Onun anlattığı coğrafyalar, gezginlere esin kaynağı oldu. Düşlediği makineler mucitlere ilham verdi. Daha “bilimkurgu” kavramı bilinmezken yazdığı romanlarda sular altında gezen gemilerden, göklerde uçan uçaklardan, gelecek zamanda yaşanan olaylardan söz eden Jules Verne yazdıklarıyla dünya edebiyatında çok ayrı bir yere sahip.
Günümüzde fazla duymaya alışık olduğumuz bir terim olmasa da bilimsel romans tanımı, 19. yüzyılda doğa tarihi hakkındaki spekülatif yazıları tanımlamak veya bilimsel fikirleri hayalperestlik olarak eleştirmek için ortaya atılmıştır.
Fakat zamanla bilimsel bilgiler sayesinde gelecek hakkındaki fikirler daha makul hale geldikçe bu etiket öykü çizgisinde bilimsel merak unsurları barındıran kurgusal eserler için kullanılmaya başlanmıştır.
Kuşkusuz ki Fransız yazar Jules Verne (1828-1905) 19. yüzyıl bilimsel romans yazarlarının en unutulmazıdır. Bu nedenle kendisi kimi zamanlar da “bilimkurgunun babası” biçiminde de hatırlanır. Jules Verne UNESCO’nun en çok tercüme edilen yazarlar endeksine göre Agatha Christie’den sonra ikinci sıradadır. 3. sırada ise William Shakespeare yer alır.
Yazarın birçok romanından, çok sayıda sinema filmi ve televizyon dizisi çekilmiştir. Etkilediği yazarların listesi uzundur. H.G. Wells ve Arthur C.Clarke gibi bilimkurgu romancıları, Verne’e doğrudan bir minnet borçludur. 20. yüzyılda Max Ernst gibi sürrealist ressamlar da eserlerinde açıkça ona atıfta bulunmuşlardır.
Kısaca Jules Verne Kimdir?
Kendisi pek gezgin olmamasına rağmen Verne, 60 romandan oluşan şaşırtıcı bir çıktıda edebiyattaki en büyük keşiflerden bazılarını anlatmak için hayal gücünün maceraperestliğini ve çok yönlülüğünü ortaya çıkardı. Kitaplarında anlattığı Nautilius ilk “gerçek” nükleer denizaltının ismi oldu.
Jules Verne 8 Şubat 1828 tarihinde Fransa’nın Nantes kentinde doğdu. Çocukluğu bir liman kenti olan Nantes’da geçti. Gelip giden gemileri gördükçe uzak denizlere yolculuk hayalleri kurmaya başlamıştı. Okul yıllarında şiir ve öykü yazmaya başladı.
Ancak babasının isteği üzerine hukuk fakültesine gidip 1850’de mezun oldu. Yine de avukatlıktan çok tiyatroyla ilgileniyordu. Arkadaşı müzisyen Jean Louis Aristide Hignard ile birlikte tiyatro oyunları, operetler üzerinde çalışıyorlardı.
Paris’in kütüphanelerinde jeoloji, mühendislik ve astronomi okunarak geçirilen uzun saatlerden sonra ilk kitabı “Balonla Beş Hafta”’yı yayınladı. Bu kitap Olağanüstü Maceralar adlı serinin ilk kitabı oldu. Verne bu ilk romanının ardından birbiri ardına romanlar yayımlamaya başladı. Her romanı büyük ilgi gördü. Verne, yüzyılının bilimsel ilerlemesinin hem harikaları hem de tehlikeleri üzerine kafa yordu.
Jules Verne kitapları her yaşı büyüleyecek bir yerküreyi anlatır.
Onun kitapları bir dünya atlası, bir coğrafya ya da tarih kitabı gibidir. Hiç çıkmadığı hatta yaşadığı dönemde çıkmasına olanak bile olmayan yolculukları hayal edip bunları kağıda döken Jules Verne, 1883 yılında kaleme aldığı inatçı Keraban Ağa adlı romanında, hiç görmediği Osmanlı imparatorluğunun iki şehrini, İstanbul ve Trabzon’u, Hollandalı bir tüccar ile uşağının gözünden anlatır.
Kaptan Grant’in Çocukları’nda anlattığı sadece kaybolan Kaptan Grant değil, üç ciltte Arjantin, Avustralya, Yeni Zelanda; bitki türlerinden hayvanlara, ağaç çeşitlerinden dağlara denizlere baştan başa geçit resmidir.
“Dünya’dan Aya “da gök bilimci, “Dünya’nın Merkezine Seyahat”’te yer bilimci, “Madenin Esrarı ve Altın Volkanı”’nda madenci, “Karpatlar Şatosu”’nda mucit, “Wilhelm Storitz’in Sırrı”’nda görünmezliğin formülünü bulan bir kimyacı, Dünyanın Ucundaki Fener’de ve Kaptan Grant’in Çocukları’nda denizcidir Jules Verne. Oysa ki hiçbir bilim dalında uzman değildir. Yazarın geleceği şaşılacak bir kesinlikle görmesi, çoğunlukla zengin hayal gücüne bağlanarak açıklanır.
Kendisi de bu durumu şu sözlerle kaleme almıştır. “Tanımlarının doğruluğunu büyük ölçüde, hikayeler yazmaya başlamadan önce bile, daima karşılaştığım her kitaptan, gazeteden, dergiden ya da bilimsel rapordan çok sayıda notlar çıkarmama borçluyum.”
1886 yılında zihinsel engelli yeğeni tarafından silahla vurulan Verne, hayatının geri kalanında topallayarak yürümek zorunda kaldı. Jules Verne, 24 Mart 1905’te Amiens’te öldü. Oğlu Michael Verne, babasının ölümünden sonra onun romanlarının basılma işini üstlendi.
Jules Verne ve “Ay’a Yolculuk”
Jules Verne’nin “Ay’a Seyahat” ve “Ay Çevresinde” adlı eserlerinde işlediği Ay yolculuğu, 1969 yılında gerçekleşen Apollo 11 seferi ile büyük benzerlik gösterir. Verne kitabında, aya ulaşmak için gereken süreyi ve yörüngenin uzay aracı üzerindeki etkisini ayrıntılı olarak hesaplamıştır.
Her iki keşif gezisinde de üç kişilik bir mürettebat vardır ve roketler benzer boyut ve ağırlıktadır. Ayrıca Verne, Apollo 11’de gerçekleştiği gibi, kalkışın Florida’dan yapılmasını ve inişin okyanusa, Apollo 11’in indiği noktadan çok uzak olmayan bir yere olmasını öngörmüştür.
Verne, kapsülünün ilk hızını saniyede 10.800 metre olarak düşünmüştür. Apollo 11’in ilk hızı ise şaşılacak bir yakınlıkla saniyede 10.660 metreye ulaşmıştır. Verne, kapsülünün Ay’a ulaşması için 97 saat, 13 dakika, 20 saniyelik bir süre tanımıştı. Apollo 11’in süresi ise 103 saat, 30 dakikaydı. Her iki uzay kapsülündeki bilim insanları yerçekimsiz ortamın etkilerini hissetmişler. Ay yüzeyinin fotoğraflarını çekmişler, incelemelerde bulunmuşlardır.
Günümüzde insanlar gerçekten Ay’a gittiler. 80 günde dünyayı dolaşmak da artık övünülecek bir şey değil. Ancak yine de Jules Verne kitaplarını okumak, insanların dünyaya tümüyle “boş verdikleri” bir dönemde “bu dünyaya dair hayaller kurabilmeyi unutmamak” için en güzel yöntem.
Hayallerden bahsetmişken bu yazımıza da göz atmak isteyebilirsiniz. Hayal ve Gerçek: Yaşadığımız Hayatın Gerçek Olduğundan Ne Kadar Eminiz?
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Jules Verne: His Life and Writings. yayınlanma tarihi: Bağlantı: 3 Haziran 2019;Bağlantı: https://www.thoughtco.com/
- Why Jules Verne is the ultimate steampunk hero. Bağlantı: https://www.bbc.co.uk/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel