Biyoloji ve Coğrafya

Fil Kuşları: Şimdiye Kadar Yaşamış En Büyük Kuşları Coğrafyadan Silmeyi Nasıl Başardık?

Bir zamanlar Madagaskar’da yaşadığını bildiğimiz fil kuşu (Aepyornis maximus) gelmiş geçmiş en büyük (ve en ağır) kuştur.

fil kuşu

Bu kuşun 3 metreden uzun olduğu ve 540 kg civarında bir ağırlığa sahip olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca hayvan yumurtaları arasında en büyük yumurta da (dinozorlar da dahil) ona aittir. Fil kuşunun yumurtası devekuşu yumurtasının 10 katı büyüklüğünde ve 9 litre hacmindedir. Yani bir fil kuşu yumurtası 180 tavuk yumurtasına denktir.

Fil Kuşları: Şimdiye Kadar Yaşamış En Büyük Kuşları Coğrafyadan Silmeyi Nasıl Başardık?
Bir fil kuşu yumurtası

Uzun bir süre boyunca, birçok insan fil kuşunun varlığından şüphe duydu. Çünkü bu kuşların varlığı her zaman mit ve efsanelerle örtülmüştü. On üçüncü yüzyılda, büyük kaşif Marco Polo, devasa pençelerinde bir fil taşıyabilen bir yırtıcı kuşun hikayelerini anlattı. Roc veya rukh olarak bilinen bu kuşun hikayeleri, Madagaskar’ı ziyaret eden ve fil kuşlarının yumurtalarını gören denizcileri adanın bu dev yırtıcı kuşun evi olduğuna ikna etti.

İlerleyen yüzyıllar boyunca Madagaskar’a giden Avrupalı ​​gezginler de dev yumurtalara ait kabuklar gördüklerini yazacaklardı. Ancak fil kuşunun kendisi çoktan coğrafyadan silinmişti. Bu nedenle bu hikayeler bir hayal ürünü olarak kabul edilecekti.

Ancak günümüzde bu kuşların gerçek olduklarını biliyoruz. Bu kuşlar yaşam alanların yok edilmesi sonucunda MÖ 1100 yılında gezegenden silindiler. Aslında muhtemelen insan sömürüsü nedeniyle nesli tükenen fil kuşunun hikayesi, hepimiz için bir ibret hikayesidir.

Madagaskar’ın Fil Kuşu ile Tanışın

Konik gagaları, kısa ince bacakları ve üç parmaklı ayaklarının üzerindeki devasa gövdeleriyle fil kuşu, ilk bakışta oldukça iri bir devekuşu andıracaktır. Ancak etimolojik olarak, devasa kara kuşundan çok Yeni Zelanda’nın minik kivi kuşuna daha yakındırlar. Fil kuşlarının iskeletlerinin çoğu dünyanın dört bir yanındaki müzelerde bulunmaktadır. Bu bilgimizi iskeletlere yapılan DNA analizi sonucunda elde ettik.

Fil Kuşları: Şimdiye Kadar Yaşamış En Büyük Kuşları Coğrafyadan Silmeyi Nasıl Başardık?
Fil kuşlarının nesli yüzyıllardır tükenmiştir, ancak iskeletlerinin çoğu dünyanın dört bir yanındaki müzelerde bulunmaktadır. Avustralya Antik DNA Merkezi’nden Kieren Mitchell, bu örneklerden DNA çıkararak ve bunu yaşayan kuşların DNA’sıyla karşılaştırarak fil kuşlarının yaşayan en yakın akrabasının kivi olduğunu keşfetti.

Fil kuşunun kalıntıları ilk olarak o dönemde Madagaskar’da yaşayan Fransız Étienne de Flacourt tarafından teşhis edildi. Ancak bu kuş hakkında bildiklerimizi 19. yüzyılda Isidore Geoffroy Saint-Hilaire adlı bir Fransız zoolog tarafından yapılan çalışmalardan öğrendik.

Gerçekte kaç tane fil kuşu türü olduğu konusu uzun süre anlaşılamadı. Bunun nedeni Madagaskar’ın elverişsiz iklimi nedeniyle bu dev kuşlardan geriye kalan iskelet fosil kayıtlarının düzensiz olmasıydı. Bu nedenle başlangıçta 16 tür olduğu kabul görse de bu sayı 1960’larda yedi türe düşecekti.

Fil Kuşları: Şimdiye Kadar Yaşamış En Büyük Kuşları Coğrafyadan Silmeyi Nasıl Başardık?

Ancak günümüzde fil kuşlarını dört türe ayrıldığını biliyoruz. Bunu kuşlardan geriye kalan kemiklere değil DNA’lara bakarak hesapladık. Sonucunda iki organizmanın DNA’sı arasında ne kadar benzerlik varsa, o kadar yakın akrabadırlar. Ancak fil kuşunun kemikleri gibi içlerindeki DNA da iyi korunmamıştır.

Yumurta Kabuğu Analizleri Eksik Bilgilerimizi Tamamladı

Ancak burada yumurta kabukları devreye girecektir. Diğer kuşlara kıyasla fil kuşu yumurta kabuğu çok kalındır. Bu nedenle içinde hapsolan DNA daha iyi korunacaktır. Bu yumurta kabukları da bir zamanlar bu kuşların yuva yaptığı Madagaskar kıyı şeridi boyunca kumsallara yoğun bir şekilde dağılmıştır.

Madagaskar kıyı şeridi boyunca plajlara ve kum tepelerine dağılmış büyük konsantrasyonlarda fil kuşu yumurta kabuğu bulunur.

Yakın zamanda gerçekleşen bu yumurta kabuğu analizi sonucu fil kuşları hakkında yeni bulgulara da eriştik. Öncelikle düşünüldüğü kadar çeşitlilik yoktu. İskelet fosillerinde görülen bazı boyut ve şekil farklılıkları erkekler ve dişiler arasındaki farklılıklardan kaynaklanıyordu.

Ayrıca araştırmada yeni bir büyük fil kuşu türüne de rastlandı. Üstelik bu kuş Madagaskar’ın merkezindekilerle yakından akraba olmasına rağmen, genetik olarak farklıydı ve farklı bir beslenme biçimi vardı. Ayrıca bu kuş yaklaşık 1000 km içlerde ve 1500 metre rakım civarında yaşamıştı. Bu da fil kuşlarının bir zamanlar gerçekten de adanın her bölgesine yayıldıklarını gösteriyordu.

Son araştırma bu kuşların neden bu kadar büyüdüklerine de bir açıklama getirdi. Anlaşılan son buzul çağında Madagaskar daha kuru ve daha soğuk hale geldikçe, bitki örtüsü değişmişti. Kuşlar da buna uyum sağlamak için evrimleşmişti. Tüm bu bulgular yumurta kabuklarının bizlere aktardıkları ile bulundu.

Fil Kuşları: Şimdiye Kadar Yaşamış En Büyük Kuşları Coğrafyadan Silmeyi Nasıl Başardık?
Bu kuşlar bir zamanlar Madagaskar’da yaygın bir manzaraydı. Dev lemurlar da dahil olmak üzere adadaki diğer olağanüstü türler arasında yaşadılar. En az yarım ton ağırlığında Bu süreçte dinozorlarınkinden bile daha büyük dev yumurtalar yumurtladılar.

Fil Kuşları Neden Yok Oldu?

Ürkütücü görüntülerine rağmen bu kuşların binlerce yıl boyunca Afrika kıyılarındaki küçük bir adada gelişen devasa ama nazik kara yaratıkları olduğunu biliyoruz. Peki ama, ters giden ne oldu?

Madagaskar adası kendine özgü coğrafi yapısı, etnik çeşitliliği ve başka hiçbir coğrafyaya benzemeyen biyolojik çeşitliliği ile ünlüdür. Bu ada bir zamanlar Afrika’nın bir parçasıydı, ancak milyonlarca yıl boyunca kıtasal sürüklenmenin tektonik güçleri onu Afrika anakarasından Hint Okyanusu’na sürükledi. Bu nedenle bu devasa adanın hayvan sakinleri izole bir şekilde gelişti.

Binlerce yıl boyunca bu dev kuşlar ve dev lemurlar gibi günümüzde artık karşımıza çıkmayan türler Madagaskar adasında bir uyum içinde yaşadılar. Ancak Afrika, Endonezya ve Avustralya çevresindeki adalardan gelen insanlar bu eşsiz doğal hazineler diyarına ulaştıklarından kısa bir süre sonra kuşların sonu gelecekti.

Fil kuşları, 60 milyon yıllık evrimleri boyunca hiç insan görmediler ve onları tehlikeli olarak kabul etmeyeceklerdi. Öte yandan insanlar, fil kuşlarını cömert bir yiyecek kaynağı olarak gördü ve bu kuşları avlamaya başladı.

Dahası sadece bu kuşların etleri değil yumurtaları da bölge insanına cazip gelmeye başlamıştı. Bu devasa yumurta kabukları sağlam bir çanak görevi de görüyordu. Ve bu avlanma, aynı sıralarda meydana gelen artan iklim değişikliği ve kuşları canlı tutan bitki örtüsündeki keskin değişimle birleşince, onları yok olmaya sürükledi.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Extinct elephant birds were 3 metres tall and weighed 700kg. Now, DNA from fossil eggshells reveals how they lived. Yayınlanma tarihi: 28 Şubat 2023. Bağlantı: Extinct elephant birds were 3 metres tall and weighed 700kg. Now, DNA from fossil eggshells reveals how they lived. /
  • Grealy, A., Miller, G.H., Phillips, M.J. et al. Molecular exploration of fossil eggshell uncovers hidden lineage of giant extinct bird. Nat Commun 14, 914 (2023). https://doi.org/10.1038/s41467-023-36405-3
  • Mitchell, Llamas, Soubrier, Rawlence, Worthy, Wood, Lee & Cooper. 2014. Ancient DNA reveals elephant birds and kiwi are sister taxa and clarifies ratite bird evolution. Science http://dx.doi.org/10.1126/science.1251981

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Deniz Kartal

Uludağ Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Mezunu, Uzun yıllar IT sektöründe çalıştı, GSM sektöründe teknoloji danışmanlığı, ulusal gazetelerde teknik yöneticilik yaptı. Dunyalilar.org kurucu editörlerinden biridir. Seyahat etmeyi, araştırmayı, yazmayı ve okumayı sever.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir