Metafiziğe ilgi duyuyorsanız ya da korku filmleri izlemeyi seviyorsanız muhtemelen kayıt cihazlarıyla yakalanan ürkütücü sesler hakkında bilginiz vardır. Türkçe adıyla Elektronik Ses Fenomeni, İngilizce olarak Electronic Voice Phenomena (EVP) ruhların bizimle iletişim kurmak istediklerini ve bunun elektronik ses kayıt cihazlarıyla kaydedildiğini söyleyen bir iddiadır. Gelin bu yazıda bunun gerçeklik payı hakkında biraz konuşalım…
Bu yazıda bir fenomen olarak konuyu ele almış olma sebebimiz ise son yıllarda EVP’nin bir iddiadan fazlası olduğuna inananların sayısının giderek artması. Elbette ardı arkasına yazılan kitaplar ve filmlerin, konuya ilgiyi tetiklenmesi ve bilinirliğini arttırması bunun temel nedeni.
Elektronik Ses Fenomeni İle Nasıl Tanıştık?
Konuya ilk ilgi 1920’li yıllarda Thomas Edison ile başlamış gibi gözüküyor. Edison, bir gün insanların ölülerle iletişim kurmasına yardımcı olacak bir makine inşa etmenin mümkün olacağına inanıyordu.
“Eğer kişiliğimiz ölümden sonra da yaşayabiliyorsa, dünyada kazandığımız bilgiyi, anıyı ve zekayı saklaması mümkün ve mantıklıdır. Bu nedenle ölüm dediğimiz olaydan sonra da kişiliğimiz devam ediyorsa dünyada bıraktıklarımızla ilişkiye geçmek isteyecektir. Bu kişiliğin maddeyi de etkileyeceği düşüncesindeyim. Bu mantık doğruysa yeterince duyarlı bir alet yaparsam bu ilişkiyi kaydedebilirim.”
Bununla birlikte, Edison’un böyle bir cihazı tasarladığı veya yapmaya çalıştığına dair bir kanıt yoktur. Devamında sahneye ressam, müzisyen ve film yapımcısı Friedrich Jürgenson dahil oldu. Issız bir yerde kuşların seslerini kaydettikten sonra evine dönüp çalışmalarını dinlemek için teybini çalıştırdığında kuş seslerinin yanında zayıf insan sesleri de duyduğunu iddia etti.
Jürgenson konu ile ilgili yaptığı çalışmalardan sonra 1968’de Kainattan Sesler ( Voices From Te Universe) adlı kitabını yazdı. Konuya ilgi gösteren psikolog Konstantin Raudive ise EVP fenomeninin yayılmasında kilit isimlerden oldu.
Peki, Bu Sesler Nereden Geliyor?
Aslında kayıtlar esnasında yakalanmış olan bu tuhaf sesler, çevredeki diğer elektronik aygıtlardan ya da beyaz gürültü olarak adlandırdığımız şeyden kaynaklanır. Beyaz gürültü, farklı frekansların üst üste eklenmesiyle oluşur. Böylece bütün frekanslarda eşit dağılıma sahip bir ses ortaya çıkmış olur. Kısacası bir insanın duyabileceği tüm farklı tonlar bir araya gelir ise beyaz gürültü oluşturur. Ama kaydedildiğinde kimi cihazlar, beyaz gürültü içindeki bazı sesleri öne çıkartır.
Ayrıca elektronik ses kaydedicilerin beklenmedik sesleri de kaydetmesi doğaldır. Örneğin evinizde bir bebek telsizi varsa, bebeğinizin odasındaki seslerin bu telsizle değil de bir an için müzik sisteminin hoparlörleri aracılığıyla aktarıldığını duyarsanız şaşırmamanız gerekir. Çünkü tüm bu elektronik aletlerin bir arada çalışıyor olması, ortamdaki seslerin kimi zaman birbirleri üzerinden aktarılmasına sebep olur.
Elbette bu konunun fizik açısından cevabı idi. Ancak işin daha önemli bir kısmı daha var, insan psikolojisi. Algı, oldukça karmaşık bir mekanizma ve beynimiz bir kalıp aradığında mutlaka onu buluyor. Ortada gerçek bir veri yoksa dahi alakasız parçaları bir araya getirip gerçekmiş gibi bize sunabiliyor.
Duyulan Sesler İşitsel Pareidolia Örneğidir
Psikolojik deneyler, insanların EVP olarak adlandırdıkları bir ses duymaları için gerçek sesleri çarpıtmalarına bile gerek olmadığını gösteriyor. Hatta bazı durumlarda beyinlerinin o ses cihazdan geliyormuşçasına bunu üretebildiğini anlamamızı sağladı.
Pareidolia kelimesi daha çok çevremizde yüzler görmek ile ilgili olarak karşımıza çıksa da, aslında pareidolianın farklı türleri de vardır.
Paranormal araştırmacılar çok fazla miktarda ses kaydeder. Ardından belirli frekansları kaldırmak ve sesi artırmak için ses işleme teknikleri kullanır. Kaçınılmaz olarak, sonucunda anlamlı gelebilecek bir sese benzeyen ses örnekleri bulabilirler. Sonuç olarak elektronik ses fenomeni bilim dışı bir düşünce biçimi olarak kabul edilmektedir. Bu durum bazen elektronik cihazlarımızın, bazen de beynimizin bize oynadığı bir oyundan ibaret.
Hayaletler ile ilgili bir film izlemek ya da kitap okumak bazen eğlenceli olabilir. Ancak sözde bilimsel uygulamaların bilim olarak tasviri, bilimsel okuryazar bir halk yetiştirme çabalarından bizleri uzaklaştırır. Elbette siz yine de neye inanmak isteyeceğini kendiniz seçin. Ancak öncesinde olaylara şüpheci yaklaşmayı unutmayın…
Kaynaklar ve İleri Okumalar:
- Hearing ghost voices relies on pseudoscience and fallibility of human perception. Yayınlanma tarihi: 30 Ekim 2015; Bağlantı: https://theconversation.com/
- How EVP Works; Bağlantı: https://science.howstuffworks.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel