve duruş bozukluklarını önlemek, bu süreci yavaşlatmada etkili olacaktır. Bu yüzden, boy uzatmaktan ziyade genel sağlık koşullarını iyileştirmek daha önemlidir.

3-İnsan boyunu genlerimiz belirler ( Kısmen Doğru)

İnsan boyu kısmen genetik kısmen de çevresel faktörler ile belirlenecektir. Çalışmalar, zamanla beslenme geliştikçe insanların boyunun uzadığını buldu. Bu, kalsiyum, protein ve diğer besinler açısından zengin bir diyetle beslenen çocukların büyüme potansiyellerini en üst düzeye çıkarabileceklerini göstermektedir.

2022 yılında, bilim insanları boy ve genetik arasındaki ilişkiye dair dünyanın en kapsamlı çalışmasının sonuçlarını yayımladı. 20 yıl süren bu araştırmada, yaklaşık 5,5 milyon insanın DNA’sı karşılaştırıldı. Sonuçlar, genlerin boyumuzun yaklaşık %80’ini belirlediğini ortaya koydu.

Bu, benzer ortamlarda büyüyen iki çocuğun boyunu belirlemede genlerin en önemli faktör olduğunu gösteriyor. Ancak biri yeterli beslenemezken diğeri sağlıklı bir diyetle büyüyorsa, genetik artık kesin bir belirleyici olamaz. Çevresel faktörler, genetik potansiyelin tam anlamıyla ortaya çıkmasını engeller veya destekler.

Araştırmada, DNA’mızda boyu etkileyen en az 12.000 genetik konum tespit edildi. Üstelik bu bölgeler genetik materyalimizin yaklaşık %20’sine dağılmış durumda. Bu da, benzer ortamlarda büyüyen iki çocuğun bile genetik faktörler nedeniyle farklı boylara sahip olabileceğini gösteriyor

4-Hızlı büyüme sırasında büyüme sancıları ortaya çıkar ( Yanlış)

Büyüme ağrısı gerçektir ancak hızlı kemik, kas veya bağ büyümesinden kaynaklandığına dair bilimsel bir kanıt yoktur.

3-12 yaş arası çocuklarda, periyodik olarak ortaya çıkan büyüme ağrıları görülür. Genellikle geceleri hissedilen bu ağrılar, özellikle bacakları etkiler ve birkaç saat içinde kendiliğinden azalır. Ağrının şiddeti kişiden kişiye değişir. Çoğu çocuk bunu fark etmezken, bazıları için oldukça rahatsız edici olur.

Eskiden bu ağrıların kemik büyümesinden kaynaklandığı düşünülüyordu. Ancak günümüzde bilim insanları, bu ağrıların büyümeyle doğrudan bağlantılı olmadığını düşünüyor. Bunun en önemli nedeni, ağrıların vücudun en hızlı büyüdüğü dönemlerde ortaya çıkmaması.

Ağrının kesin nedeni bilinmese de farklı teoriler öne sürülüyor. Bunlardan biri, çocukların gün içinde çok aktif olması ve kaslarını aşırı kullanmasının bu ağrıları tetiklediği yönünde. Bir diğer olasılık, bazı çocukların ağrı eşiğinin daha düşük olması nedeniyle bu durumu daha fazla hissetmesi.

5-Uzun boylu insanlar daha çok para kazanıyor ( Doğru)

İnsan boyu ile para kazanma arasındaki ilişki biraz karmaşıktır.

Araştırmalar, uzun boylu insanların daha yüksek eğitim seviyesine sahip olduğunu ve daha fazla kazandığını gösteriyor. ABD ve İngiltere’de yapılan çalışmalar, büro işlerinde çalışanların bedensel işlerde çalışanlara kıyasla ortalama 3 cm daha uzun olduğunu ortaya koydu.

Bu farkın nedeni tam olarak bilinmiyor. Bir teori, uzun boylu insanların daha özgüvenli olduğu için kariyerlerinde daha başarılı olduğunu öne sürüyor. Bir başka görüş, kısa boylu bireylere yönelik ayrımcılığın rol oynadığını savunuyor.

Üçüncü teori ise uzun boy ve zeka arasında bir bağlantı olduğunu iddia ediyor. Bazı analizler bu ilişkiyi destekliyor. Hem boy hem de zeka, çocuklukta sağlıklı beslenmeden etkilendiği için bu durumun ortak bir biyolojik temele dayandığı düşünülüyor.

6- Atalarımızdan daha uzunuz ve insan boyu giderek uzuyor ( Hem doğru hem yanlış)

AEski atalarımızın modern insanlardan daha kısa olduğu yaygın bir inanıştır. Ancak İsrail’de bulunan 100.000 yıllık kemikler, bu görüşü çürütüyor. Araştırmalar, o dönemde erkeklerin ortalama 185 cm, kadınların ise 170 cm boyunda olduğunu gösteriyor. Bu da insanların evrim sürecinde sürekli uzadığı fikrini geçersiz kılıyor. Bunun yerine, boy uzunluğunda belirgin dalgalanmalar yaşandı.

Atalarımızın ortalama boyu bir noktada azaldı ve binlerce yıl boyunca 160-170 cm arasında sabit kaldı. Ancak 150 yıl önce sanayi devrimiyle birlikte boylar yeniden uzamaya başladı. Yaşam koşullarının, sağlık hizmetlerinin ve beslenme standartlarının iyileşmesi bu artışın en büyük nedenleri arasında yer alıyor.

Avrupa’da yapılan bir analize göre, askerlik hizmetinden sorumlu Hollandalı erkeklerin boyu 1858’de ortalama 163 cm iken, 1997’de 184 cm’ye çıktı. Ancak, en azından birçok batı ülkesinde, boydaki artış artık azalıyor. Hollanda’da yapılan çalışma, boyun 1997 ile 2009 yılları arasında sabit kaldığını gösteriyor

7-Büyüme hormonları çocukları daha uzun yapar ( Hem doğru hem yanlış)

Çocukların yaklaşık %2,5’inde “boy kısalığı” görülür. Bu durum, onların akranlarına kıyasla belirgin şekilde daha kısa olması anlamına gelir. Genellikle kalıtsaldır, ancak bazı çocuklarda büyüme hormonu eksikliğinden kaynaklanır.

Bu hormon, beynin altında bulunan hipofiz bezinde üretilir ve kana karışarak kemiklere ve karaciğere yayılır. Karaciğer, kemik büyümesi için gerekli olan büyüme faktörlerinin üretimini bu hormon sayesinde artırır. Eğer çocukta büyüme hormonu eksikliği varsa, doktorlar genellikle düzenli enjeksiyonlarla yapay büyüme hormonu tedavisi uygular.

Birçok araştırma, çocukları ortalamaya daha yakın bir boya ulaştırmak için en iyi dozu belirlemeye çalıştı. Sonuçlar, büyüme hormonlarının bazı durumlarda boyu artırdığını ancak çocukların yine de ortalamadan kısa kaldığını gösterdi. Ayrıca, bazı kısa boylu çocuklarda büyüme hormonu eksikliği bulunmadığından, yapay hormon tedavisi onlar için daha az etkili olur.


Kaynaklar ve ileri okumalar

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir