Eğer bir çocuğa yeterince erken bir yaşta belli bir konuda eğitim vermeye başlarsanız, bu çocuktan bir dahi yetiştirebilir misiniz? Yetenek doğuştan mı gelir yoksa sonradan mı edinilir? Dahi doğulmaz, dahi olunur! sözünün bir gerçeklik payı var mıdır?
Bu sorulara bir cevap bulmayı amaçlayan eğitim psikoloğu László Polgár, doğuştan gelen yetenek fikrini tamamen reddediyordu. Uzun vadede sıkı çalışmanın yeteneği geride bıraktığını göstermek amacıyla bir deney yapmaya karar verecekti. Ancak bunun için önce evlenmesi ve sonrasında da çocukları olması gerekiyordu.
Sonucunda fikirlerini açıkladı ve bir eş aramaya başladı. Sonunda Ukrayna’dan Klara adında bir öğretmen bu çağrısına cevap verdi. İkisi evlendiler ve devamında Macaristan’a yerleştiler. Laszlo ve Klara’nın kısa süre sonra Susan adında bir kızı oldu. Susan dört yaşına geldiğinde ise deney başladı. Devamında aileye Sophia ve Judit de katıldı ve onlar da deneye dahil oldular.
Bu üç kız kardeşi günümüzde Polgar kardeşler olarak tanıyoruz. Hayatları boyunca satranç alanında başarıdan başarıya koşmuş bu üç kız kardeşin başarısı aslında babaları tarafından planlanan bu deneyin sonucudur.
Polgar Kardeşler Deneyi Nasıl Devam Etti?
László Polgár’ın deneyi için seçtiği alan satranç idi. Bunun en önemli nedeni satrancın performansa dayalı nesnel bir ölçüm sisteminin olmasıydı. Aslında deneyin başlangıcında çift satranç üzerine odaklanmamıştı. Hatta Klara çocuklara dil ve matematik öğretmeyi planlamıştı. Ancak bu alanlarda başarının ölçülmesi kolay değildi.
Sonucunda ilk kızları Suzan Polgar’ı bir satranç dehası olarak yetiştirmek için bir plan yapacaklardı. Bu arada Klara hayatında daha önce hiç satranç oynamamıştı. László Polgár’ın kendisi de ortalama bir oyuncuydu.
Bu nedenle öncelikle László Polgár satranç çalışmalarına başladı. Bir yandan satranç konusunda uzmanlaşırken bir yandan da satrancın nasıl öğretilmesi gerektiği üzerine araştırmalar yapıyordu. Deney kapsamında karı koca çalışma hayatını bırakmış ve tüm zamanlarını çocuklarını ayırmaya başlamıştı. Çocuklarda okula gitmemiş ve evde eğitim alacakları biçimde hayatları planlanmıştı.
Kızlar sadece satranç değil birçok alanda eğitim aldılar. Ancak asıl uzmanlık alanları satrançtı. Ev satranç kitapları ve ünlü satranç oyuncularının resimleriyle doluydu. Çocuklar sürekli birbirlerine karşı oynuyorlar ve bulabildikleri en iyi turnuvalarda yarışıyorlardı.
Judit Polgar ve Kız Kardeşleri Babalarını Haklı Çıkardı
1970’li yıllarda satranç dünyası erkek egemenliği altındaydı ve bu oyunun kadınlara dönük olmadığına dair yaygın bir inanış vardı. Ancak bu üç kardeş kısa süre içinde bu inanışı yerle bir edecekti. Susan on dokuz, Sophia on dört ve Judit on iki yaşındayken, Kadınlar Olimpiyatları’nda bir takım olarak yarıştılar. Sonucunda Macaristan’ın Sovyetlere karşı ilk zaferini alarak ulusal kahramanlar oldular.
Susan Polgár 21 yaşında, dünyanın en iyi kadın satranç oyuncusu olarak tanındıktan sonra, 1986’da Erkekler Dünya Şampiyonasına katılmaya hak kazanan ilk kadın oldu. İkinci çocuk olan Sofia Polgár, dünyanın en iyi on kadın satranç oyuncusu arasına girdi. Ayrıca kariyeri boyunca diğer birçok erkek büyük ustayı da yendi.
1976 doğumlu Judit Polgár ise üç efsanevi kız kardeş arasında en yüksek satranç sonuçlarını elde etti. Judit, günümüzde tüm zamanların en güçlü kadın satranç oyuncusu olarak kabul edilmektedir. 1989 yılında dünyada en iyi yüz sporcu arasına giren Judit, 1991 yılında da bir rekor kırarak tarihteki en genç büyük usta unvanını elde etti.
Polgarlar sıralamada hızla yükselirken, dünyanın en iyi oyuncularının çoğu hala kadınların erkekler kadar iyi oynayabileceğinden şüphe duyuyordu. Dünyanın en üst sıradaki oyuncusu Garry Kasparov, Judit için “Yetenekli ama çok yetenekli değil. Kadınlar doğaları gereği istisnai satranç oyuncuları değiller.” diyerek düşüncelerini dile getirmişti. 2002 yılında, o zamana kadar dünyanın en iyi sekizinci oyuncusu olarak gösterilen Judit satranç efsanesi Gary Kasparov’u da yendi.
Polgar Kardeşler’in Sırrı Neydi?
László’nun çılgın ve belki de etik olmayan deneyi, mucize çocuklar üretme girişimi başarılı olmuştu. Çocukların başarısı, bilinçli çaba ve yoğun çalışma sonucunda ortaya çıkmıştı. ( Ek okumalar için: Üstün Yetenek Nedir? Üstün Yetenekli Çocuklar Nasıl Yetiştirilmelidir?)
Polgar’ların başarısının temelinde örüntü tanıma yatıyordu. Herkesin dakikalar, bazen saatlerce süren muhakeme sonunda yapabildiği bir hamleyi, Polgar’lar hiç düşünmeden yapabiliyorlardı. Onlar satranç oynarken, beyinlerinde kullanılan kısım, hepimizin yüz tanırken kullandığı kısımla aynıydı. Kısacası yıllar süren çalışma Polgar kardeşlerin beyinlerini değiştirmişti. Bu da aslında babasının deha doğulmaz, deha olunur teorisini kanıtlayan bir durumdu.
Polgar kardeşlerin de etkisi ile günümüzde satranç şampiyonalarında artık kadınlar, erkeklerle eşit şartlar altında yarışıyorlar. Anlaşılan o ki yaptığımız şey her ne olursa olsun eğer aklımızı tamamen ona verirsek ve gerçekten istersek başarılı olmak mümkün. Ayrıca Polgar ailesi eğitimin yanı sıra kararlı, azimli ve istikrarlı çalışmanın ne anlama geldiğini daha iyi anlamamızı sağlıyor. Yazının devamında göz atmak isterseniz: IQ Seviyeleri Ortalamanın Çok Üstünde Olan 20 Deha İle Tanışalım
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Geoff Colvin; Talent is Overrated: What Really Separates World-Class Performers from Everybody Else; ISBN: 1591842948
- The Grandmaster Experiment; yyaınlanma tarihi: 1 Ekim 2005; Bağlantı: https://www.psychologytoday.com
- How Judit Polgár Became The Greatest Female Chess Player Of All Time; yayınlanma tarihi: 18 Nisan 2018; Bağlantı: https://allthatsinteresting.com/judit-polgar
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel
Çok güzel ilgi çekici bir yazı. İnsanın istediğini elde edebileceğine dair çok güzel bir ornek