Günümüzde biri kamerayı eline aldığında, çoğumuz otomatik olarak gülümseriz. Ancak 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın başlarında çekilmiş eski fotoğraflarda insanların genellikle gülümsemediğini fark etmiş olabilirsiniz. Peki, eski fotoğraflarda insanlar neden gülümsemezdi?

Bu konuda tarihçiler tarafından öne sürülen birçok teori bulunuyor. Ancak öncelikle şu noktayı belirtmekte fayda var: İnternetin, sosyal medyanın ve modern eğlence araçlarının eksikliğine rağmen, eski insanlar sizden daha mutsuz değildi. Yine de, kameralar devreye girdiğinde, var olan mutluluklarını fotoğraflara yansıtmakta başarılı olamadılar. Bunun birkaç nedeni vardı.
Teknolojik Sınırlamalar Eski Fotoğraflarda İnsanların Gülümsememesinin Temel Nedeniydi
İlk fotoğraflar 1820’lerin sonlarında çekilmeye başladı ve o dönemden itibaren fotoğrafçılık hızla gelişti. Ancak o yıllarda fotoğraf çekmek günümüzdeki kadar kolay bir iş değildi. Deklanşör hızı ve pozlama süreleri, özellikle 1900’lerin ortalarına kadar oldukça uzun ve zahmetliydi.

Örneğin, 1826 yılında çekilen ilk fotoğrafın pozlanması 8 saat sürdü. Pozlama süresinin uzun olması, gülümsemeyi neredeyse imkânsız hale getiriyordu. Daha kısa pozlama süreleri geliştirilene kadar, ciddi yüz ifadeleri, bulanıklık ve hareketi önlemek için standart bir poz olarak tercih edildi.

Gülümsemek, kısa süreli bir eylemdir. Ancak uzun süre boyunca bir gülümsemeyi yüzümüzde sabit tutmak oldukça zordur. Bu nedenle, fotoğraf çekilirken gülümsememek ve düz bir ifadeyle kameraya bakmak, hem daha kolay hem de daha yaygın bir tercih olmuştur.
1900’de daha modern kameraların piyasaya sürülmesiyle birlikte pozlama süreleri kısalmaya başladı. Ancak yüzyılın başlarında bile gülümseyen yüzler nadirdi. Bu durum, insanların eski fotoğraflarda gülümsememesinin yalnızca teknolojik nedenlerle değil, kültürel faktörlerle de ilgili olduğunu gösteriyor.

Eski Fotoğraflarda Gülümsememe Nedenlerinden Biri de Fotoğrafçılığın Resimden Etkilenmesidir
Günümüzde fotoğraf, hayatımızı olduğu gibi kaydetmenin bir yoludur. Ancak fotoğraf sanatın ilk zamanlarında fotoğraf, bir kişinin portresini yapmakla eşdeğer bir anlama sahipti. Yani bir fotoğraf için poz vermekle bir resim için poz vermek arasındaki fark yoktu.

Bugün, profil fotoğrafı çekerken havalı görünmeyi ya da bir anı belgelemeyi amaçlarız. Ancak fotoğrafçılığın ilk günlerinde, insanlar sosyal medya hesaplarını düşünmekten uzaktı. Onlar için fotoğraf, adeta ölümsüzlüğe giden bir geçitti.
Bunun çarpıcı bir örneği, ölüm sonrası fotoğrafçılık geleneğidir. Bu gelenekte, yakın zamanda ölmüş bir kişi, sanki hala yaşıyormuş gibi fotoğraflanırdı. Örneğin, 1860 yılına ait birçok ölüm sonrası fotoğrafı, bu dönemin fotoğraf algısını yansıtır.

Eski fotoğraflardaki ciddi ifadelerin bir başka nedeni de dönemin kültürel algılarıydı. 1900’lerin başlarında, birçok insan gülümsemenin aptallık göstergesi olduğuna inanıyordu. Dünyanın birçok yerinde kraliyet aileleri hâlâ büyük bir etkiye sahipti ve insanlar soylular gibi görünmek istiyordu.
Soyluların resimlerde gülümsemediği açıktı; onlar, güçlü ve ihtişamlı görünmek için ciddi ifadeler takınıyorlardı. Halk, bu üst sınıf davranışını taklit ederek kendi fotoğraflarında da aynı şekilde poz vermeyi tercih etti. Bu sosyal eğilim, gülümsemenin yaygın bir poz haline gelmesini uzun yıllar boyunca engelledi.

Aslına bakarsanız eski fotoğraflarda gülümseyenler palyaçolar, kanunsuzlar, yoksullar veya sarhoşlardı. Fotoğraf çekimine katılan çoğu kişi bu önyargının etkisindeydi.
Eski Fotoğraflarda İnsanlar Neden Gülümsemiyor Sorusunun Bir Başka Cevabı da Estetik Sorunlardır

Ancak uzak geçmişte, geniş gülümsemeler genellikle deliliğin, gürültünün, ahlaksızlığın veya diğer istenmeyen özelliklerin belirtileri olarak görülüyordu.
1900’lerin başlarında, güzellik algıları bugünkünden oldukça farklıydı. Küçük dudaklı görünmek, o dönemin güzellik anlayışında önemli bir yer tutuyordu. Fotoğrafçılar, fotoğraf makinesine poz veren insanlardan “prune” (kuru erik) demelerini istiyordu. Bu, dudakların daha küçük ve ince görünmesini sağlamak için kullanılan bir yöntemdi. Yani “peynir!” henüz icat edilmemişti.
Günümüzde çoğumuz diş bakımımıza özen gösterirken, 1900’lerin başlarında durum oldukça farklıydı. Diş fırçalamanın yaygın olmadığı bir dönemde, insanların dişleri daha erken yaşlarda çürüyebiliyor veya dökülebiliyordu. Bu nedenle, kötü dişlerini saklamak isteyen kişiler fotoğraflarda gülümsememeyi tercih etti.
Peki Bu Adam Neden Gülümsüyor?

Laufer/Amerikan Doğa Tarihi Müzesi Kütüphanesi, Resim #336609
Pirinç yiyen bir adamın neden bu kadar mutlu göründüğünü kesin olarak bilmiyoruz. Ancak bu, istisnaların her zaman mümkün olduğunu bize hatırlatıyor. Şimdiye kadar size eski fotoğraflarda insanların gülümsememesiyle ilgili birçok neden sıralamış olsak da, 19. yüzyıl başlarına ait gülümseyen insan fotoğrafları bulmanız elbette mümkündür.
1920’ler ve 1930’lardan itibaren fotoğraflarda gülümsemeler çok daha yaygın hale geldi. Fotoğraf makinelerinin daha fazla kişiye ulaşmasıyla birlikte, fotoğrafçılık anlayışı da değişmeye başladı. Fotoğraflar, hareketsiz ve portre benzeri görüntülerden, hayatın doğaçlama ve sürpriz dolu anlarını yakalamaya doğru evrildi. Bu dönüşüm, insanların fotoğraflar aracılığıyla anılarını daha doğal ve keyifli bir şekilde ölümsüzleştirmelerine olanak sağladı. Bir başka yazımızı okumak isterseniz: Fotoğraflarda Neden Kendimizi Beğenmeyiz? Bu Sorunu Çözmenin Bir Yolu Var mı?
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Now You Know: Why Do People Always Look So Serious in Old Photos?. yayınlanma tarihi: 28 Kasım 2016; Kaynak site: The times. Bağlantı: Now You Know: Why Do People Always Look So Serious in Old Photos?/
- Why people never smiled in old photographs. Yayınlanma tarihi: 7 Ekim 2016; Kaynak site: Vox. Bağlantı: Why people never smiled in old photographs./
- Why didn’t people smile in old photos? You asked Google – and here’s the answer. yayınlanma tarihi: Kaynak site: The guardian. 12 Ağustos 2015; Bağlantı: Why didn’t people smile in old photos? You asked Google – and here’s the answer./
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel