Günlük Hayatın Felsefesi

Gettier Problemi ve Haklı Olamayacağınızı Kanıtlayan Bir İnek

Epistemoloji, bilginin doğasını inceleyen bir felsefe dalıdır. Platon’a göre, bir şey hakkında bilgi sahibi olmak için üç koşulun yerine getirilmesi gerekir. Bunlar inanç, doğruluk ve gerekçelendirme yani kanıtlar ile gerekçe göstermedir. Ancak yirminci yüzyılın ortalarında filozof Edmund Gettier bu açıklamaya karşı çıktı. Gettier problemi ile bunların bilgi için yeterli olmadığını ortaya koydu.

gettier problemi

Gettier Problemi ile ilgili detaylara geçmeden önce şöyle bir senaryo hayal edin: Bir çiftçi, en kıymetli ineği çiftlikten kaçıp gittiği için endişe için­dedir. Çiftliğe bir sütçü gelir ve çiftçi de ona bu kaygısını anlatır. Sütçü, çiftçiye kaygılanmaması gerektiğini, çünkü aslında ineği yakındaki bir tarlada gördüğünü söyler.

Çiftçi sırf emin olmak için uzaktan tarlaya bakar ve siyah-beyaz renkte büyük bir şekli andı­ran bir şey görür. Çiftçi bu gördüğünden memnun olur, artık ineği­nin yerini bilmektedir. Sonra sütçü, ineğin gerçekten orada olduğunu bir daha görüp emin olmak için o tarlaya gitmeye karar verir. İnek gerçekten de tarla­dadır ama küçük bir ağaçlıkta gizlenmiş durumdadır. Tarlada bir ağaca aslı siyah beyaz bir resmi de fark eder. Uzaktan bakınca gördüğü şeyin bu resim olduğunu anlar.

Tarladaki inek, “Gettier problemi” olarak bilinen olgunun klasik bir örneğidir.

Üçlü Bilgi Teorisi Nedir?

Gettier problemini anlamak için öncelikle üçlü bilgi teorisini anlamamız gerekiyor. Geleneksel bilgi tanımı ilk şeklini, Platon’un Theaitetos diyalogunda almıştır. Platon, doğru inancın bilgi için yeterli olamayacağı sonucuna ulaşır.

Bunu şöyle düşünebilirsiniz. Batıl inanç sonucunda önümüzden bir kara kedi geçtiği zaman başımıza kötü bir şey gelecek diyebiliriz. Ve gerçekten de o gün kötü bir deneyim yaşayabiliriz. Ancak yaşadığımız bu kötü deneyimin bizim inancımızla bir ilgisi yoktur. Yani bu inanç gerçekleşmiş veya doğrulanmış olsa dahi bunun bilgi olduğunu söylemek imkânsızdır.

Diogenes ve Platon, Mattia Preti, 1649,

O halde bilgide gerekli ve yeterliliğe ulaşmak için inancın doğru olmasının yanında başka bir duruma da ihtiyaç vardır. Bu da o inanca sahip olmayı gerektirecek mantıklı nedenler ya da gerekçeler olmasıdır. Öyle ki bu gerekçelendirme söze ya da önermeye, mantıki bir yön sağladığı için önermenin anlamlı olmasını da sağlamaktadır.

Dolayısıyla sözü geçen diyalogda Platon, bilginin gerekçelendirilmiş doğru inanç olarak tanımlanması gerektiğini, delilden yoksun düşüncenin sanıdan öte bir şey olmayacağını belirtmiş ve Gettier’e kadar olan süreçte bu düşünce geçerliliğini korumuştur.

Gettier Problemi Nedir?

Gettier problemine adını verenı Amerikalı filozof Edmund Gettier ise Platon’un ortaya koymuş olduğu, gerekçelendirilmiş doğru inancın bilgi olduğu iddiasına karşı çıkmaktadır. Zira ona göre, doğru olan veya bilgi olarak kabul edilen bir önermenin yanlış gerekçelendirmeye dayanması da mümkündür.

Edmund Gettier, epistemoloji (bilgi teorisi) alanındaki önemli bir figürdür. “Gettier Problemi” olarak bilinen bir epistemolojik sorunu ortaya koymasıyla ünlüdür. Gettier’in bu probleminin 1963 yılında yayımladığı bir makalesi, geleneksel bilgi tanımını sarsmış ve birçok epistemologun çalışmalarını etkilemiştir.

Gettier “gerekçelendirilmiş doğru inanç bilgi midir?” adlı üç sayfalık makalesinde kendi bilgi düşüncesine ışık tutar. Gettier bu makalesinde, önermesel bilginin farklı şekillerde sunulabileceğini belirtir. Bir örnek üzerinden konuyu anlamaya çalışalım.

“Ahmet” adlı bir öğretmen, sınıfındaki “Ayşe” adlı bir öğrencinin Ford marka bir araba sahibi olduğuna inanıyor. Bunun için haklı gerekçeleri var. Örneğin onu birkaç defa Ford marka bir arabasından bahsederken duymuş. Ayrıca bir keresinde Ayşe’yi Ford marka bir araba sürerken görmüş. Öte yandan Ahmet öğretmenin sınıfında “Ali” adlı bir başka öğrenci vardır ve kendisinin gerçekten de Ford marka bir arabası vardır. Buradan

Ahmet öğretmenin oluşturabileceği önermeler şunlardır: Ayşe Ford marka bir araba sahibidir. Sınıfta Ford markalı bir araba sahibi olan öğrenci vardır. Aslında ikinci önerme birinci önermeden ortaya çıkmıştır. Ancak Ford marka bir arabaya sahip olan Ayşe değil Ali’dir.

Yani aslında ilk önerme yanlışken, ondan ortaya çıkan ikinci önerme şans eseri doğrudur. Ayrıca öğretmenin inancı gerekçelidir de. Ancak bu gerekçe doğru olan önermeye dahil yanlış olan önermeye dayanmaktadır. Bu nedenle gerekçelendirilmiş doğru inancın bilgi olmadığı ortaya çıkar.

Gettier Problemi Gerekçelendirmenin Yeterli Olmadığını Söylüyor

Gettier’in yukarıdaki gibi benzeri örneklerinden anlaşılıyor ki gerekçesi doğru olmayan bir inançtan oluşturulmuş bir sonuç doğru olsa dahi bilgi değeri taşımamaktadır. Diğer bir deyişle geleneksel bilgi anlayışının tersine Gettier için ‘gerekçelendirilmiş doğru bilgi’ bilgi değildir.

Böylece Gettier geleneksel bilgi anlayışına karşı çıkan ilk filozof olur. Bunun sonucunda da çağdaş epistemolojide, üç şarta dayandırılan geleneksel bilgi anlayışına dördüncü şart olarak, ‘yanlış olan hiçbir öncülün olmaması’ şartı da eklenmektedir


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Durhan, Gülümser. (2019). GETTIER PROBLEMİ. Humanitas. 36-45. 10.20304/humanitas.450671.
  • The cow that proves you can’t be right. Yayınlanma tarihi: 19 Temmuz 2013; Bağlantı: The cow that proves you can’t be right.
  • Sosna, Ryan. “What Is the Gettier Problem?” TheCollector.com, October 29, 2023, https://www.thecollector.com/what-is-the-gettier-problem/.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir