Toplum ve Yaşam

Giffen Paradoksu: Fiyatlar Arttıkça Daha Çok Satın Alma Durumu

Diyelim ki markete gittiniz ve rafta tanesi 50 liraya satılan bir üründen bir tane aldınız. Ertesi gün aynı markete aynı ürünü almak için gittiğiniz zaman fiyatının 100 lira olduğunu gördünüz. Bu üründen bir taneden daha fazla satın alır mısınız? Eğer aldığınız ürün bir Giffen malı ise muhtemelen cevabınız evet olacaktır.

Giffen Paradoksu: Fiyatlar Arttıkça Daha Çok Satın Alma Durumu

Ekonominin temelinde ve insan ilişkilerinin en derinlerinde arz ve talep kanunu yatar. Bu iki gücün etkileşimi, dükkanlardaki ürünlerin fiyatını, bir şirketin elde ettiği kârı belirler. Arz ve talep kanunu, süpermarketlerin neden yüksek kalite sucuğu, sıradan marka sucuğa göre pahalıya sattığını, bilgisayar şirketlerinin, sırf rengini değiştirdiği dizüstü bilgisayarlar için neden ekstra ücret talep ede­bildiğini açıklar. 

1895 yılında İngiliz ekonomist Alfred Marshall arz ve talebin nasıl oluştuğunu bizlere matematiksel olarak açıklayan kişidir. Ancak kendisi genel kuralları ortaya koyduktan sonra buna ilginç bir istisna olabileceğine de dikkat çekmiştir.

arz talep
Talep, insanların bir satıcıdan belli bir fiyata almaya razı oldukları ürün veya hizmettir. Ancak fiyat arttıkça, daha az sayıda satın almaya başlar. Sonunda da almayı tamamen bırakır. Arz ise, bir satıcının belli bir fiyata satmaya razı olduğu ürün veya hizmet miktarıdır. Fiyat ne kadar düşükse, satıcı o kadar az mal satmak ister.

Ekonomideki klasik talep teorisine göre, bir malın fiyatı arttığında talebin düşmesi beklenir. Ancak Giffen paradoksu, bazı mallarda tam tersine, fiyat artışı yaşandığında talebin arttığını gösterir

Bazı Mallar Arz Talep Kanununa Uymaz

Ekonomide satılan ve satın alınan ürünler belli kategoriler halinde ele alınır. Çoğu mal ve hizmet normal mallar olarak adlandırdığımız şeylerdir. Normal mallar, geliriniz arttıkça daha fazlasını satın aldığınız mallardır ve talep yasası denen şeye uyar. Yani bu ürünlerin fiyatı arttığı zaman satın alma alışkanlığımız azalır.

Normal mallar da ikiye ayrılır: İhtiyaç malları ve lüks mallar. Geniş anlamda, ihtiyaç malları günlük yaşamda ihtiyaç duyduğumuz her şeydir. Lüks mallar ise, ihtiyaç duymadığımız ama lüks evler, daha gösterişli arabalar, daha pahalı kıyafetler gibi, sahip olmanın iyi hissettirdiği şeylerdir.

Daha fazla kazandıkça lüks malları karşılayabilme yeteneğimiz artar. Ancak, gelirimiz azaldığında ilk kesme eğiliminde olduğumuz şeyler de bunlar olur. Bu ürünlerin çoğu için “talep yasası ” adı verilen şey yine geçerlidir. Yani, fiyatları artarsa, insanlar daha önce olduğundan daha azını satın alırlar. Bunlara olan talep azalır. Ancak bazı mallar bu doğal sürece aykırıdır. Bu da bizi Giffen Paradoksu ve Veblen etkisine götürür.

Statü ve zenginlik sembolleri: Veblen Malları

 Markalı ürünler aynı zamanda insanların kendilerini statü ve prestijle ilişkilendirmelerine de yardımcı olur.

Ekonomide Veblen malları olarak da bilinen lüks mallar, adını Norveçli Amerikalı ekonomist Thorstein Veblen’den almıştır. Veblen malları gösterişçi tüketimle ilişkilendirilir. Yüksek fiyat, talep eden tüketiciler açısından daha yüksek kalite, ayrıcalık ve prestij ile doğrudan ilişkilidir. 

Bu malların fiyatı arttığında, onlara olan talep de artar. Daha fazla para ödeme isteği daha iyi bir kaliteye erişmekten çok zenginliğin reklamını yapmak içindir. Veblen mallarının açık örnekleri bazı sanat eserleri, üst düzey tasarımcı kıyafetleri, özel arabalar ve saatlerdir. Mal ne kadar pahalıysa, o kadar özeldir ve tüketiciler (ona ilgi duyanlar) onu satın almak ister.

Bir Veblen malını satın almanın verdiği haz, onun ne kadar kullanışlı olduğundan değil, ona sahip olma ve onu gösterebilme duygusundan kaynaklanır. Fiyat düştüğünde ise zenginler bu malı al­mayı bırakırlar. Bazı mağazaların sezon sonlarında asla indirime girmemesinin nedeni budur. Alabilen alır, alamayan ise zaten Giffen paradoksu ile boğuşmak zorundadır.

Giffen Paradoksu Nedir?

Normal malların karşı tarafında ise düşük kaliteli mallar vardır. Gelirimiz arttıkça bu mallardan daha az tüketme eğiliminde oluruz. Örneğin hazır çorba tüketmek veya otobüse binmeyi düşünün. Geliriniz arttıkça, ucuz yiyecekleri tüketmeyi bırakabilirsiniz. Bir araba veya bisiklet satın alarak, toplu taşımayı kullanmamanız da olasıdır.

Ancak, düşük kaliteli mallar arasında, nadir bulunan bir tür, talep yasasına bir istisna daha sunar: Bu tür mallara Giffen malları denir. Bir Giffen malı temel ihtiyaçlar ile ilgilidir. Bu nedenle fiyatlar yükselse bile tüketiciler satın almaya devam edecektir. Aslına bakarsanız Giffen mallarına olan talep, fiyat yükseldiğinde artar ve fiyat düştüğünde düşer. 

Giffen Malı Nedir?
Sonucunda bir çok kişinin temel besin maddesi en ucuz maliyetli olan ve karın doyuran ekmek halini aldı. Bunun sonucunda da ekmeğe talep arttıkça ekmek de daha fazla zamlanmaya başladı.

Bazı yaygın Giffen malları pirinç, tuz, patates ve ekmektir. Bunlardan herhangi birinin fiyatı artarsa, düşük gelirli bir tüketicinin et ve taze sebzeler gibi daha kaliteli mallara harcayacağı daha az parası olabilir ve bu da düşük kaliteli mallara olan talebini artırabilir.

Giffen Paradoksu, bazı temel tüketim mallarının fiyatı arttığında talebin artması gibi, ekonomik teorilere ters düşen bir durumu açıklayan paradokstur. Paradoks, özellikle düşük gelirli tüketiciler için geçerli olan ve “Giffen malları” olarak bilinen belirli mallar üzerinde gözlemlenmiştir.

Giffen Paradoksu: Fiyatlar Arttıkça Daha Çok Satın Alma Durumu
Robert Giffen (1837-1910)

Giffen Paradoksu mimarı Sir Robert Giffen, ekmeğin fiyatı arttıkça İngiliz işçilerin daha fazla ekmek satın aldığını gözlemlemişti. Bu davranış karşısında şaşırarak konuyu araştırdı. Sonucunda cevap basitti. İşçiler et ve diğer pahalı gıda maddelerine yönelik harcamalarını kısmak zorunda kalmışlardı. Ekmek, eskisinden daha pahalı olmasına rağmen hâlâ en ucuz seçenekti.

irlanda patates kıtlığı
Kıtlık sonucunda, İrlanda’da 1 milyondan fazla insan hayatını kaybetti. 2 milyondan fazlası ise başta ABD olmak üzere başka ülkelere göç etti. 

Konu ile ilgili, tarihteki ünlü örneklerden biri, İrlanda’da 19. yüzyılda yaşanan patates kıtlığıdır. Patates fiyatlarının artmasına rağmen, düşük gelirli halk patates tüketimini azaltamamış, hatta fiyatlar arttıkça daha fazla patates talebinde bulunmuştur. Ancak patateslerde görülen bir hastalığın yedi yıl boyunca mahsulün yaklaşık dörtte üçünü mahvetmesi sonucunda kıtlık ortaya çıkmış ve bu da beraberinde yıkımı getirmişti.

Sonuç Olarak

Giffen paradoksu, klasik talep teorisinin bazı özel durumlarda geçersiz olabileceğini ve tüketicilerin her zaman rasyonel hareket etmediğini gösterir. Bu paradoks, düşük gelirli tüketicilerin davranışlarını anlamak ve ekonomideki talep eğilimlerini daha kapsamlı analiz etmek için önemli bir kavramdır.


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir