Felsefede ustura, bir olguya ilişkin olasılık dışı açıklamaları ortadan kaldırmaya veya gereksiz eylemlerden kaçınmaya yarayan ilkeleri ifade etmek için genel anlamda kullanılmaktadır. Bu nedenle içinde ustura söylemi geçen bir çok başlık vardır. Muhtemelen bunların arasında en iyi bilineni ise Ockham’ın usturasıdır. Bu yazıda muhtemel adını daha az duymuş olacağınız Hanlon’un Usturası özdeyişini ele alacağız.
Hanlon’un Usturası; “ihmal, cehalet veya beceriksizlik gibi sebeplerle açıklanabilecek bir şeyi asla kötü niyetle ilişkilendirmeyin.” der. Kimi kaynaklarda bu tanımın içine aptallık ve sersemlik gibi sıfatların da dahil olduğunu görmeniz olasıdır. Ancak daha genel anlamda ele almamız daha sağlıklı olacaktır.
Hanlon’un Usturası İle İlgili Bir Örnek
Birçoğumuz hayatımızın bir aşamasında evimizi, davranışlarıyla bizi sinir eden bir ev arkadaşı ile paylaşmak zorunda kalmışızdır. Yediği yemeğin bulaşığını yıkamayan, çamaşırlarını kirliye atmayan, sabahın erken saatinde müziği sonuna kadar açan bir kişi ile evi paylaşmak gerçekten zordur. Kısa bir süre sonra bu kişinin kasıtlı olarak ihmalkâr davrandığına, kötü bir kişiliğe sahip olduğuna veya belki de sizi kızdırmaya çalıştığına inanmaya başlayabilirsiniz.
Oysa ki bu gibi durumlarda, geri adım atmak ve birkaç şeyi düşünmek gerekecektir. Örneğin ev arkadaşınızın sizden hoşlanmaması için bir nedeni var mı? Başkalarına da kötü davrandığına şahit oldunuz mu?
Belki de davranışlarının rahatsız edici olduğunun farkında değildir. Ya da bulaşık yıkamak yapılacaklar listesinin başında yer almıyordur. Rahatsız olduğunuzu ona ilettiniz mi? Yoksa sadece eylemlerinizden onun bunu anlamasını mı beklediniz?
Bu tür değerlendirmelerde bulunmak, eylemlerin arkasında kötü niyet varsaymamamızı söyleyen Hanlon’un Usturasını uygulamanın bir yoludur. Birinin kötü niyete bağlayabileceğiniz bir eylemi neden yaptığını anlamaya çalıştığınız herhangi bir an Hanlon’un Usturası’nı aslında uygulamış olursunuz.
Hanlon’un Usturası, herkesin size karşı komplo kurmadığını bize hatırlatır. Biz insanlar hayatın merkezine kendimize koyma eğilimi gösteririz. Sonrasında da etrafımızı bu merkezden gözlemleriz. Bunun sonucunda bizi rahatsız eden kişilere karşı belli bir önyargıyı kolayca geliştirebiliriz. Oysa ki Hanlon’un Usturası insanlara karşı her daim şüphe duymamıza gerek olmadığını bizlere anımsatır. Sonucunda dünyaya herkes sadece kendi penceresinden bakmaktadır.
Hanlon’un Usturası İle Nasıl Tanıştık?
Hanlon’un Usturası, Arthur Bloch tarafından 1980’de yazılan Murphy’s Law, Book Two: more reasons why things go wrong kitabında bir başlık olarak karşımıza çıkar. Fikir bu kitapta yer aldığı gibi literatüre girse de aslında arka plandaki fikir tarih boyunca çeşitli biçimlerde ifade edilmiştir.
Örneğin, Goethe The Sorrows of Young Werther adlı 1774 tarihli romanında şöyle söylenir: “Yanlış anlamalar ve ihmal, dünyada kötülük ve günahkarlıktan bile daha fazla hasara yol açar. Her halükarda, ikincisi, daha az sıklıkta meydana gelir.”
Aslında Hanlon’un Usturası bir yerde yazının başında da dile getirdiğimiz ‘Occam’ın Usturasının bir modifikasyonudur. Ockham’ın usturası (kimi kaynaklarda Occam’ın usturası olarak geçmektedir), aynı fenomeni açıklamak için iki rakip fikriniz varsa, daha basit olanı tercih etmeniz gerektiğini söyleyen bir ilkedir.
Örneğin iki bilgisayar programı aynı işi yapıyorsa, daha kısa olanı tercih edin. Çünkü daha kısa olan muhtemelen daha az kod içerecektir. Bu da daha az hata olasılığı anlamına gelir. Veya bir doktorsanız ve bir hasta burun tıkanıklığından şikayet ederse, nadir görülen bir bağışıklık sistemi bozukluğundan ziyade hastanızın soğuk algınlığı geçirme olasılığı daha yüksektir.
Sonuç Olarak;
Önemsenmediğimizde veya görmezden gelindiğimizde, başkalarına kaç kez benzer şekilde davrandığımızı unuturken karşımızdakinin kötü niyetli olduğunu varsaymak çok kolaydır. Gerçekte insanlar da bizim kadar ihmalkar, dikkati dağılmış, yorgun, yanlış anlamış ve beceriksizdir.
Herkesin hikayesinde merkezi bir rol oynadığınızı düşünmek yaygındır. Ancak gerçek şu ki, insanların davranışlarının bizimle çok az ilgisi vardır. Hanlon’un usturası, başkalarının da bizimki kadar karmaşık ve zorlu yaşamlara sahip olduğunu anlamak için bir hatırlatıcıdır.
Çoğu durumda, insanların art niyetle hareket ettiğini varsaymak, öfke gibi olumsuz duygulara sahip olmamıza neden olur. Bu yüzden, insanların kötü niyetle harekete geçtiğini düşünmek için iyi bir sebep olmadıkça bu varsayımdan kaçınmak daha iyidir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Hanlon’s Razor: Never Attribute to Malice That Which is Adequately Explained by Stupidity. Bağlantı: https://effectiviology.com/
- Hanlon’s Razor and Estrangement. Kaynak site: Psychologytoday. Yayınlanma tarihi: 4 Mart 2020. Bağlantı: Hanlon’s Razor and Estrangement
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel