Tıp ve Sağlık

Gıda Takviyesi Endüstrisinin İnanmanızı İstediği 3 Pazarlama Hilesi

Gıda takviyesi ürünleri sektörü patlama yaşarken bu kadar çok insanın takviyelerin daha sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olabileceğine inanmasının nedenini düşünmek önemlidir. Araştırmacılar, gıda takviyesi pazarlamasında üç yanlış varsayımın tekrar tekrar ortaya çıktığına dikkat çekiyor.

İnsanlar genel sağlıklarını korumaktan kanseri önlemeye kadar her türlü sebepten dolayı vitamin takviyeleri alırlar. Ancak vitamin takviyesinin aslında vitamin eksikliği olmayan insanlara fayda sağladığına dair ikna edici bir kanıt yoktur.

Gıda takviyeleri, sağduyulu fikirler gibi görünen şeylere dayanarak giderek daha fazla sayıda insana hitap ediyor. Ancak çoğu insan vitaminlerin doğasını ve vücudumuzun onları nasıl emdiğini tamamen yanlış anlıyor.

1. Doğala yönelim yanılgısı

Doğala yönelim safsatası, bir şeyin “doğal” olduğu için iyi ya da “doğal olmadığı” için kötü olduğunu iddia eden argüman biçimidir. Safsata olarak isimlendirilmesinin nedeni, doğalın ne olduğu ile ilgili bazı yanlış anlamalardan gelir.

Pek çok insan her zaman “yapay” olana göre “doğal” bir ilaç almayı tercih eder. Benzer şekilde, insanlar “tamamen doğal” içerikli gıdaların daha sağlıklı olduğunu düşünür. Bunun nedeni doğal kelimesinin bir çok dilde pozitif bir anlama sahip olmasıdır. Bu nedenle de doğal kelimesi, gıda takviyesi pazarlamasında sıklıkla kullanılmaktadır.

doğala-yönelim
Pek çok üretici, ürünlerin iyi ya da kötü olduğunu göstermek için “doğal” ya da “organik” etiketleri kullanır. Hatta insanlar kendi aralarındaki konuşmalarda bile “Tamamen doğal, hiçbir zararı yok.” gibi telkinlere başvururlar. Ancak unutmayalım doğal ya da organik etiketi altında kimisi yararsız hatta tam tersine zararlı birçok ürün satılmaktadır

Diğer ürünleri tanımlamak için yapay kelimesini ve belirli bir gıda takviyesini tanımlamak için doğal kelimesini kullanmak, o ürünün rakiplerinden üstün olacağını ve sağlıklı olmak için ona ihtiyacınız olduğunu hissettirecektir.

Doğaya yönelim safsatasıyla karşılaştığınızda odaklanmanız gereken iki temel sorun vardır. Birincisi, “doğalın” ne anlama geldiğini tanımlamaktır. İkincisi ise “doğal olanın” her zaman iyi olmadığı gerçekliğidir.

Doğal olduğu halde iyi olmayan bir çok şey var olduğu gibi, doğal olmadığı halde faydalı olan şeyler de vardır. Solunması tehlikeli gazlar, bakteriler, virüsler de doğaldır. Yararlı olmanın ölçüsü doğallık değildir. Yani “doğal” “daha iyi” anlamına gelmez, ancak gıda takviyesi pazarlamasının sizden istediği şey buna inanmanızdır.

2. Daha iyi bir şeyin her zaman daha iyi olduğuna dair inanç

Doğaya yönelim yanılgısına benzer başka bir varsayım daha vardır. Bir şey doğal ise, iyi olmalıdır ve daha fazlası her zaman daha iyi olacaktır. Biraz C vitamini bizim için iyiyse, o zaman daha fazlası daha iyidir.

Normal günlük C vitamini dozu tüketen ve soğuk algınlığı olan hastalar ile ilgili yapılan 30 çalışmayı içeren bir inceleme, bu vitaminin soğuk algınlığı süresini yüzde 8 oranında azalttığını buldu. Bu, soğuk algınlığınız beş gün sürerse, yaklaşık 10 saat kısalabileceği anlamına gelir.

Gerçek şu ki, vücudumuz tükettiğimiz vitamin ve minerallerin seviyelerini sıkı bir şekilde düzenler. Eksikliğiniz yoksa, bir takviye yoluyla belirli bir vitamin veya minerali daha fazla tüketmek mutlaka sağlık yararları sağlamaz.

D vitamini takviyesine yönelik mevcut eğilim büyük ölçüde vitaminin kan seviyelerinin “normal” aralığın altında olduğu fikrine dayanmaktadır. Ancak kan seviyelerinin vücuttaki toplam vücut D vitamini depolarını doğru bir şekilde yansıtıp yansıtmadığı hala tartışmalıdır.

Daha fazlası daha iyidir efsanesine bir örnek olarak, temelde herhangi bir C vitamini takviyesine bakın . Ambalajlar genellikle 750 veya 1.000 miligrama ulaşabilen dozajları belirgin bir şekilde gösterir. Ancak yetişkinlerin günde yalnızca yaklaşık 75 ila 120 miligram C vitaminine ihtiyacı vardır. Çok fazla C vitamini ishal, mide bulantısı, mide kramplarına yol açabilir.

3. Eylem önyargısı

Dilimize yerleşmiş “harekette bereket vardır” biçiminde bir söylem vardır. Bu söylem “durmadan çalışılan yerde verim artar, bolluk olur.” anlamına gelir. Ancak bu düşünce biçimi bizlerin dönem dönem eylem önyargısı adı verilen bir düşünce hatası yapmasına da neden olur.

Eylem önyargısından kaçınmayı öğrenmek, kökleşmiş dürtülere ve yatkınlıklara karşı çıkmayı içeren uzun vadeli bir süreçtir. Durum acil eylem gerektirmediği sürece, bir adım geri çekilip olası her yanıtın artılarını ve eksilerini değerlendirmek genellikle daha iyidir. 

Çoğunlukla hareketin ilerleme anlamına geldiğini ve bir şey yaparsak her şeyi kontrol edebileceğimizi varsayarız. Örneğin birine bir iş için çok para ödüyorsanız, o kişinin meşgul olması gerektiğini ve işini daha iyi yapacağınız düşünebilirsiniz. Benzer şekilde, eğer size çok para ödendiyse, müşterilerinize girişken, proaktif biri olduğunuzu kanıtlamak istersiniz.

Gıda takviyesi endüstrisi bir şeyler yapmanın hiçbir şey yapmamaktan daha iyi olduğu fikrinden yararlanmayı sever. Eylemde bulunmak, insanların bir durum üzerinde daha fazla kontrole sahip olduklarını hissetmelerini sağlar ve bu özellikle sağlık söz konusu olduğunda çok güçlüdür.

Sonuç Olarak

Bu pazarlama mesajlarına dikkat edin. Bunlar mutlaka doğru veya sağlığınız için iyi olmayabilir. Gıda takviyesi almak çoğu durumda güvenlidir ancak, vitamin fazlasının zararlı olabileceği aşırı durumlar her zaman vardır. Yağda çözünen vitaminler, örneğin A, D, E ve K, atılması daha zor olduğundan, aşırı alımla vücutta birikebilirler. C vitamini gibi suda çözünen vitaminler bu açıdan daha güvenlidir çünkü vücutda depolanmak yerine idrarla atılırlar.

Vitaminleri yiyeceklerden alırız veya bağırsak bakterilerimizin bizim için üretmesini ve sonra emmesini sağlarız. Bazı durumlarda, kendimiz karaciğerde üretiriz. Her iki durumda da, farkında olmadan vitamin depolarımızı sürekli olarak yenileriz.

Mevcut tüm kanıtlara dayanarak, sağlıklı bir diyet ve bol egzersiz, iyi sağlığı teşvik etmenin çok daha iyi bir yoludur. Yine de herhangi bir takviye almayı planlıyorsanız öncesinde doktorunuzla görüşmeniz önemlidir.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi artırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak, bilimin bütünsel yapısı itibarıyla diğer bilim dallarıyla ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı, sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak, ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca, yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir