Empati bir başkasının duygularını hissedebilme kapasitesidir. “Halini anlıyorum” ya da “acını paylaşıyorum” gibi sözler empati ifadesidir. Bu yazımızın konusu olan empati boşluğu ise (İng: empathy gap) karşımıza bir bilişsel önyargı olacak çıkacaktır.
Diyelim ki iş yerinde patronunuzdan sizi çok kızdıran bir e-posta aldınız. Bu durumda hiç düşünmeden duygularınızın etkisinde kalarak kötü bir cevap yazmanız olasıdır. Ancak öfkeniz eninde sonunda yatışacaktır ancak fevri cevabınız muhtemelen işinizi kaybetmenize neden olacaktır. Bu bir empati boşluğu örneğidir. Burada sorun kendi duygularınızın ileriki bir süreçte nasıl değişeceğini fark edememenizdir.
Empati boşluğu nedeniyle bazen karşınızdaki insanın da duygularını yanlış anlamanız veya yanlış yorumlamanız mümkündür. Örneğin, bir yarışmacıyı televizyonda izlerken, bir soru karşısında donup kaldığını gördüğünüz de onun hangi duygular içinde olduğunu tahmin edemezsiniz. Kendinizin onun yerinde olması durumunda çok daha iyi bir iş çıkaracağını varsayabilirsiniz.
Örneğin çocuğunuzun okul başarısı fotoğraflarını sosyal medyada paylaşarak arkadaşlarınızın sizin mutluluğunuza ortak olmasını bekleyebilirsiniz. Ancak kendi çocuğu başarısız olan bir arkadaşınız bu durumdan rahatsızlık da duyabilir. Sanırız empati boşluğu ile ne kast ettiğimizi anladınız. Şimdi konu hakkında detaylara geçelim.
Empati Boşluğu Nedir?
Empati boşluğu ifadesi ilk olarak ekonomist George Loewenstein tarafından kullanıldı. Liderlik ettiği bir dizi çalışmayla Lowenstein, acı, bağımlılık, susuzluk ve korkuya tepki olarak empati boşluğunu ortaya koydu.
Empati boşluğuna bazen sıcak-soğuk empati boşluğu da denir. Sıcak-soğuk empati farkı da George Loewenstein tarafından icat edilmişti. Kendisi çalışmalarla duyguların bizi değiştirme kapasitesine sahip olduğunu ve farklı duygusal durumlarda farklı insanlarmış gibi davrandığımızı göstermişti.
“Sıcak” dediğimiz şey içgüdülerimizle ilgili durumlardır. Sonucunda açlık, korku, yorgunluk ve benzer durumlardan zihnimiz etkilenecektir. ‘Soğuk’ bir zihinsel durum, duygulardan etkilenmeyen ve genellikle daha rasyonel ve mantıklı olan durumdur.
Sıcak ya da soğuk bir zihinsel durumda olduğumuzda, bu zihinsel durumun geçici doğasını kabul etmeyi başaramayız ve kendimizi diğerinin zihniyetine koyamayız. Bunun sonucunda da bazen ne kadar rasyonel olacağımızı abartırız bazen de her zaman duygusal bir durumda olduğumuz kadar hararetli hissedeceğimize inanırız. Aradaki fark da empati boşluğu oluşmasına neden olur.
Örneğin, içkiyi bırakmaya karar verdiğinizi ve bir arkadaşınızın sizi diğer insanların da içki içeceği bir partiye davet ettiğini hayal edin. Gitmeye karar verdiğinizde çok duygusal bir durumda değilsiniz. Ancak bir partiye gittiğinizde içsel durumunuz değişir ve içki içme isteğine kapılabilirsiniz. Farklı bir zihinsel durumdaki davranışınızı tahmin edebilseydiniz, muhtemelen kendinizi zor bir duruma sokma kararını vermezdiniz.
Kavram Hayatımıza Nasıl Girdi?
Loewenstein, güçlü acı duygusuyla ilgili empati boşluğunu ilk kez 1999’da Leeds Üniversitesi’nden profesör Daniel Read ile birlikte yaptığı bir çalışma sonucunda gözlemledi. Deneyde katılımcılardan parasal bir ödül için acıya katlanma istekliliklerini derecelendirmeleri istendi. Katlanmak zorunda kaldıkları acı, ellerini buz gibi suya sokmaktı.
Deneye katılanlar üç gruba ayrılmıştı. Birinci gruba karar vermeden hemen önce nasıl bir acı hissedeceklerini deneyimlediler. İkinci gruptakiler aynı deneyimi bir hafta önce yaşamışlardı. Son gruptakilerin ise tam olarak ne hissedecekleri konusunda bir fikri yoktu.
Read ve Loewenstein, karar vermeden önce acıyı yeni deneyimlemiş olan ilk gruptaki katılımcıların, acıya dayanmak için en büyük parasal ödülü istediklerini gözlemledi. Devamında bir hafta önce acıyı deneyimleyenler geliyordu. Bunun nasıl bir deneyim olacağını bilmeyen kontrol grubundakiler ise en düşük para ödülünü talep edecekti.
Araştırmacılar, ilk gruptaki katılımcıların yaşadığı acının onların duygusal durumlarına göre karar vermelerine neden olduğu sonucuna varacaktı. Alternatif olarak, acıyı yaşamamış katılımcıların kararlarının duygulardan etkilenmesi pek olası değildi. Şu anda rasyonel ve sakin bir zihniyete sahip oldukları için acıya katlanma durumunda ne hissedeceklerini ve bunun karşılığının ne kadar olması gerektiğini doğru biçimde tahmin edememişlerdi.
Empati Boşluğunu En Aza İndirmek İçin Ne Yapmalıyız?
Gördüğünüz gibi empati boşluğu duyguların gücünü doğru tespit edememe sorunudur. Bu nedenle her zaman mantıklı kararlar aldığımıza kendimizi inandırmak yerine, duyguların eylemlerimizi dönem dönem çarpıttığını kabul etmemiz gerekir.
Gelecekte nasıl davranabileceğimize dair bize bir fikir vermesi için mevcut duygularımıza bakarız, ancak soğuk ya da sıcak bir içgüdüsel durumda olmamıza bağlı olarak eylemlerimiz çok farklı olabilir. Duyguların davranışlarımız üzerindeki etkisinden kaçınmamız neredeyse imkansızdır. Empati boşluğu, yalnızca kendi davranışlarımızı tahmin edemememize neden olan bir sorun değildir. Aynı zamanda farklı bir içgüdüsel durumda olan başkalarının davranışlarını anlama olasılığımızı da azaltacaktır.
Bu nedenle belli hamleleri yapmadan önce bir miktar durup mevcut duyguların geçmesini beklemememiz de gerekebilir. Unutmayalım. Öfkeyle kalkan bir biçimde zararla oturacaktır. Ayrıca her durumda bize gereken biraz daha fazla empatidir.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Why do we mispredict how much our emotions influence our behavior?. Kaynak site: Decision Lab. Why do we mispredict how much our emotions influence our behavior/
- Newman, S. (2016, February 8). Understanding and Mastering the Empathy Gap. Psychology Today. Newman, S. (2016, February 8). Understanding and Mastering the Empathy Gap/
- The Empathy Gap: Why People Fail to Understand Different Perspectives. (n.d.). Effectiviology – Psychology and philosophy you can use. Retrieved October 1, 2020, from https://effectiviology.com/empathy-gap/#Types_of_empathy_gaps
- Loewenstein, G., O’Donoghue, T., & Rabin, M. (2003). Projection bias in predicting future utility. The Quarterly Journal of Economics, 118(4), 1209-1248. https://doi.org/10.1162/003355303322552784
- Loewenstein, G. (2005). Hot-cold empathy gaps and medical decision making. Health Psychology, 24(4), S49-S56. https://doi.org/10.1037/0278-6133.24.4.s49
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel