Sinirbilim

Tembel Değilsiniz Sadece Erteleme Alışkanlığına Sahipsiniz

Günlerdir verilerini topladığı makaleyi yazmak için bilgisayarın başına geçen Emre, arkadaşlarıyla oyun oynamanın daha iyi olacağı kararını vererek tez yazımını yarına erteler. Yaz tatili ödevini yetiştirmek için az bir zamanı kalan Ceren, bir anda havanın çok güzel olduğunu fark eder ve ödevine başlamak için yarının daha ideal bir gün olacağına karar verir.

erteleme alışkanlığı

Araştırmalara göre, insanların yüzde yirmi dördü kendini “kronik erteleyici” olarak tanımlamaktadır. Ancak bu oran da, araştırma sorularının bulunduğu formu zamanında doldurmayı başaran kişilerin cevapları üzerinden belirlenmiştir. Yani sorun bu yüzdeden çok daha vahim durumdadır.

Son teslim tarihine saatler kala hazırlanmaya çalışılan ödev ya da raporlar. Buzdolabının rafları tamamen boşalana kadar yapılmayan alışverişler. Hepimiz öyle ya da böyle erteliyoruz. Hepimiz bir projeyi bitirmek isteyip de onu sonraya erteleme deneyimine sahibiz.

Bazen projeyi yeterince önemsemediğimiz için bekleriz, ancak çok önemli olsa da erteleme alışkanlığımızı sürdürürüz. Üstelik bu durum tembel ya da çalışkan olmamızla ilgili de değildir. Peki neden erteliyoruz? Bazı zamanlarda bu şekilde çalışacak şekilde mi tasarlandık? Yoksa işe yaklaşımımızda bir sorun mu var?

Erteleme Alışkanlığı Neden Oluşuyor?

Tembel Değilsiniz Sadece Erteleme Alışkanlığına Sahipsiniz
Erteleyen kişiler, kendilerini suçlu hissetmelerine, stres yaşamalarına ve elbette elde etmeleri gerekenden daha azını
başarmalarına neden olsa bile daha önce yapmaya karar verdikleri şeyi ertelerler. Erteleme alışkanlığının da bazı nedenleri vardır.

Erteleme, çeşitli görevleri nasıl değerlendirdiğimizin bir yan etkisidir. Bir şeyleri ertelediğiniz zaman uzun vadeli fayda yerine kısa vadeli hazzı seçersiniz. Ertelemeye karar verdiğimiz görevlerin bir kalıbı vardır. Teorik görevler, fiziksel olanlardan; tekrarlayan görevler, çeşitlilik içerenlerden daha fazla özdenetim gerektirir. Bu nedenle finallere hazırlanmak yerine telefonda boş boş dolaşma olasılığınız daha fazladır. Bir görevin zor olacağı beklentimiz ne kadar yüksek olursa erteleme olasılığımız da o kadar artar.

Her şey, belirli bir proje üzerinde çalışmak ile başka bir şey yapmak arasındaki basit bir seçimle başlar. Bir şey üzerinde çalışma kararı, projeyi o anda gerçekleştirmeye ne kadar değer verdiğimize göre belirlenmektedir. Psikologlar buna öznel değer der. Psikoloji kapsamında erteleme, başka bir şey yapmanın değeri, şu anda çalışmanın değerinden daha ağır bastığında meydana gelecektir.

Tembel Değilsiniz Sadece Erteleme Alışkanlığına Sahipsiniz
Araştırmalar zihinsel çabanın doğası gereği maliyetli olduğu fikrini desteklemektedir. Bu nedenle insanlar genellikle daha zor bir iş yerine daha kolay bir iş üzerinde çalışmayı tercih ederler.

İnsanlar şeylere değer verme konusunda tamamen rasyonel değildir. Bunun sonucunda bazı durumlarda nesnel değer ile öznel değer arasında mükemmel bir eşleşme olmaz. Bir şeyi yapmak gelecekte elde edeceğiniz bir ödüldür, bu nedenle şu andaki değeri azdır.

Bu nedenle, son teslim tarihi ne kadar uzaksa, proje üzerinde o anda çalışmak o kadar az çekici görünür. Ayrıca kendilerini erteleyen kişiler olarak nitelendiren kişilerde bu durum daha belirgindir. Bir şeyi vaktinden önce yapmanın değerini diğer insanlara göre daha fazla küçümserler.

Bu noktada da karşımıza motivasyon çıkar. İter gurme bir yemek pişirmek ister bir hikaye yazmak olsun, bir konuda gerçekten iyi olabilirsiniz, ancak görevi tamamlamak için gerekli motivasyona veya önem duygusuna sahip değilseniz, muhtemelen ertelenecektir.

Erteleme Alışkanlığının Suçlusu Beyindir.

Ertelemenizin suçlusu beyindir ama aynı zamanda bir şeye devam etmek için motive olduğunuzda da ona teşekkür etmelisiniz. Sinyallerin beyninizdeki nöronlar arasında hareket etme şekli, planınıza bağlı kalıp kalmayacağınızı belirler. Kimse erteleyen biri olarak doğmaz. Bazı sinir ağları zamanla bozulurken öğrenme eylemimizle yenileri oluşur.

Tembel Değilsiniz Sadece Erteleme Alışkanlığına Sahipsiniz

Sıkı çalışma kapasitesi sınırsız gibi olan insanların bazal çekirdeklerinde ve prefrontal kortekslerinde ( beynin bilgi edinmekten ve karar vermekten sorumlu kısmı) ödül nörotransmiteri yani dopamin, erteleme eğiliminde olanlara göre daha fazla bulunma eğilimindedir.

Dopamin bizi olumlu bir sonuç için çalışmaya (veya olumsuz bir sonuçtan kaçınmaya) motive decektir. Bu nedenle, kendinizi önemli bir işe dalmak yerine tembelce internette gezinirken bulursanız beyninizin motivasyon için önemli olan bölgelerindeki dopamin seviyelerini artırmaya çalışmalısınız.

Erteleme Alışkanlığından Kurtulmanın Yolları

Arka planda olan biteni anlamak, sürekli olarak bir şeyleri erteleme alışkanlığımızın gizemini çözmeye yardımcı olsa da, bu alışkanlığı iyileştirmez. Görünüşe göre, erteleme için en iyi çözümlerden biri beyninizi eğitmek. Nasıl mı?

 Erteleme Alışkanlığı
Yarına yetişmesi gereken ödeviniz varken gözünüz yatağınıza iliştiğinde çevresel dürtüler devreye girer. Limbik sistem prefrontal kabuğu yener ve yatağınızda biraz kestirmeye karar verirsiniz. Limbik sistemi sizi huzursuz, mutsuz eden durumlardan kurtaran bir acil durum düğmesi olarak düşünebilirsiniz.

Öncelikle kendinize karşı acımasız olmaktan vazgeçip olumlu düşünmekle başlayın. Çünkü yapamayacağınızı düşünmeniz sizi harekete geçmekten alıkoyar. Kendinize her fırsatta bu işin zor olmadığını, işin nasıl yapılacağını bildiğinizi, bilmiyorsanız dahi yaparken öğrenebileceğinizi hatırlatın.

Mükemmeliyetçilik motivasyonu düşürür ve göreve başlamanızı engeller. Bunun yerine elinizden gelenin en iyisini yapmaya çalışmak daha doğrudur. Ayrıca stresinizi daha da artırarak sizi ertelemeye itecek yöntemlerden uzak durun. Örneğin uzun bir yapılacaklar listesi hazırlayıp günün her dakikasını planlamak iyi bir fikir değil. Bunun yerine işe daha esnek yaklaşarak başarı hissini ve ödüllendirmeyi ön plana alan bir yöntem kullanın.

Gözünüze büyük görünen işleri parçalara ayırın ve adım adım ilerledikçe kendinizi ödüllendirin. Düzenli molalar, odaklanmanıza ve daha fazlasını yapmanıza yardımcı olur. Tüm bu öneriler kulağa mantıklı ve motive edici gelse de elbette erteleme alışkanlığı sorunu yaşayan insanlar için bunları hayata geçirmek biraz zaman alacaktır. Ancak mümkün olduğunca az stresle, başarılı bir sonuç elde etmek istiyorsanız iplerin sizin elinizde olduğunu bilmeniz önemlidir.

Sonuç olarak

Erteleme bu kadar sık karşılaşılan bir sorun olunca bir çok kişi bu duruma bir çözüm önermiştir. Bunlardan birisi Bluma Zeigarnik tarafından önerilen ve Zeigarnik etkisi adı verilen durumdur. Aslında bu durum ile ilgili detayları bu yazımızda da ele almıştık. Zeigarnik Etkisi Nedeni İle Yarım Kalan İşler Aklınıza Takılıp Kalacaktır


Kaynaklar ve İleri Okumalar:

  • Steel, P. (2007). The nature of procrastination: A meta-analytic and theoretical review of quintessential self-regulatory failure. Psychological Bulletin, 133(1), 65–94. https://doi.org/10.1037/0033-2909.133.1.65
  • The psychological origins of procrastination – and how we can stop putting things off. Yayınlanma tarihi: 7 Ekim 2015. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: The psychological origins of procrastination – and how we can stop putting things off
  • Kool W, McGuire JT, Wang GJ, Botvinick MM. Neural and behavioral evidence for an intrinsic cost of self-control. PLoS One. 2013 Aug 27;8(8):e72626. doi: 10.1371/journal.pone.0072626. PMID: 24013455; PMCID: PMC3754929.
  • Howell, Andrew J. et al. “Academic procrastination: The pattern and correlates of behavioural postponement.” Personality and Individual Differences 40 (2006): 1519-1530.
  • Schlüter, Caroline & Fraenz, Christoph & Pinnow, Marlies & Friedrich, Patrick & Güntürkün, Onur & Genç, Erhan. (2018). The Structural and Functional Signature of Action Control. Psychological Science. 29. 095679761877938. 10.1177/0956797618779380.

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir