Yağmur Adam filminin esin kaynağı olan Kim Peek, kitabın iki sayfasını aynı anda (her gözüyle ayrı bir sayfa) okuyabiliyor ve anında ezberleyebiliyordu. 12.000’den fazla kitabı ezberlediği için ayaklı bir kütüphaneydi. Bu yazıda kendisini biraz daha yakından tanıyalım.
Rain Man yani Yağmur Adam filminde Dustin Hoffman’ın canlandırdığı kurgusal karakter Raymond Babbitt karakterini anımsarsınız. Filminde Dustin Hoffman, ayrıntıları hatırlama, dökülen yüzlerce kürdanı bir bakışta sayma gibi şaşırtıcı zihinsel beceriler sergileyen otistik bir savant’ı canlandırır.
Aslında film tamamen kurgusaldır. Ancak bu filmin ana karakteri 2009’da 58 yaşında hayatını kaybeden Kim Peek ile çok benzeşir. Kim’in birazdan şahit olacağınız olağanüstü hafızasının yazar Barry Morrow’un ilgisini çekmiş olması olasıdır.
Kim Peek, iki yarım küreyi birbirine bağlayan sinir kümesinden yoksun bir beyinle doğmuştu. Tam olarak konuşmak gerekirse beyninde korpus kallosum denilen bölge yoktu. Normalde bu bölge, beynin tam ortasında yer alır. Beynin iki yarım küresinin arasındaki iletişimi sağlar. Büyüdükçe, bu anormallik bazı şaşırtıcı yeteneklere yol açtı.
Kim Peek Sadece Yetişkinliğinde Değil Çocukluğunda da Olağandışı Bir Zekaya Sahipti
Kim, daha 18 aylıkken kendisine okunan kitapları hatırlamaya başlamıştı. İlerleyen yıllarda bir kitabın bir sayfasını bir gözle, diğerini de öteki gözle okuyabilmeye başlayacaktı. Bu okuma tarzı 2009’daki ölümüne kadar devam etti. Ayrıca okuduğunu anlama yeteneği daha da etkileyiciydi. Okuduğu bilgilerin yüzde 98’ini aklında tutuyordu.
Sonucunda günlerinin çoğunu babasıyla birlikte kütüphanede geçirdiği için binlerce kitap, ansiklopedi ve haritayı hızla okudu. Kalın bir kitabı bir saatte okuyup, içindeki hemen hemen her şeyi hatırlayabiliyordu. Zaman içinde bilgi depolama konusundaki inanılmaz yeteneği, Peek’i yürüyen bir ansiklopediye dönüştürdü.
Dünyadaki hemen hemen her iki şehir arasında yolu tarif edebiliyordu. Dahası, takvimlerle ilgili zihinsel hesaplamalar yapma konusunda dikkate değer bir yeteneği vardı. Örneğin, tarihteki herhangi bir günü verdiğinizde, size o günün haftanın hangi gününe denk geldiğini söylüyordu.
Bunların yanı sıra bütün savantlar tarafından belli bir ölçüde paylaşılan, bazı gelişim problemleri vardı. Herkes gibi normal bir şekilde yürümez, kendi kıyafetlerinin düğmelerini ilikleyemez ve günlük hayatla ilgili işlerini tek başına halledemezdi. Matematik gibi muhakeme yeteneği gerektiren konularda sorunları vardı. Ayrıca IQ’su şaşırtıcı bir şekilde sadece 87 civarındaydı, bu da yaklaşık 90-110 olan normal aralığın altındaydı.
Savant Sendromu Nedir?
Savant sendromu, ağır düzeyde gelişimsel ya da zihinsel yetersizliklerin yanında çoğu insanda bulunmayan zihinsel becerileri olan kişileri tanımlamaktadır. Kişinin genel zeka düzeyi ortalamanın altında olmasına karşın bir ya da birden fazla alanda aşırı düzeyde bilgi sahibidir.
Savant sendromu olgularının yaklaşık yarısının otistik bozukluğu olduğu bilinmektedir. Kalan yarısının da diğer gelişimsel bozukluklar, merkezi sinir sistemi hastalıkları ya da yaralanmalarına bağlı olduğu kabul edilmektedir.
Bildirilmiş ilk savant olgusu 1783’de Alman psikolog Gnothi Sauton tarafından tanımlanan, harika bir hesaplama yeteneği olan Jedediah Buxton’dur. Ayrıca 1789’da Benjamin Rush tarafından bildirilen savant olgusu Thomas Fuller de benzer bir hesaplama yeteneğine sahipti.
Savant becerileri genellikle beș genel kategori ile sınırlıdır. Bunlar müzik becerileri, sanat becerileri; takvim hesaplama becerisi; matematik becerisi ve mekanik ya da mekânsal becerilerdir. Savant sendromunda saptanan özgül becerilere hemen her zaman olağanüstü bir bellek eşlik eder. Bu duruma sahip olan kişiler parçalı becerileri olan savantlar, yetenekli savantlar ve olağanüstü savantlar olarak üçe ayrılmaktadır.
Olağanüstü savant terimi özgül becerisi sağlıklı normal bireylerde bile saptandığında dikkat çekici olacak becerilere sahip oldukça nadir bireyleri tanımlamak için kullanılmaktadır. Halen dünyada savant becerileri eşiği çok yüksek olan 100 civarında olağanüstü savantın yaşadığı düşünülmektedir. Yazımıza konu olan Kim Peek bunlardan birisiydi. ( Detaylar için: Kazayla Gelebilen Zeka: Savant Sendromu)
Sonuç olarak;
Yağmur Adam filmi Kim Peek’in hayatını bizlere anlatmasa da filmin popülaritesi hem özgüvenini kazanmasına hem de milyonlarca izleyicinin savant sendromu hakkında bilgilenmesine neden oldu. Sonucunda savant sendromunu açıklamak için aralarında nöropsikolojik modellerinde bulunduğu birçok teorik model ortaya konulacaktı.
Ancak temelinde savant olgularına olan ilgi 18. yüzyılda başlamış olmasına karşın halen ilk tanımlandığı dönemdeki gibi bir çok gizemini korumaktadır. Savanta özgü yeteneklerin varlığı ve doğası ile ilgili birçok soru halen yanıtsız olduğundan bu konu ile ilgili araştırmalar artarak devam edecek gibi gözükmektedir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Kim Peek, the Real Rain Man. yayınlanma tarihi:11 Kasım 2012; Bağlantı: https://www.psychologytoday.com/
- Inside The Astounding Life Of Kim Peek – The Real Rain Man. Yayınlanma tarihi: 22 Eylül 2021; Bağlantı: https://allthatsinteresting.com/
- İbrahim Durukan, Tümer Türkbay; Savant Sendromu: Klinik ve Nöropsikolojik Özellikleri; eISSN:13090674 pISSN:13090658
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel