Hindistan’ın en saygın bilim insanlarından biri olarak kabul edilen Chandrasekhara Venkata Raman, diğer adıyla CV Raman, 1930 yılında Nobel Fizik Ödülü’nü kazandı. Raman, ışığın maddeden saçılması üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır. Bu çalışmaları sonucunda keşfettiği “Raman Saçılması / Etkisi”, devrim niteliğindeydi ve günümüzde halen birçok bilimsel ve teknolojik uygulamanın temelini oluşturur.

Kısaca Chandrasekhara Venkata Raman’ı Tanıyalım
Hintli fizikçi C. V. Raman, yetenekli ve hırslı bir bilim insanıydı. Nobel Fizik Ödülü’nü kazanmak, onun için uzak bir hayal değil, bilinçli bir kariyer hedefiydi. Işığın saçılmasıyla ilgili yaptığı keşif, zamanla malzeme biliminin temel analiz araçlarından biri haline geldi. Bu başarı, onu Nobel Fizik Ödülü’nü alan ilk renkli kişi ve ilk Asyalı bilim insanı yaptı.
Fizik ve akademi, Raman’ın ailesinde güçlü bir yer tutuyordu. Sekiz kardeşten biriydi. Babası, önce yerel bir lisede öğretmendi. Daha sonra aile Andhra Pradesh’e taşındığında Mrs A.V. Narasimha Rao Koleji’nde fizik fakültesinde görev aldı. Raman’ın yeğeni Subrahmanyan Chandrasekhar da fiziğe olan ilgisiyle öne çıktı ve bu yolculuk onu 1983’te Nobel Fizik Ödülü’ne taşıdı.

Raman’ın fizik alanındaki yeteneği erken yaşta fark edildi. 1904 yılında, henüz 16 yaşındayken Madras Üniversitesi’ne bağlı Presidency College’dan fizik ve İngilizce dallarında altın madalya alarak mezun oldu. Yalnızca iki yıl sonra, 18 yaşındayken, ilk bilimsel makalesi, İngiliz dergisi Philosophical Magazine’de yer aldı.
Kalküta’da bulunduğu dönemde C. V. Raman, önemli bilim insanları ve yöneticilerle yakın ilişkiler kurdu. Bu bağlantılar, Raman’ın boş zamanlarında bilimsel araştırmalarını sürdürebilmesi için gerekli kaynaklara erişmesini sağladı. Resmi olarak doktora unvanına sahip olmamasına rağmen, 1915 yılında Kalküta Üniversitesi’nden araştırma öğrencileri kabul etmeye başladı. 1917 yılında Kalküta Üniversitesi’nde tam zamanlı profesör oldu.
Ertelemek zorunda kaldığı İngiltere seyahatini daha sonra gerçekleştirdi. 1924 yılında Royal Society üyeliğine seçildi ve 1930 yılında ise Britanya tarafından şövalyelik unvanı verildi. 1934’te Hindistan Bilim Akademisi’ni kurdu ve bu akademinin bilimsel yayınlarını da yayımlamaya başladı.
Hindistan’ın bağımsızlığını kazanmasının ardından, yeni hükümet tarafından ülkenin ilk Millî Profesörü olarak atandı. Ertesi yıl, 1948’de Bangalore’da Raman Araştırma Enstitüsü’nü kurdu. 1970’teki ölümüne kadar burada çalışmaya devam etti.
Raman Etkisinin Keşfi
C. V. Raman’ın erken dönem çalışmaları, müzik ve akustik üzerine yoğunlaşmıştı. Bu konular, ışıkla ilgili bazı fiziksel olayları anlamasında temel hazırladı. Daha sonra gelen önemli atılımlarının ilki, İngiltere’ye yaptığı bir yolculuk sırasında gerçekleşti. Bu yolculukta, Akdeniz’in derin mavi rengine hayranlıkla bakarken aklında sorular oluştu.

O dönemde, denizin renginin sadece gökyüzünün yansımasından kaynaklandığı düşünülüyordu. Bu açıklama, gökyüzünün neden mavi olduğunu açıklayan Lord Rayleigh’e aitti. Ancak Raman, 1922’de Proceedings of the Royal Society of London dergisinde yayımladığı çalışmasında bu görüşe karşı çıktı. Ona göre, “gözlemlenen parlaklık ve büyük ölçüde rengi, moleküler saçılma tarafından belirleniyordu.”.
Raman, daha sonra farklı dalga boylarındaki ışık şiddetini ölçmek ve fotoğraflamak için ilkel bir spektrograf tasarladı. Sonuçta şu sonuca ulaştı: “Bir madde, belirli bir renkte ışıkla uyarıldığında, içindeki atomlar iki renkte ışık yayar. Bu renklerden biri, uyarıcı ışıktan farklıdır ve spektrumda daha aşağıdadır.”

Bugün “Raman saçılması” olarak adlandırılan bu olay, öncelikle moleküler titreşimlerden kaynaklanır. Temelde, gelen ışık bir moleküle çarptığında ya ona titreşim enerjisi aktarır (Stokes saçılması) ya da molekülden enerji alır (anti-Stokes). Böylece saçılan ışığın frekansı ve yönü değişir. Moleküller yalnızca belirli şekillerde titreşebildiği için bu saçılma, her maddeye özgü, ayırt edici bir spektruma sahiptir.
Malzeme bilimciler, bu spektrumu çoğunlukla bir “parmak izi”ne benzetir. Bu yöntem maddelerin tanımlanmasında daha etkili biçimde kullanılmaktadır.
Nobel Ödülüne Giden Yol
C. V. Raman, ışığın saçılması üzerine yaptığı keşfin Nobel’e layık olduğundan emindi. 1928 ve 1929’da ödül başka isimlere verildiğinde hayal kırıklığı yaşasa da kararlılığını korudu. 1930 yılında ise o kadar emindi ki, sonuçlar açıklanmadan dört ay önce törene katılmak üzere biletlerini aldı. Ve beklediği oldu. Nobel Fizik Ödülü, “ışığın saçılması ve kendi adıyla anılan etkinin keşfi” nedeniyle ona verildi.
Ödül, bazı tartışmaları da beraberinde getirdi. Çalışmasında araştırma ortağı Krishnan’ın katkıları büyüktü. Ayrıca aynı etki, Moskova Üniversitesi’nden Rus fizikçiler Grigory Landsberg ve Leonid Mandelstam tarafından da bağımsız olarak keşfedilmişti.
Bir diğer tartışma ise Alman fizikçi Max Born ile yıllarca süren bir anlaşmazlıktı. Konu, elmasın titreşim spektrumuydu ve zamanla bilim camiası bu tartışmada Raman’ın hatalı olduğunu kabul etti. Yine de Raman, fiziğe pek çok önemli katkı sundu. Kurduğu ve desteklediği kurumlar, Hindistan’ın fizik alanında küresel bilim sahnesine çıkmasında belirleyici rol oynadı. Bugün Hindistan’da her yıl 28 Şubat, Raman saçılmasının keşfini anmak için Ulusal Bilim Günü olarak
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Video ve Film: https://youtu.be/OsqSIK0LsDM
- C. V. Raman; Bağlantı: https://www.newscientist.com/people/c-v-raman/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel