Altıncı bir hissin var olup olmadığı uzun zamandır tartışmalıdır. Bilim insanları hem insanların hem de hayvanların altıncı hissi olduğu fikrini destekler. Ancak bu his düşündüğümüzden daha farklıdır.
İçalgı, Propriyosepsiyon ya da Özduyum beynin ve bedenin farklı parçalarının birbirine ve ortama kıyasla nerede konumlandığını ve nasıl hareket ettiğini bilmesini sağlayan duyudur. Bu duyu bazen “altıncı his” olarak da adlandırılır.
Bu his sayesinde parmağınızı burnunuzun ucuna tamamen karanlıkta koyabilirsiniz. Böyle bir duyuya sahip olmasaydık yürürken kontrolü kaybetmemek için sürekli ayaklarımızı izlemek zorunda kalırdık. Ancak elbette bunun duyular dışı algılama ile hiçbir ilgisi yoktur. Bu tam olarak bir duyumuzdur.
Hayvanların da Altıncı Hissi Ve Daha Fazlası Vardır
İnsanlar gibi hayvanların da bir çok şaşırtıcı duyusu vardır. Örneğin mağaraların derinliklerinde veya derin sularda yaşayan veya avlanan hayvanlar, etraflarındaki dünyada neler olup bittiğini anlamaları için görme duyusuna güvenemezler.
Bunun yerine, hayvanlar sesler gönderir, ardından ses dalgaları yollarındaki herhangi bir nesneden sekerek, karşılaştığı şey hakkında bilgi yüklü bir yankı olarak geri yansır. Hayvan bunu yorumlayarak dünyanın bir resmini oluşturur. Balinalar, yunuslar ve yarasalar bu özel duyuyu kullanmalarıyla en ünlü hayvanlardır.
Hayvanların insanlardan daha farklı olan hislerine bir başka örnek kızılötesi görüştür. Sıcak olan her şey kızılötesi ışık yayar. İnsanlar özel gözlükler olmadan bunu göremezler, ancak bazı hayvanlar görebilir. Yılanlar kızılötesi görüşleriyle en ünlü hayvanlardır, ancak tek olanlar onlar değildir. Bazı kurbağalar ve bazı balıklar da bu ısıyı görebilirler.
Son bir örnek de manyetik alan algılama yeteneği olsun. Kuşlar, kelebekler, köpekbalıkları, deniz kaplumbağaları ve hatta bakteriler, manyetik alanları algılayarak dünyalarında gezinen hayvanlardan birkaçıdır. Bilim insanları hayvanların bunu nasıl başardığından hâlâ emin değiller, ancak ilginç bir olasılık, bu özel beceri için bakterilere teşekkür edilmesi gerektiğidir. Yani bu hayvanlar, bir nevi biyolojik GPS gibi, yolunu bulmak için içindeki bakterileri kullanıyor olabilir.
Hayvanların Depremleri Algılaması Altıncı Hisse Bir Örnek mi?
Bir depremden haftalar veya saniyeler önce herhangi bir yerde tuhaf davranışlar sergileyen hayvanlar, balıklar, kuşlar, sürüngenler ve böceklere dair çok sayıda anekdot niteliğinde kanıt vardır. Bir çok hayvan depremden bir kaç saniye önce bunu hisseder. Bunda da fazla şaşıracak bir durum yoktur.
Bir deprem yer yüzeyinin çok altında tektonik plakaların hareketiyle başlarlar. Deprem, insanlar tarafından algılanamayan, yer yüzeyinin altındaki sismik dalgaların hareketini içerir. İki temel sismik dalga türü vardır. Cisim dalgaları, kaynaktan bütün yönlere doğru yayılarak, yer içerisinde seyahat ederler. Yüzey dalgaları ise hemen hemen yer kürenin yüzeyine paralel bir şekilde yayılırlar.
Bize ulaşanlar ve hayvanların hissettiği cisim dalgalarıdır. İki temel cisim dalgası vardır. Yani deprem oluştuğu anda, yeryüzüne sırası ile iki çeşit hareket dalgası ulaşır. Bunlar; P-dalgası ve S-dalgasıdır. Çoğu durumda, P dalgaları S dalgalarından çok daha zayıftır. Bu nedenle, 2 km/sn daha erken varmalarına rağmen, insanların onları fark etme olasılığı hayvanlardan daha azdır. Ancak hayvanlar bu konuda daha avantajlıdır.
Yakın zamanda yapılan bir araştırmada da depremlerden önceki anormal hayvan davranışlarıyla ilgili 180 yayın incelendi. İnceleme kapsamın 160 deprem ve 700’den fazla rapor ele alındı. İddiaların büyük çoğunluğu, zayıf ve yetersiz gözlemlere dayanıyordu. Yani birçok insan hayvanları deprem olmadan önce, deprem esnasında ve depremden sonra doğru dürüst gözlemlememişti. Dolayısıyla bu bildirimler istatistiklere dayanan bilimsel bir kanıt olma özelliği taşımıyordu.
Hayvanların altıncı hissi yok ama çok gelişmiş duyuları mevcut
Sonuç olarak evet hayvanlar depremi hisseder ancak bu ancak bir kaç saniye öncesinde gerçekleşir. Bunun nedeni de bir hayvanların mevcut duyularının bizlerden çok daha hassas olmasıdır.
Depremler korkutucu, hatta, ölümcül doğa olaylarıdır. Evcil dostlarımız bu olayları bize sadece 10 dakika öncesinden haber verebilseydi, bugün belki de bir çok kişi depremler nedeniyle yaşamını yitirmemiş olacaktı. Ancak ne yazık ki henüz ne biz insanların ne de hayvanların bir depremi kesin biçimde tahmin etmesi mümkün değildir.
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Can Animals Predict Earthquakes?; yayınlanma tarihi: 30 Nisan 2018; Bağlantı: https://www.livescience.com/
- Martin Wikelski, Uschi Mueller, Paola Scocco, Andrea Catorci, Lev V. Desinov, Mikhail Y. Belyaev, Daniel Keim, Winfried Pohlmeier, Gerhard Fechteler, P. Martin Mai. Potential short‐term earthquake forecasting by farm animal monitoring. Ethology, 2020; DOI: 10.1111/eth.13078
- Animal Earthquake Prediction. Yayınlanma tarihi: 23 Ekim 2018; Bağlantı: https://skeptoid.com/episodes/4646
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel