Göttingen Üniversitesi’nden yedi profesörün, bilim insanının toplumsal sorumluluğunun anıtsal bir simgesi olarak Göttingen Yedileri adıyla tarihe geçmesinin öyküsü.
Gauss, Riemann, Hilbert ve Noether isimlerini birbirine bağlayan iki şey vardır. Bunlardan ilki matematiğe yaptıkları olağanüstü katkılardır. Diğeri ise hepsinin Almanya’nın Göttingen kentindeki aynı üniversitede profesör olmalarıdır.
Bugün fazla bilinmese de, küçük bir Alman üniversite şehri olan Göttingen, bir süreliğine tarihteki en üretken matematik merkezlerinden biriydi. Ancak üniversitenin en iyi beyinleri 1930’ların başında Almanya’yı terk etti. Matematik mirasını Princeton’a, New York Üniversitesi’ne ve diğer İngiliz ve Amerikan üniversitelerine aktardılar.
Göttingen Üniversitesi Nasıl Kuruldu?
Göttingen Üniversitesi 1734 yılında Kuzey Avrupa’da geniş bir alanı yöneten Kral II. George tarafından kuruldu. Kurulduğu dönemde kent Hannover Krallığı’na bağlıydı. Kendilerini Aydınlanma’nın ortasında bulan Göttingen Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, geçmiş nesillere göre daha fazla akademik özgürlüğe sahipti. Yalnızca bilgiyi ilerletmek ve orijinal araştırmalar yürütmek için işe alındılar.
1789 yılında Almanya’da 7900 öğrencisi bulunan 35 üniversite vardı. Bu öğrencilerin yüzde 40’ı en büyük dört üniversitede (Halle, Göttingen, lena ve Leipzig) eğitim alıyordu. 1833’te Hannover Krallığı’nda bir anayasa yürürlüğe girdi. Bu anayasanın oluşturulmasına tarihçi ve politikacı Christoph Friedrich Dahlmann katkı sağlamıştı.
Ancak Birleşik Krallık ve Hannover kralı, Kral 4. William’ın 20 Haziran 1837’de ölümü ile William’ın kardeşi Ernest Augustus hükümdarlık görevini devraldı. İktidara geldikten hemen sonra, 5 Temmuz 1837’de, anayasaya kendisini bağlı hissetmediğini ve değiştirmek istediğini ilan etti. Ernest Augustus 1 Kasım’da anayasayı iptal etti.
Bunun üzerine Dahlmann, halihazırda temsilcisi olduğu üniversiteyi bu darbeye karşı çıkmaya ikna etmeye çalıştı ve bir protesto gösterisi düzenledi. Ancak sadece 6 profesör ona destek verecekti. Bu yedi profesör krala bir karşı çıkış yazısı gönderdiler ve anayasaya bağlılıklarını bildirdiler. Bu yedi profesöre Göttingen Yedileri denir.
Göttingen Yedileri Kimlerdi?
4 Aralık’ta, yedi profesör Üniversite mahkemesinde sorguya çekildi ve 14 Aralık’ta görevlerinden alındılar. Bu profesörler arasında “Grimm Kardeşler” adı ile ve daha çok masal derlemeleriyle tanıdığımız dilbilimciler Jacob ve Wilhelm Grimm kardeşler ve ünlü fizikçi Wilhelm Weber de vardı.
Dahlmann, Gervinus ve Jakob Grimm, üç gün içinde Göttingen’den ayrılmak zorunda kaldılar ve ülkeden sınır dışı edildiler. Diğerlerinin Göttingen’de kalmalarına izin verildi. Ancak bu girişimleri sonuçsuz kalmayacaktı.
Bu yedi kişinin imzaladığı basılı metinden, üniversitedeki öğrenciler yüzlerce, hatta binlerce kopya üretti ve bunları tüm Almanya’da dağıttı. Protestonun etkisi kralı harekete geçmeye zorladı. Kimi tarihçiler Almanya Cumhuriyeti’nin kurulmasında bu olayın katkısı olduğunu düşünmektedir.
Günümüzde İsimleri Göttingen Yedileri Meydanında Yaşıyor
1987’de hem Göttingen Üniversitesi’nin büyük toplantı salonuna, hem de Hannover’deki Eyalet Parlamentosu’nun girişine “Göttingen Yedileri” anısına birer bronz levha kondu. Sonrasında parlamento binasının bulunduğu alan “Göttingen Yedileri Meydanı” olarak değişti.
Tam parlamento binası karşısında yer alan ve meydanın ağaçlık yapısıyla bütünleşmiş bir biçimde tasarlanmış büyük bronz anıt, bugün Hannover’e her yolu düşenin ilk ziyaret noktasıdır. Anıt çok büyük bir kapının önünde kralla tartışan bilim insanlarını simgeliyor. Tam kapının yanında yer alan bir öğrenci, bu olayları yaşamış bir genç olarak hocalarının özgürlük ve adalet ideallerini gelecek kuşaklara aktaran bir figürü temsil ediyor.
Göttingen Üniversitesi, sonraki yıllarda giderek Avrupa’nın hatta dünyanın en güçlü üniversitelerinden biri oldu. 1859’dan 1866’ya kadar Göttingen Üniversitesinde matematik bölümü başkanı olan Bernhard Riemann, Einstein’ın görelilik üzerine gelecekteki çalışmalarının yolunu açan Riemann geometrisini icat etti. 1886’dan 1913’e kadar matematik bölümü başkanı olan Felix Klein, Mobius şeridine benzeyen, tek tarafı olan 3 boyutlu bir nesne olan Klein şişesini ilk tanımlayan kişi olacaktı.
Bu kişilerin başarısı gelecek nesil matematikçilerin Göttingen üniversitesine gelmesinde etkili oldu. Bu matematikçiler arasında, görelilik üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Hermann Minkowski ve David Hilbert gibi isimler de vardı. Hilbert Göttingen’de profesör ve matematik bölümü başkanı olarak kariyeri boyunca, 76 kişiye doktora danışmanlığı yaptı. Bu kişilerin bir çoğu da ufuk açıcı keşiflerini yapmaya devam etti.
Üniversite, kuruluşundan bu yana 45 tane Nobel Ödülü kazanan bilim insanı çıkardı. Bunların büyük bir bölümü II. Dünya Savaşı’ndan önce gerçekleşti. Bu dönemde üniversite, “Göttingen Nobel Ödülü Harikası” olarak da nam salmıştır. Ayrıca Göttingen Üniversitesi’nden feyz almış pek çok Türk bilim insanı da vardır. Bunların hiç kuşkusuz en ünlüsü, doktorasını bu üniversitede yapan Cahit Arf’tır.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Göttingen Seven; Bağlantı: https://en.wikipedia.org/wiki/G%C3%B6ttingen_Seven
- The Göttingen Seven; Bağlantı: https://www.uni-goettingen.de/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel