Günlük Hayatın Felsefesi

Hedonizm Nedir? Hedonist Kime Denir? Hepimiz Doğuştan Hedonist miyiz?

Hazcılık veya hedonizm, hazzın mutlak anlamda iyi olduğunu, insan eylemlerinin nihai anlamda haz sağlayacak bir biçimde planlanması gerektiğini, sürekli haz verene yönelmenin en uygun davranış biçimi olduğunu savunan felsefi görüştür. Bir hedonist ise hazzı en üst düzeye çıkarmaya ve acıyı en aza indirmeye çalışan kişidir.

Hedonizm yani hazcılığın çok köklü bir geçmişi var. Başlangıcı Aristippos tarafından kurulan bir düşünce okulu olan Kirene Okulu ile MÖ dördüncü yüzyıla kadar uzanır. Aristippos’da Sokrates’in öğrencilerinden biridir ve doğru yaşamak nedir? sorusuyla felsefesini geliştirmiştir.

Felsefesine göre haz veren her şey iyi, acı veren her şey de kötüdür. Yaşamanın amacı hazdır ve insan yaşamı süresince hazza yönelmeli, acıdan kaçınmalıdır. Bu yüzdendir ki anlık zevk düşkünlüklerini engelleyecek bir ahlaki değerler sistemi oluşturmaya çalışmak gereksizdir.

Epikür bizlerin mutlu olma konusunda ne kadar kötü, kendimize mutsuzluklar icat etmede ise ne kadar yetenekli olduğumuzu hatırlatır.

Epikürcüler ise hazcılığa farklı yaklaşır. Yok olana kadar bu gezegende sayılı günümüz ol­duğunu, bu sırada da yapmak zorunda olduğumuz hiçbir şey ol­madığını söyler. Uymamız gereken hiçbir emir yoktur. Mutsuz olmaya çabalamak yerine varlığımızdan zevk alarak mutluluğu seçebiliriz. Daha fazlası için: Mutlu Olmak İçin Epikür Felsefesini Nasıl Kullanabiliriz?

Para Avcısı – The Wolf of Wall Street filmindeki Leonardo DiCaprio tarafından canlandırılan Jordan Belfort karakteri günümüzde hedonist kişilik yapısına bir örnek olarak verilebilir. Onun aşırı zenginliği, zevkli olan her şeye karşı doyumsuz açlığını tatmin etmesine izin verir.

Sonucunda zevkin iyi hissettirdiği ve acının kötü hissettirdiği mantıklıdır. Bu nedenle genellikle zevkleri seçer ve acılardan kaçınırız. Ancak Epikür, tüm eylemlerimizin nihayetinde kendi zevkimizi hedeflediğini düşünür. Tek bir temel motivasyonumuz vardır. Bu da zevk peşinde koşmaktır. Zevkin “her seçim ve kaçınmanın başlangıç ​​noktası” olduğunu yazar. 

Aslında Hepimiz Biraz Hedonist Olabiliriz

En son eylemlerinizden bazılarını düşünün. Son birkaç saat içinde muhtemelen birçok şey yaptınız. Belki bulaşıkları yıkadınız, bazı iş e-postalarına cevap verdiniz, bir sorun yaşayan bir arkadaşınızla konuştunuz, güzel bir sandviç yediniz veya bir dizinin tüm bölümlerini arka arkaya izlediniz. Şimdi de bu yazıyı okumak için bir kaç dakikanızı ayırıyorsunuz. Sizden bu çeşitli eylemler için motivasyonlarınızı açıklamanızı isteseydik, nasıl yanıt verirdiniz? 

Muhtemel keyif aldığınız için yemek yediğinizi ya da dizi izlediğinizi, ancak isteksizce bulaşıkları yıkadığınızı ve boş zamanınız olması gereken zamanda patronunuza yazmaktan rahatsız olduğunuzu söyleyeceksiniz. Sonucunda bunlardan bazılarını zevk verdiği için bazılarını da bir görev olarak yaptınız.

Ancak Epikür bunu kabul etmez. Ona göre huzuru sağlamak bazen kısa vadede rahatsızlık, hatta acı gerektirir. Çalışmak ve pratik yapmak, hayatı keyifli kılan türden zevkler açısından uzun vadeli kazançlar sağlayacaktır. Sonucunda bir iş, hayatta kalma ve statü kazanma biletidir; sıkıcı egzersizler ve hoş olmayan diyetler, güçlü bir karın kasları ve sağlıklı bir yaşlılık için yapmanız gereken şeylerdir.

Yiyecek, seks, statü ve daha pek çok şey için dürtülere sahibiz. Sonucunda bu dürtülerimizi doyurmak için de acı çekmemiz gerekir. Ancak bu sayede zevke erişebiliriz. Bu bağlamda baktığımızda da hepimiz hedonist bakış açısına sahibiz. Ancak bu kadar basit mi?

Aslında değil. İnsan sadece zevk peşinde koşmaz. Aynı zamanda anlamlı hayatlar da yaşamak ister. Bunun için acıyı, mücadeleyi ve endişeyi de deneyimlemelidir. İnsanlar bu nedenle dağlara tırmanır, hayatının zorluklarla dolu olacağını bilse de çocuk sahibi olmayı seçer. Neden acı çekmeyi seçelim ki? Bir hedonist bu cevaba somut hedefler uğruna diyecektir. Ancak yine de bu bir dağcının acı çekeceğini bile bile bir dağa neden tırmandığını açıklamayacaktır.

Bazı Eylemleri Hedonizm İle Açıklamak Kolay Değildir

Bu noktada akla bir başka şey daha gelecektir. Görünüşe göre, en azından bazılarımız için iyi yaşanmış bir hayat, zevk ve mutluluk dolu bir hayattan daha fazlasıdır. Bu motivasyon tatmin edilmezse, hayat eksik hissettirir. Aslında Viktor Frankl da benzer bir sonuca vardı. Frankl, 1930’larda Viyana’da psikiyatrist olarak ilk yıllarında depresyon ve intihar üzerine çalıştı. Bu dönemde 1938’de Almanya Avusturya’yı ele geçirdi.

Viktor Frankl
Viktor Frankl

Hastalarını veya yaşlı ebeveynlerini terk etmek istemeyen Frankl kalmayı seçti ve toplama kampına düşen milyonlarca Yahudi’den biri oldu. Mahkumiyet döneminde Frankl, mahkum arkadaşlarını inceledi ve olumlu bir tutum sürdürenleri buna dayanamayanlardan ayıran şeyin ne olduğunu merak etti.

Sonucunda da cevabın anlam olduğunu anladı. Hayatta kalma şansı en yüksek olanlar, yaşamları daha geniş bir amaca, bir projeye ya da ilişkiye, yaşamak için bir nedene sahip olanlardı. 1945’te Viyana’ya döndü ve kamplarda geçirdiği süre boyunca yaptığı gözlem kayıtlarına dayanarak teorileri üzerine bir kitap yayınladı. Ölümü sırasında, İnsanın Anlam Arayışı adlı kitabı 24 dilde yayınlanmıştı. (Daha fazlası için: Acıdan Anlam Yaratmak: Viktor Frankl )

İnsanı en çok yaralayan şey fiziksel acı değil, haksızlığın, mantıksızlığın verdiği ruhsal ıstıraptır. Acılar, sadece gelişiyorsan bir anlam taşır. Yaşanmış olan güzel şeyler artık var olmasalar bile sonsuza kadar sizindir, o yaşanmışlığı kimse sizden alamaz. Aklınızı kaybetmenize neden olacak şeyler vardır ya da kaybedecek aklınız yoktur. Anormal bir duruma gösterilen anormal bir tepki normal bir davranıştır. İnsanın temel uğraşı haz almak ya da acıdan kaçınmak değil, yaşamında bir anlam bulmaktır.

VİKTOR FRANKL

Sonucunda biz insanlar özünde hedonist olsak da aynı zaman da anlam da ararız. Anlamın ve amacın bir kısmı zorluktur. Bu nedenle bizi test edeceğini bildiğimiz uğraşları seçeriz. Bu nedenle bir dağa tırmanır ya da bir çocuk yetiştiririz. Çünkü içgüdüsel olarak bunların önemli olan uğraşlar olduğunu biliriz.


Kaynaklar ve İleri Okumalar:

  • Hedonism is overrated – to make the best of life there must be pain, says this Yale professor. yayınlanma tarihi: 22 Ocak 2022; Bağlantı: https://www.theguardian.com/
  • Hedonism is good for your health; https://edition.cnn.com
  • Are we naturally hedonists? Here’s what Epicurus thought. Yayınlanma tarihi: 30 Aralık 2022; bağlantı: https://bigthink.com

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir