Tarih

İkinci Dünya Savaşının En Garip Projesi Bir Güneş Silahı İdi

İkinci Dünya Savaşı sırasında dünyanın büyük güçleri, savaşta verimli ve korkutucu olmak için bakışlarını gelişen teknoloji, tıp ve iletişim üzerine dikmişlerdi. Bunun sonucunda da ortaya bir çok şeytani savaş silahları çıkmıştı.

Yarasa bombaları, patlayan fareler, güvercin füzeleri, tank savar köpekler bu fikirlerin en garip olanlarından sadece bir kaçı. Ancak içlerinde bir tanesi gerçekten de James Bond filmlerinde görmeye alışık olduğumuz türden bir silahdı. Bu silahın adı Sonnengewehr ya da Türkçe adıyla Güneş Silahı!

Düşman şehirlerini yerle bir etmek için 1.609 km genişliğinde dev bir ‘güneş silahı’ inşa edilmesi planlıyordu. Bu bilgi, Life dergisinde yayınlanan 1945 tarihli bir makalede kamuoyuna duyuruldu.

Almanya, Mayıs 1945’te teslim olduktan sonra, bir çok bilgi ortaya çıktı. Bu özel plan, “Life” dergisinin 1945 yılına ait bir sayısında yayınlandı. Derginin aktardığı bilgilere göre savaşta “uzay aynası” olarak adlandırılan bir uydu ile Pittsburgh, Pennsylvania gibi ABD şehirlerini yok etmek için güneş ışınlarının kullanılması planlanmaktaydı.

Bu silahın mantığı esasen bir büyüteç aracılığı ile güneş ışınlarını odaklayarak ateş yakma fikri ile aynıydı. Normal koşullarda güneş ışığı belirli bir miktarda enerji taşır. Ancak dünyaya ulaşan ışınlar dağınık olduğundan bir kağıdın ya da herhangi bir yanıcı yüzeyin üzerine düştüğünde yakma potansiyeli taşımaz.

Bununla birlikte, kağıt parçası ile ona doğru gelen ışınlar arasına bir büyüteç yerleştirdiğinizde işler değişir. Bu sayede ışınların birbirine yaklaşmasını ve odak noktasında birleşmesini sağlarsınız. Ancak bu bir kağıt parçası yakacaksanız işe yarar.

Güneş Silahı Nasıl Çalışacaktı?

Hermann Oberth (d. 25 Haziran 1894 – ö. 28 Aralık 1989), Alman fizikçi ve mühendis. Oberth, roketlerin teorik prensipleri üzerine yaptığı çalışmalarla ünlüdür. Ayrıcauzay yolculuğunun gerçekleşmesi için gerekli temel fikirleri ortaya koymuştur.

Güneş Silahı, Alman fizikçi Hermann Oberth’ın bir fikrinden yola çıkılarak yapılacaktı. Efsanevi bir roket bilimcisi olan Hermann Oberth 1923 yılında uzaya bir ayna yerleştirme fikrini ortaya atmıştı. Ancak bunu limanları aydınlatmak ve donmuş nehirleri eritmek gibi barışçıl amaçlar için kullanmayı planlıyordu.

Ancak elbette savaş başlayınca bu plan şekil değiştirdi. Artık proje, Dünya’nın yörüngesine yerleştirilen dev bir içbükey aynanın Güneş ışınlarını odaklamasını ve sonra da istenilen bir hedefe yansıtmasını amaçlıyordu.

Bu fikir, 2. Dünya Savaşı sırasında Alman Ordusu Topçu Birliği tarafından değerlendirmeye alındı. Projeye Dünya’nın yörüngesinde dönen bir uzay istasyonu dahil olacaktı. Bu istasyona bir ayna bağlanacak, itici roketler sayesinde hareket edip doğru pozisyonu alacaktı. Bunun sonunda da hedefe odaklanacaktı. Bu büyüklükte bir silah sayesinde de koca bir şehri yakmak mümkün olacaktı. Çılgınca olduğunu en baştan söylemiştik.

Bu Silah Neden Yapılamadı?

Doğal olarak proje hiçbir zaman başlamadı. Çünkü Alman bilim insanlarına göre ihtiyaç duyulan teknolojiyi kusursuz hale getirmek için on yıllarca zamana ihtiyaç vardı. Böyle bir planın önündeki en büyük engel, parçaları yörüngeye taşıyacak hiçbir ağır roketin olmamasıydı.

Znamya projesi, 1990’larda güneş enerjisini güneş ışığını yansıtarak Dünya’ya ışınlamayı amaçlayan bir dizi yörünge ayna deneyiydi.

Olduğunu varsayarsak ne kadar pratik olurdu? Böyle bir silah işe yarar mıydı? İleriki yıllarda yapılan çalışmalar uzay reflektörlerinin olası olduğunu ortaya koydu. Hatta 1993’te Rus bilim insanları güneş ışınlarını kullanarak güneş enerjisini yeryüzüne yansıtmak için bir proje başlattılar.

“Znamya” adı verilen 20 metre çapındaki bir ayna Rus uzay istasyonu Mir’e sabitlendi. Bu dev ayna yörüngeye yerleştikten sonra yeryüzünde 5 km çapında aydınlık bir alan oluşturdu. Znamya uydusu bir kaç saat boyunca yörüngede kaldıktan sonra Kanada üzerinde atmosfere girerek yandı.

Aslında Bir Ölüm Işını İnşa Etmek Pek de Yeni bir Fikir Değil

Öte yandan güneşi bir ölüm silahı olarak kullanmak ilk olarak 2. Dünya savaşı esnasında bilim insanlarının aklına gelmedi. Yunan gök bilimci Arşimet’in de, M.Ö. 214 – 212’de gerçekleşen Syracuse Kuşatması sırasında aynalar kullanarak Roma gemilerini yakmayı başardığı rivayet edilmektedir.

Bu gravür, Arşimet’i saldırısını gerçekleştirmek için büyük, parabolik bir ayna kullandığını gösteriyor.

Ancak bu arada hatırlatalım. Discovery Channel’ın popüler bir programı olan Mythbusters, bir geminin sadece aynalar kullanılarak yakılıp yakılamayacağını anlamak için üç bölüm ayırdı. Ancak her seferinde de bu fikir olasılık dışı olarak kabul edilecekti. Daha fazlasını bu yazımızdan okuyabilirsiniz. ( Arşimet Aynalar Yardımı İle Gemileri Yakmış Olabilir mi?)


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir