Psikoloji

Ennui Nedir? Can Sıkıntısıyla Olan Karmaşık İlişkimizden Neler Öğrenebiliriz?

Çoğumuz amaçsızca sosyal medyada dolanır, bize biraz dopamin salgılatacak bir şeyler ararız. İçimizdeki can sıkıntısını susturmak için kulağımıza kulaklıklarımızı yerleştiririz ve zaman geçirmek için videolar izleriz. Aslına bakarsanız, insanın tarih boyunca icat ettiği şeylerin pek çoğu, bir biçimde can sıkıntısını gidermek için olmuştur. Antik Roma filozofu Seneca bile can sıkıntısını mide bulantısına benzetmiştir. Benzer şekilde, Fransızlar, muazzam bir memnuniyetsizlik ve hatta üzüntü durumunu belirtmek için Ennui ifadesini icat ettiler.

Ennui Nedir? Can Sıkıntısıyla Olan Karmaşık İlişkimizden Neler Öğrenebiliriz?

Can Sıkıntısının Kısa Tarihi

İnsan muhtemel var olduğu zamandan beri can sıkıntısı hissini deneyimlemiş olsa da kelime olarak can sıkıntısı hayatımıza yakın zamanda dahil olmuştur. Eski Yunanlıların benzer duyguları halsizlik anlamına gelen ‘acedia’ kelimesi ile ele alıyorlardı. Yüzyıllar sonra, ilk Hıristiyan rahipler, manastır iş yaşamının sıkıntısını tanımlamak için acedia’yı ödünç alacaklardı. Hristiyanlığın erken evrelerinde bu duygu Tanrı’ya ve manastır yeminlerine olan bağlılık eksikliğinin bir işareti olarak kabul edildi. Sonucunda da yedi ölümcül günahtan birisi olarak kabul edilecekti.

Aynı sıralarda Fransızlar da dine özgü olmayan benzer bir kelime olan ennui’yi geliştirdiler. Bu kelime ‘yorucu bir halsizlik’ anlamına geliyordu. 18. yüzyıla gelindiğinde ennui kelimesi İngilizceye geçti. Ancak ennui hala bir günah olarak kabul ediliyordu ve tembellik ile eş tutuluyordu. Sonucunda çalışan bir insanın boş zamanı olmazdı. Bu nedenle ennui sadece çalışmayanlara has bir durumdu.

Ennui Nedir? Can Sıkıntısıyla Olan Karmaşık İlişkimizden Neler Öğrenebiliriz?

Bunun neticesinde çalışan insanların çoğu, can sıkıntısıyla mücadele etmek ya da onu telafi etmeye çalışmak yerine, bunu hayatın bir gerçeği olarak kabul etti. Ancak 19. ve 20. yüzyıllarda sanayileşmeyle birlikte çalışma kavramı da dramatik biçimde değişti. İşteki bu değişim, genel olarak hayatlarımıza bakış açımızda daha derin bir değişimi beraberinde getirdi.

Ennui artık yorgunluk, tatminsizlik ve ilgisizliğin yanı sıra hiçbir şeyin ilgi çekici ve tatmin edici olmadığını düşünme eğilimi anlamına geliyordu. Kişilerin artık hayatının amacı ve eylemleri hakkında güçlü içsel şüpheleri vardı. Bunun neticesinde oluşan boşluk ve anlamsızlık duyguları kişinin kendini çaresiz hissetmesine ve kayıtsızlık durumuna neden oluyordu.

Ennui Her Zaman Kaçınılması Gerek bir Duygu Değildir

Gündelik rutininizin sıkıcı ve monoton olduğunu düşünüyorsanız; hayatın, heyecandan yoksun olduğunu söylüyorsanız, yaptığınız şeylerden keyif almıyor ve bu işleri anlamlı veya tatmin edici bulmuyorsanız, geleceğin nasıl olacağı umurunuzda değilse ya da kendinizi tükenmiş hissediyorsanız siz de ennui’yi deneyimliyor olabilirsiniz.

can sıkıntısı
Can sıkıntısı insanın; yapacak bir eylem bulamadığında, bulunduğu koşullardan memnun olmama durumunda, ilgisizlik ve dikkatsizlik hallerinde ortaya çıkar.

Tüm bu duygular acı verici olsa da, aynı zamanda kişinin yaşamını yeniden değerlendirmesine de yol açma potansiyeline sahiptir. Can sıkıntısına ilişkin araştırmalar yeni ve henüz sonuçlanmamış olsa da, giderek artan fikir birliği bunun bir duygu olduğu yönündedir. Öfke, üzüntü veya mutluluk gibi can sıkıntısı da bir uyarana veya deneyime verilen davranışsal ve psikolojik tepkilerin karmaşık bir birleşimidir.

Tıpkı bir korkunun bizi potansiyel olarak zararlı bir şeye karşı uyarması gibi, can sıkıntısı da mevcut durumun arzularımız ve dürtülerimizle uyumlu olmadığını bize bildiren huzursuzluk ve rahatsızlık duyguları üretir. Ancak sıkıntı duygusu evrensel olsa da hiçbir şey evrensel olarak sıkıcı değildir. Bir kişi bir işi heyecan verici bulurken diğeri sıkıcı bulabilir. Bu da, can sıkıntısı gibi bir duyguyu incelemenin birçok zorluğundan biridir.

Ennui Nedir? Can Sıkıntısıyla Olan Karmaşık İlişkimizden Neler Öğrenebiliriz?
Kaçış imkanı olmayan sıkıcı bir işin içinde sıkışıp kalmak, size kaçınılmaz can sıkıntısı olarak geri dönecektir.

Sıkıntıdan kaçamayız; bu insani bir duygudur. Bunu meşru olarak kabul etmeli ve bundan faydalanmanın yollarını bulmalıyız. Herkesin zihinsel ve duygusal dinlenmeye ihtiyacı vardır. Kimi zaman da can sıkıntısı, yoğun bir günün sonunda veya uzun bir hafta sonu boyunca beynimiz için bir dinlenme modu olacaktır. Ancak can sıkıntısı uzadığında buna karşı verdiğimiz fizyolojik tepkiler değişir. Kronik can sıkıntısı kaygı, yetersiz beslenme, artan risk alma ve dikkat kaybı ile ilişkilendirilmiştir. Aynı zamanda tükenmişlik, sosyal geri çekilme ve çeşitli kardiyovasküler hastalıklar gibi rahatsızlıklara da neden olabilir.

Kronik Can Sıkıntısı İle Nasıl Başa Çıkabiliriz?

Peki, can sıkıntısının üstesinden nasıl gelebiliriz? Dünyayla kendi şartlarımıza göre bağlantı kurmak için kendimizi nasıl motive edebiliriz?

  • Kaynağı bulmaya çalışın: Öncelikle neden bu durumu yaşadığınızı anlamanız önemlidir. İlk belirlemeniz gereken şey kaynağı bulmaktır.
  • Birisiyle konuşun: Sıkıntınız hakkında konuşmak neden bu durumu yaşadığınıza dair daha bir bakış açısı edinmenize yardımcı olur. Bunu çözmek için yapabileceğiniz şeyler hakkında size fikir verir. Dahası, konuşmak başlı başına olumlu bir deneyimdir. Sonucunda bu da sizi daha iyi hissettirir.
  • Rutininizi değiştirin: Monotonluğu ortadan kaldırmak önemlidir. Normalden farklı bir ortamda çalışmak veya her zamankinden farklı yollardan sık kullandığınız yerlere yürümek gibi rutininizi değiştirmenin birçok yolu vardır.
  • Yeni şeyler deneyin: Bu, yeni hobiler denemek veya yeni insanlarla tanışmak gibi şeylerdir. Beğenip beğenmeyeceğinizden emin olmasanız bile normalde “hayır” diyebileceğiniz şeylere “evet” demeye çalışın.
  • İnsanlarla etkileşim halinde olun. Etkileşim kurmak, hayatı daha ilginç hissettirmek söz konusu olduğunda kendi başına değerlidir. Yeni insanlarla etkileşim kurmayı deneyebileceğiniz gibi zaten tanıdığınız insanlarla daha sık ve anlamlı etkileşimler yaşayabileceğinizi unutmayın.
  • Can sıkıntınızı artıran gereksiz şeyleri ortadan kaldırın: Bu, mesleğiniz gibi her şey için mümkün olmayacaktır. Ancak genellikle en azından yapılabileceği bazı yaşam alanları vardır. Örneğin işe televizyonun düğmesini kapatmakla başlayabilirsiniz.
  • Yapmanız gereken şeyleri daha heyecan verici hale getirin. Örneğin, ev temizliği gibi sıkıcı rutinleri yaparken, enerji verici bir müzik açıp bir miktar heyecan verici bir aktiviteye dönüştürmeyi deneyebilirsiniz. Bunu, özellikle kaçınamayacağınız ve can sıkıntınızı artıracak şeyler söz konusu olduğu her durumda uygulayabilirsiniz.
  • Dinlenin: Sıkıntılarınızın bitkinlik veya tükenmişlik sonucu ortaya çıktığını düşünüyorsanız, bu özellikle önemlidir.

Sonuç Olarak;

Güzel geçen bir günün ardından kısa bir süre için bile olsa Twitter’da gündeme göz atarsanız gününüzün geriye kalanının aynı ruh hali ile sürmeyeceğini garanti edebiliriz. Hele ki düzenli bir biçimde zamanınızı burada geçiriyorsanız bunalmış, tükenmiş hissetmeniz normaldir. Bu yazıda ele aldığımız ve buna benzer duygulardan kurtulmanın bir yöntemi de üretmektir. Biz üreterek direniyoruz, sizler de kendi yetenekleriniz doğrultusunda bunu deneyebilirsiniz. İnanın, hayatın daha anlamlı gelmeye başladığını fark edeceksiniz. Yaşam coşkumuzu yitirmememiz dileğimizle…


Kaynaklar ve ileri okumalar için:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir