Herodot, MÖ 484 civarında doğmuş eski bir Yunan tarihçisiydi. Küçük Asya’nın güneybatısındaki bir bölge olan Karya’daki Halikarnas şehrindendi. Yani kendisi Bodrum’da doğmuştu. Hayatı hakkında pek çok şey bilinmemekle birlikte kendisi nesiller boyu tarihçilere ilham verdi. Bu nedenle de “tarihin babası” olarak hatırlanmaya başladı. Herodot daha sonra güney İtalya’daki bir Yunan şehri olan Thurii’ye yerleşti ve MÖ 420’lerde orada öldü.
Herodot, geçmişle ilgili inanılmaz hikayeler yazan, çok seyahat eden bir adamdı. Yunan edebiyatına en büyük katkısı, MÖ 5. yüzyılda yayınlanan Histories adlı 9 ciltlik bir kitap serisi oldu. Bu kitapta, kralların ve kraliçelerin yaşamları, ünlü savaşlar ve coğrafi topografyalar dahil olmak üzere tarih boyunca yaşanan olayları anlattı. Kitabın başarısının ardından M.Ö. birinci yüzyılda yaşayan Romalı politikacı ve hatip Marcus Tullius Cicero, Herodot’u “tarihin babası” olarak adlandırdı. Sonrasında da bu isim yüzyıllar boyunca kaldı.
Herodot Neden Tarihin Babası Olarak Anılıyor?
Günümüzde tarih çok kapsamlı ve uzun zaman gerektiren bir çalışma alanıdır. Ancak Herodot’un antik Yunan’da yaşadığı dönemde bu durum geçerli değildi. Aslına bakarsanız Herodot’tan önce hiç kimse gerçek tarihi olayların anlaşılır ve kronolojik bir zaman çizelgesi içinde düşünmemişti. Bunu yapmak yerine, metinlerdeki tarihi gerçekleri Yunan mitolojik sembollerle birleştirmeyi tercih etmişlerdi.
Herodot kitabında, tarihin en önemli olaylarından bazılarını belgeledi. Öncelikle Yunanistan ve İran arasındaki savaşları ön planda tutarak dehşet verici muharebelerin öncesinde, savaş sırasında ve sonrasında insanların nasıl değiştiğini yazdı. Tarihinin, coğrafyasının ve uygarlığının gelişimini ayrıntılı bir şekilde inceleyerek Pers İmparatorluğu’nun yükselişini anlattı.
Herodot’un Yunan ve Pers savaşları hakkındaki yazılarının çoğu dramatik ve ilgi çekicidir. Kitabındaki en ünlü hikayelerden bazıları, Maraton Savaşı’nda (MÖ 490) koşan Atinalı hoplitleri ve Spartalıların son direnişini içerir.
Herodot Etkili Bir Hikaye Anlatıcısı İdi
Anlatım biçimin okuyucunun hayal gücünü etkileyecek biçimdeydi. Bu insanları kendine çeken kapsamı, daha önce hiç kimsenin deneyimlemediği bir durumdu. Herodot’un çalışmalarını tanımlamak için kullandığı kelime, zamanla bugün anladığımız anlamda tarih anlamına gelen “historia” idi.
Herodot aynı zamanda tarihin eğlenceli olabileceğini, ayrıca tarihsel araştırmaların toplumun ve uygarlığın doğasına yönelik felsefi sorular oluşturmak için kullanabileceğini de göstermişti. Hayatını adadığı eserinde, kritik anların bize yaşamımıza dair nasıl ahlaki mesajlar verebileceğine değinmişti.
Herodot kitabında ele aldığı olayları elbette kendi gözlemlememişti. Ancak kendisi yaşamı boyunca bir çok seyahat yaptı. Mısır, Libya, Suriye, Babil, Susa, Lidya, Susa ve Frigya’yı ziyaret ederek uzun yıllar dünyayı dolaştı. Daha sonra Karadeniz kıyılarında yolculuğuna devam etti.
Karşılaştığı yerel insanlarla konuştu ve gittiği her yerde birçok soru sordu. Eski mitleri ve efsaneleri dinledi, sözlü tarihleri kaydetti ve gördüğü yerler ve şeyler hakkında notlar aldı. Tüm bunların sonucunda elde ettiği bilgileri bir hikaye haline getirerek kaleme aldı.
Herodot Gerçekten “Tarihin Babası” Unvanını Hak Ediyor mu?
Aslına bakarsanız bu soru çok eski zamanlardan beri sorulmaktadır. M.Ö. birinci yüzyılda coğrafyacı Strabo “Herodot Tarihi saçmalıklarla dolu” diye yazmıştı. Ayrıca Cicero, Herodot’u “Tarihin Babası” olarak adlandıran ilk kişi olsa da yazılarında bol miktarda efsane olduğunu da belirtmekten geri durmamıştı.
Bize aktardığı bilgilerin içinde elbette bazı abartılı noktalar da vardı. Kendisi hikaye anlatma konusunda benzersiz bir yeteneğe sahip zeki bir yazardı. Herodot’un yazılarında kesinlikle doğru olmadığını söyleyebileceğimiz pek çok şey bulunmaktadır. Kitabında aktardıkları, bir kişinin dünya hakkındaki bilgisinin çok daha sınırlı olduğu eski zamanlarda elde edebildiği kadar gerçeğe yakındı.
Herodot’un tarihi kaydetme yöntemlerinin modern tarihçilerinkinden farklı olduğu doğrudur. Ancak, bu onu tamamen güvenilmez yapmaz. Gerçekleri ve hikayeleri derlemesinde tarafsızdı ve bunları farklı kaynaklardan elde etmek için büyük çaba sarf etti. Ayrıca Herodot’tan önce “tarih” diye bir anlatım olmadığını hatırlamak da önemli. Bu nedenle bir çok tarihçiye göre kendisi tarihin babası unvanını hak etmektedir.
Herodot, hem yaşamı boyunca hem de sonrasında öykülerinin geçerliliğinden şüphe duyanlar tarafından eleştirilecekti. Buna rağmen onun izinden giden bir çok kişi oldu. Antik çağda bunlar arasında Thukydides, Platon, Cicero ve Aristoteles vardı.
Çalışmalarına yönelik en sık öne sürülen eleştiriler bugün arkeolojik kanıtlarla çürütülecekti. Bu da Herodot’un sunduğu çoğu bilginin zamanın doğru bilgilerine dayandığını kanıtlıyor. Bugün bile, Herodot’un tarihi olayları betimleyici, son derece ayrıntılı bir şekilde anlatması ve onları eğlenceli, keyifli bir okuma haline getirmesi, günümüz akademisyenlerine, tarihçilerine ve yazarlarına ilham vermeye devam ediyor. Ayrıca göz atmak isterseniz: Tıbbın Babası Hipokrat ve Yemini Hakkında Duyduklarınız Yanlış Olabilir
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Why Is Herodotus Called the Father of History? Bağlantı: https://www.thecollector.com/
- Who was Herodotus? Yayınlanma tarihi: 3 Mart 2022; Bağlantı: https://www.livescience.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel