Gökbilimci Vera Rubin, galaksilerin çoğunlukla karanlık maddeden oluştuğunu göstererek evren hakkındaki düşüncelerimizi değiştirdi.
20.yüzyılın insanlığa verdiği en önemli derslerden biri de bilinen maddenin evrenin yalnızca yaklaşık %4’ünü oluşturduğunun öğrenilmesidir. Karanlık madde kavramı, modern astrofizikten ortaya çıkmış en heyecan verici, ikna edici, gizemli ve biraz da rahatsız edici fikirlerden biridir.
Karanlık madde en basit haliyle göremeyeceğimiz kadar az ışık üreten madde anlamına gelir. Ancak sadece çok az ışık üreten normal madde değildir; öyle olsaydı, bu kadar güçlü ve tuhaf bir kavram olmazdı. Karanlık madde, doğrudan gözlemler için görünmez kalmış olsa da, tamamen gizlenemezdi.
Karanlık Maddeyi Nasıl Keşfettik?
Bir asır önce evrenimizdeki galaksiler gökbilimcilerin kafasını karıştırıyordu. Galaksilerin ne olduğunun anlaşılmasından yalnızca on yıl sonra, gökbilimciler sarmal gökadaların garip bir şekilde döndüğünü ilk kez fark ettiler. Newton’ın evrensel kütleçekim yasasına göre, merkeze daha uzak olan bir nesnenin, yakın olana göre daha yavaş yörüngede dönmesini bekliyorlardı. Ancak gözlemleri bu fikir ile uyuşmuyordu.
1930’larda, Fritz Zwicky adlı bir İsviçreli gökbilimci, Koma kümesindeki gökadaları incelerken, birkaç gökadanın çok yüksek hızda hareket ettiğini fark etti. Bu uzaklaşan galaksilerin hızını açıklayabilmek için yaklaşık 100 kat daha fazla maddeye ihtiyaç olduğunu hesapladı. Ama ortada görünür bir madde yoktu. Bu nedenle ona karanlık madde adını verdi. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, o sıradaki bilim topluluğu Fritz’in fikri ile ikna olmamıştı. Fikrinin ciddiye alınması 40 yıl daha geçmesi gerekiyordu. Bu da Vera Rubin sayesinde olacaktı.
Vera Rubin Kimdir?
23 Temmuz 1928’de dünyaya gelen Vera Rubin’in astronomiye olan ilgisi genç yaşta başladı ve bu ilgisi ailesi tarafından da teşvik edildi. Rubin, genç yaştan beri kararlı biriydi. Oldu olası yıldızlara merak duyuyordu. Öğrenme hevesi, astronomi alanında bir kadın olarak hissettiği yalnızlığı her zaman gölgede bırakmıştı.
1948’de New York’taki tamamı kadınlardan oluşan Vassar Koleji’nden mezun olduğunda, sınıfındaki tek astronomi öğrencisiydi. Princeton’a yüksek lisans için başvurmaya çalıştığında, astronomi programının kadın öğrenci kabul etmemesi nedeniyle onu reddettiler. Kendisi bu durumdan hiç etkilenmeden, Cornell ve Georgetown üniversitelerinde yüksek lisans eğitimine devam etti. Rubin, yüksek lisans tezini, ilk çocuğunu henüz doğurduğu bir sırada, ünlü fizikçi Richard Feynman’ın da bulunduğu bir komitenin önünde sundu. Tez konusu olan evrendeki büyük ölçekli nesnelerin hareketi, devrimsel bir düşünceydi.
Ancak Rubin’in kariyerinin ilk yıllarında yaptığı araştırmalar meslektaşları tarafından büyük ölçüde kabul edilmedi. Galaksilerin büyük ölçekli hareketleri üzerine yaptığı yüksek lisans tezi tartışmalıydı. Doktora tezi büyük ölçüde göz ardı edildi. 1960’a gelindiğinde, Rubin Caltech Üniversitesi’nin efsanevi Palomar Gözlemevinde gözlem yapan tek kadın olmayı başardı. Ancak burada da, bölümü tekelinde tutan “erkekler kulübü” ona zor anlar yaşatacaktır.
Daha rekabetçi veya çekişmeli araştırma alanlarından kaçınmak isteyen Rubin, galaksilerin dönüşünü araştırmaya başladı. Bu, Rubin’i Washington DC’deki Carnegie Enstitüsü’nde kalıcı bir pozisyona getirdi ve burada Kent Ford ile tanışıp ekip oluşturdu. Rubin , kariyerinin geri kalanında çok sayıda galakside karanlık maddenin varlığını ortaya çıkaracaktı. Araştırmasından elde edilen kanıt miktarının artması, karanlık maddenin varlığını inkar edilemez kıldı.
Vera Rubin’in Mirası
Astronomiye yaptığı katkılardan dolayı 1981’de Ulusal Bilim Akademisi’ne seçildi. 1993’te Başkan Bill Clinton ona Ulusal Bilim Madalyası’nı verdi. Her ne kadar Nobel komitesi tarafından göz ardı edilmiş olsa da bilimdeki kadınlara ilham kaynağı oldu ve öyle de kaldı.
Öncülü, ABD’nin ilk kadın astronomu Maria Mitchell’den aldığı ilhamla, erkeklerin egemen olduğu bir alanda, tüm zorluklarına rağmen çocukluk merakının peşinden gitmeyi sürdürdü. Ayrıca Rubin işini profesyonelce yaparken, meslektaşlarına bu işin üstesinden gelebilecek tek bilim kadını olmadığını devamlı hatırlattı. Rubin, Carnegie Enstitüsü’nde bilim alanındaki birçok genç kadınla konuştu ve onları cesaretlendirdi ve genç doktora sonrası araştırmacılarını onunla birlikte çalışmaya davet etti.
Rubin, 2016 yılında 88 yaşında öldü. Her biri bilim alanında doktora sahibi olan dört çocuğu onun evrene olan merakını miras aldı. Rubin kariyerini yıldızların hareketlerini incelemeye ve galaksileri anlamaya adadı. Vera C. Rubin Gözlemevi 2024’ün ikinci yarısında tamamlandığında, Rubin’in hayran olduğu yıldızlardan ve galaksilerden veri toplayacak.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Vera Rubin found a lifetime of wonder in the dark skies. Yayınlanma tarihi: 25 Kasım 2023. Kaynak site: Astronomy. Bağlantı: Vera Rubin found a lifetime of wonder in the dark skies
- Bahcall, N. Vera Rubin (1928–2016). Nature 542, 32 (2017). https://doi.org/10.1038/542032a
- Vera Rubin: The Astronomer Who Brought Dark Matter to Light. Yayınlanma tarihi: 11 Haziran 2019. Kaynak site: Space.com Bağlantı: Vera Rubin: The Astronomer Who Brought Dark Matter to Light
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel