Toplum ve Yaşam

Pembe Renk İnsanlık Tarihini Nasıl Değiştirdi?

Günümüzde pembe renk deyince birçoğumuz zararsız, kadınsı şeyler hayal ediyoruz. Ancak pembenin serüvenine baktığımızda bunlardan çok daha fazlası var. Hatta bir çalışma, Dünya’nın en eski renginin parlak pembe olabileceğini söylüyor.

Bugün pembe renk deyince birçoğumuz kadınsı şeyler hayal ediyoruz. Ancak pembenin serüvenine baktığımızda bunlardan çok daha fazlası var. Frederick Carl Frieseke’nin Madame Gely Portresi (1907).

İlk insanlar el değmemiş doğanın renklerine hayrandılar. Bu renkler arasında çiçeklerin ve Güneş’in batışının göğe verdiği pembe renk de vardı. Yaklaşık 9000 yıl önce pembe renk kıyafetlerde de yerini almaya başladı.

And Dağları’nda yaşayan bu insanlar, demir oksit içeren aşı boyası kullanarak pembenin tonlarını elde ettiler. İnsanlar bu pigmenti sadece kıyafetleri için kullanmıyorlardı. Hem Güneş’ten korunmak için hem de estetik açıdan bu pigmenti vücutlarının çeşitli yerlerine sürüyorlardı.

Afrika’nın yerli Himba kabilesinden saçlarına ve vücuduna aşı boyası sürmüş bir kız

Elbette pembe rengin hikayesi bu kadar değil. Çünkü pembe renk insanın kültürel yaşamında önemli rol oynadı. Hatta pembe renk uğruna sömürgecilik yapılmış bir renktir. Örneğin Avrupalılar, Brezilya’daki ağaçların kırmızımsı öz suyundan pembe renk elde edebilmek için Brezilya’da bir ormansızlaştırma faaliyeti yürütmüştü.

Avrupalılar 1500’lü yıllarda Güney Amerika’ya vardığında Azteklerin canlı, kırmızı boyalı kumaşlar ürettiğini keşfettiler. Kısa süre içinde, bu rengin kaynağı olan, kurutulmuş koşinil böcekleri önemli bir ticari mal haline gelecekti. 

Kırmızı renk vermek amacıyla gıdalara konulan karmin, özellikle Güney Amerika’da yaşayan koşinil böceğinden elde edilen doğal bir kırmızı renklendiricidir. Bu küçük böcekler, bir tırnağın genişliğinden daha küçüktür ve özellikle Opuntia cinsi kaktüs bitkilerinde yaşarlar, kaktüs özsuyunu emerek beslenirler.

Pembe rengin modern modada doğuşu 18. yüzyılda başladı. Bu dönemde pembe, kraliyet ve aristokratlar da dahil olmak üzere Batı dünyasının saray elitleri arasında tercih edilen renk haline gelmişti. Boya yapımındaki gelişmeler ve Fransız sarayının son teknoloji giysilere olan düşkünlüğü, pembe rengin yükselen bir moda rengi olarak başarısına katkı sağladı.

Pembe Renk Farklı Bir Anlam Kazanıyor

1758 tarihli Madame de Pompadour at Her Toilette adlı bu tabloda kızaran yanaklar kadın cinselliğini ima eder. 

Pembe rengin yaygınlaşmasında en etkili olan kişi belki de Kral Louis XV’in metresi Madame de Pompadour’du. Kendisi sıklıkla imzası olan pembe elbiseleri ve ayakkabılarıyla resmedildi. Bu dönemde pembe renk kadınlıkla özdeşleşmeye başladı.

19. yüzyılın ortalarında sentetik boyaların ortaya çıkışıyla pembe daha da erişilebilir bir renk oldu. 18. yüzyıl sarayından 20. yüzyıl evine, pembe renk 1950’lerde daha fazla ilgi gördü. Moda tasarımcısı Elsa Schiaparelli sayesinde pembe, kadınların vazgeçilmez rengi olmuştu. Bu dönemde pembe renk, sabit toplumsal cinsiyet rollerine dayalı geleneksel bir kadınlığı temsil ediyordu.

Gezegenin En Eski Renginden Barbie'nin Dünya'sına Pembe Rengin Serüveni
Elsa Schiaparelli, şok edici pembe konseptiyle pembe rengi kadınların dolabında baş tacı yapmayı başarmıştı.

Farklı cinsiyetteki iki bebeği yan yana getirdiğimizde hangisinin kız hangisinin erkek olduğunu anlamak çok kolay değildir. Günümüzde bunu günümüzde bebek kıyafetleri sayesinde anlayabiliyoruz. Ancak bir zamanlar tüm küçük çocuklar beyaz renkte giysiler giyerdi. Bu onların saflık ve masumiyetini temsil etse de, muhtemelen annelerin çamaşır günlerini de kolaylaştırıyordu.

Zaman geçti ve kumaş boyama teknikleri gelişti. Bunun neticesinde de biraz daha renkli bebek giysileri ilgi görmeye başladı. Ama hangi cinsiyete hangi renk giydirilmeliydi? Aslında bu konuda tam bir fikir birliği yoktu.

kiz-pembe-erkek-mavi
“Erkekler için mavi”, “kızlar için pembe” söylemine ilk olarak 1890’larda rastlandı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra da yoğunlaştı. 

Hatta moda belirleyiciler pembeyi daha “ölçülü” bir renk olarak gördükleri için onu erkeklere uygun bulmuşlardı. Daha zarif olan mavi ise kızlara yakıştırılmıştı. Bugün pembe kızlarla, mavi erkeklerle özdeşleş­tirildiğine göre, bu değişim nasıl gerçekleşti? Sorunun yanıtını kesin olarak bilen yok. Sebebi ne olursa olsun, 1950’lere gelindiğinde pembe kızlar, mavi de erkekler için kullanılmaya başlanmıştı.

Aynı zamanda bu durumun bebek kıyafeti satan firmalar için de olumlu tarafları vardı. Renk ayrımıyla beraber anneler eski erkek bebek kıyafetlerini kız bebeklerine giydirmeyecekti. Bu da yeni bebek kıyafeti almak anlamına geliyordu.

Pembe Rengin Karanlık Yüzü

1920’lerde eşcinsellerin en özgür oldukları yer Almanya ve özellikle de Berlin’di. Ancak Adolf Hitler’in başa gelmesiyle birlikte bu durum değişti. Pembe renk toplama kamplarında eşcinselleri etiketlemek için kullanılıyordu.

1950’lerden sonra pembe, konformizm çağrışımlarından uzaklaşıp direnişin rengi olarak karşımıza çıkacaktı. Bunu, punk müzisyenlerinin pembe rengin tatlı ve kız gibi çağrışımlarını kullanarak yıkıcı performanslar yaratma biçiminde görebiliriz. Pembe aynı zamanda feminist aktivizmin de rengidir.

Courtney Love’ın Glastonbury 1999’daki parlak pembe kıyafeti.

Belki de buna “insanlığın pembeyle olan serüveni” demeliyiz. Çünkü sonuçta pembe pembedir. Pembenin çağrışımları sabit değil, esnektir. Biz ona ne anlam yüklersek pembe de o olur. O yüzden çok takılmamak lazım.


Kaynaklar ve İleri Okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak, bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Melike Üzücek

Ankara Fen Lisesi'nden mezun oldum. Araştırma yapmayı ve sorgulamayı seven biriyim. Matematik ve biyoloji başta olmak üzere felsefe, astronomi, modern fizik ile ilgileniyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir