Scientia est potentia, Latince bir ifade olup “Bilgi güçtür” anlamına gelir. Francis Bacon bu sözü söylediğinden bugüne yaklaşık 400 yıl geçti. Fakat “Bilgi güçtür” sözü halen geçerliliğini koruyor.
İnsanın peşinden koştuğu belki de en önemli şey bilgidir. Çünkü bilgi, insanlığa yeni anlamlar yaratma, kitleleri yönetme ve hatta insanın kendi kontrolünü kaybedip bilginin kölesi olma gücünü verebilir. Nitekim, “bilimlerin anası” olarak adlandırılan felsefenin kelime anlamı da bilgi ve bilgelik sevgisine dayanır. Peki, bilgiyi bu kadar önemli ve güçlü kılan nedir?
Bu bağlamda, “Bilgi güçtür” sözüyle tanınan Francis Bacon’dan bahsetmeden geçmek olmaz. Bacon, modern bilimin gelişmesinde büyük bir rol oynamış önemli bir düşünürdür. Kendisi bir ampirist, yani deney ve gözleme dayalı bilginin önemini savunan bir filozof olarak, çevremizdeki dünyayı anlamanın yolunun deneyimden geçtiğini öne sürmüştür. Bu düşüncesini, hayatının sonuna kadar savunmayı sürdürmüştür.
Peki Francis Bacon kimdir? Bacon’ın bu felsefi pozisyonunun bilgiye dair görüşleriyle nasıl bir bağlantısı var? Francis Bacon’ın felsefesi bize ne söyler? Ve Francis Bacon “Bilgi güçtür” derken ne demek istiyordu? Gelin bu yazımızda bu sorulara birlikte cevap arayalım.
Kısaca Francis Bacon Kimdir?
Francis Bacon, 22 Ocak 1561’de, dünyaya geldi. Babası Sir Nicholas Bacon, Kraliçe I. Elizabeth döneminde önemli bir devlet adamıydı. Annesi Lady Anne Cook Bacon ise Fransızca, İtalyanca, Yunanca ve Latince gibi birçok dili akıcı bir şekilde bilen oldukça bilgili bir kadındı. Bacon’ın bu entelektüel çevrede yetişmiş olması, felsefe ve diğer alanlardaki çalışmalarında şüphesiz büyük bir etki bırakmıştır.
Henüz 12 yaşındayken Cambridge Üniversitesi’ne girerek eğitim hayatına erken yaşta başladı. Üniversite yıllarında, Aristoteles’in geleneksel skolastik felsefesini eleştirerek daha deneysel ve pratik bir bilgi arayışına yöneldi. Bu yaklaşımı, ilerleyen yıllarda geliştirdiği bilimsel yöntem düşüncesinin temelini oluşturdu.
Bacon’ın parlak zekası ve çalışkanlığı, Kraliçe I. Elizabeth’in dikkatini çekti. Bu tanınma, onun devlet kademelerinde hızla yükselmesine yardımcı oldu. 1607’de Başsavcı, ardından 1618’de Lord Şansölyesi oldu.
Francis Bacon’ın Felsefi Görüşleri ve Bilime Katkıları
Bacon’ın “Bilgi güçtür” sözünü daha iyi anlayabilmek için onun epistemolojiye (bilgi felsefesi) olan katkılarından başlamak gerekir. Bacon, hayatı boyunca dünyayı bilimsel bir yaklaşımla algılamayı ve anlamayı hedeflemiş, yaşadığı dönemin sağladığı olanaklardan yararlanarak bu hedefini büyük ölçüde gerçekleştirmiştir. Bu bağlamda, felsefeye yaptığı katkılar modern bilimin temel taşlarından biri olarak kabul edilir.
Francis Bacon’ın yaşadığı dönemde, gerçekliği yalnızca saf akılla incelemeye dayalı dini ve felsefi yaklaşımlar giderek eleştirilmeye başlanmıştı. O dönemin düşünürleri, saf akılla elde edilen bilginin spekülasyona açık olduğunu ve her zaman doğru sonuçlara ulaşamayacağını savunuyorlardı. Bunun yerine, gerçek bilginin ancak deney ve gözleme dayalı olarak ortaya çıkabileceği fikri öne sürülüyordu.
Bacon da bu yaklaşımı benimseyen öncülerden biri olarak, Rönesans döneminde bu fikri daha da geliştiren önemli bir isim haline geldi. Ona göre, bilgi yalnızca teorik bir uğraş değil, aynı zamanda dünyayı anlamak ve doğayı kontrol ederek insan yaşamını iyileştirmek için bir araç olmalıydı. Bu görüş, hem bilimsel yöntemin gelişiminde hem de modern bilimin temellerinin atılmasında büyük bir rol oynadı.
Peki Francis Bacon “Bilgi Güçtür” Derken Ne Demek İstiyordu?
Bacon, bu sözüyle bilgiyi bireyleri ve toplumları güçlendirme potansiyeline sahip bir araç olarak tanımlıyordu. İnsanların bilgi edinerek ve doğal dünyayı anlayarak, onun üzerinde kontrol sahibi olabileceğini vurguluyordu. Ona göre, bilgi sayesinde insanlar kendi kaynaklarını üretebilir, doğal zenginliklerini ortaya çıkarabilir ve yaşamlarını dönüştürebilirdi.
Bacon’ın bu şekilde düşünmesinin temelinde, bilgiyi sadece soyut ve teorik bir uğraş olarak görmemesi yatıyordu. Bilginin pratik sonuçlar doğurabileceğini savunan Bacon, bilgi aracılığıyla bireylerin bilinçli kararlar alabileceğini, sorunlarını çözebileceğini ve hedeflerine ulaşabileceğini ifade etti.
Bu nedenle, bilgi edinmek bireylerin hem düşünsel hem de pratik anlamda güçlenmesinin en önemli yolu olarak görülüyordu. Kısacası, Bacon’a göre bilgi, sadece bir kavrayış değil, aynı zamanda bir dönüşüm aracıydı.
Bilginin pratik bir anlam taşıdığı fikri, aslında Francis Bacon’dan önce de gündemdeydi. Bu anlayışın en güzel örneklerinden biri, Aristoteles’in mantık üzerine temel eserlerinden biri olan Organon adlı kitabıdır. Organon, Yunanca’da “araç” veya “alet” anlamına gelir. Aristoteles, bu eserinde mantığın bilgi elde etmenin nihai bir aracı olduğunu savunur.
Bu noktada Aristoteles ile Francis Bacon arasındaki önemli bir farkı vurgulamak gerekir. Aristoteles, Organon‘da, tümdengelimi zihnin temel mantık aracı olarak ele alır. Ona göre, genelden özele ulaşmayı temel alan tümdengelim, doğru bilgiye ulaşmanın anahtarıdır. Bu görüş, Bacon’ın yaşadığı döneme kadar etkisini sürdürmüştür.
Ancak Bacon, bilgiye ulaşma konusunda tümdengelime farklı bir yaklaşım getirir. O, tümdengelim yerine tümevarımı (indüksiyon) destekler. Bacon’a göre, bilgi deney ve gözlemden başlamalıdır. Önce tekil sonuçlara ulaşılmalı, ardından bu sonuçlardan hareketle genel ilkelere varılmalıdır. Bu yaklaşımı, bilimsel yöntemin temellerini atarak Bacon’ı modern bilim anlayışının kurucularından biri haline getirmiştir.
Bacon bu bakış açısını açıklamak adına Aristoteles’in Organon‘una gönderme bir isimle Novum Organum adlı eserini kaleme almıştır. Novum Organum, Yunanca’da yeni araç, alet anlamına gelmektedir.
Novum Organum: Francis Bacon’ın Yeni Aracı
Francis Bacon, Novum Organum‘da insan zihnini etkileyen ve doğru bilgiye ulaşmayı engelleyen dört farklı “idol” tanımlamıştır. Bacon, bunları, insanların zihinlerini meşgul eden “boş fikirler” olarak nitelendirmiştir. Ona göre, bu yanlış fikirler yalnızca gerçeklerin algılanmasını engellemekle kalmaz, aynı zamanda bir gerçek kabul edildiğinde bile ona direnç gösterirler. Ona göre, bu durum bireylerin entelektüel yetilerini köreltir ve bilimsel ilerlemeyi engeller.
Sonuç olarak;
“Bilgi güçtür” sözü, Francis Bacon’ın modern bilimin kurucularından biri olmasının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Çünkü modern bilimin doğuşu aynı zamanda medeniyetimizin dönüm noktalarından biriydi. Ve bu dönüm noktasından sonra da bilgi her zamankinden daha önemli ve daha arzulanan bir şey haline gelecekti. Bu nedenle de ona sahip olan güce de sahip olacaktı.
Francis Bacon bu sözü söyleyeli aradan yaklaşık 400 yıl geçti. Fakat “Bilgi güçtür” sözü halen geçerliliğini koruyor. Bacon’ın da dediği gibi:
“Bilimin ilerlemesinin, yeni projelerin başlatılmasının ve yeni araştırma alanlarının açılmasının önündeki en büyük engel, insanların umutsuzluğa kapılması ve şeylerin imkansız olduğunu düşünmesidir.”
Kaynaklar ve İleri Okumalar
- What Did Francis Bacon Mean by “Knowledge Is Power”? ; Bağlantı: What Did Francis Bacon Mean by “Knowledge Is Power”? (thecollector.com) ; Yayınlanma tarihi: 9 Aralık 2023
- Francis Bacon: the 17th-century philosopher whose scientific ideas could tackle climate change today. Yayınlanma tarihi: 21 Ocak 2019. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Francis Bacon: the 17th-century philosopher whose scientific ideas could tackle climate change today
Matematiksel