Tarih

Einstein ve Mileva Maric Hakkında Hikayeler ve Gerçekler

Albert Einstein adını günümüzde hepimiz biliyoruz. Ayrıca kendisinin en yaratıcı olduğu yıllarda 18 yıl boyunca birlikte yaşadığı, birlikte fizik okuduğu Sırp kökenli Mileva Mariç ile ilk evliliğini yaptığını da biliyoruz.

Mileva Marić

Ancak yine basından takip etmiş olacağınız gibi, yakın zamanda Einstein adı bu birliktelik ile ilgili olarak olumsuz biçimde de anılmaya başlandı. Mileva Marić’in Einstein’in gölgesinde kaldığı, buluşların arka planındaki isim olduğu ile ilgili yazıları siz de okumuş olabilirsiniz. Güzel bir hikaye ama gerçekten doğru mu?

Bilim tarihine göz attığımız zamanlarda erkeklerin adının hemen hemen her zaman kadınların önüne geçmiş olmasına alışkınız. Ancak bu yine de Einstein’ı eleştirmek için yeterli bir neden değil. Her şeyden önce, Marić’in Einstein’ın araştırmasında anlamlı bir şekilde işbirliği yaptığına ve Einstein’ın onun fikirlerini çaldığına dair anlamlı bir bulgu elimizde yok. Ancak elimizde güzel bir hikaye ve bu hikayeden yararlanma seçenekleri var.

Einstein ve Mileva Maric Hakkında Ne Biliyoruz?

Aslında ikilinin ilişkisi hakkında bildiklerimizin çoğunun temeli çeşitli televizyon programlarına dayalı. Bu belgesellerin çoğunda da Mileva Marić’in hayatı dramatize edilmiş durumda. Durum böyle olunca da bir TV kanalının yaptığı anket sonuçlarının da bizlere gösterdiği gibi halkın yüzde 75’inden fazlası Marić’in Einstein ile işbirliği yaptığını kabul ediyor. Peki ama buna nasıl karar verdiler?

Her şey aslında 1987’de, John Stachel liderliğindeki tarihçilerin Einstein’ın eserlerinin, el yazmalarının ve yazışmalarının kapsamlı derlemelerini yayınlamaya başladıklarında başladı. Belgeler arasında Einstein ve Marić arasındaki eski mektuplar da yer alıyordu.

1900 civarında yazılan bu mektupların birkaçında Einstein kısaca “araştırmamız”, “makalemiz” ve bir keresinde “göreceli hareket üzerine çalışmamız” gibi ifadeler kullanmıştı. Örneğin Ağustos 1899’da Albert Mileva’ya şunları yazdı: “Helmholtz’u ilk okuduğumda yanımda olmadığın için çok anlamsız geldi bana ve halende bu anlamsızlık devam ediyor. Birlikte yaptığımız işler ve ortaya koyduğumuz çalışmalar beni çok mutlu ediyor.”

Uzmanlar bu mektuplardan büyülenseler de bunların Marić’in Einstein’ın yayınlarına katkıda bulunup bulunmadığını belirlemek için çok belirsiz ve yetersiz oldukları sonucuna vardılar. Ancak yine de, pek çok uzman olmayan kişi de Marić’in oynayabileceği roller üzerinde kafa yordu. Sonunda onlar farklı bir sonuca vardılar. Bu mektupların bazıları görelilik teorisine atıfta bulunmaktaydı.

Ancak bir sorun vardı. Mektup 1901’de yazılmıştı ve Einstein’ın o sıralarda, daha sonra formüle ettiği görelilik olarak bilinen teori hakkında hiçbir fikri yoktu. O zamanlar hala görünmez esir(eter) hipotezi kabul görmekteydi. Einstein’da bunu deneysel olarak saptamanın yollarını arıyordu.

Mileva Maric Kimdi?

1875 yılında Titel, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu sınırları içinde doğan Mileva, o dönemde bilim dalında yüksek öğrenime devam eden cesur ve zeki birkaç kadından biriydi; O ve Albert’in yolu, Zürih Politeknik’te kesişecekti.

O da 1896’da Einstein ile aynı yıl üniversiteye başladı. Sonrasında da fizik ve matematik okudu. Genellikle ikilinin fizik konularını birlikte çalıştıkları bilinmektedir. 1900 yılında mezuniyet zamanı gelince Mileva ve Albert’in, uygulamalı fizik dersi haricinde benzer notları vardı (sırasıyla 4.7 ve 4.6). Ancak Mileva finalleri geçemedi.

Bunun nedenlerinden biri, Marić’in 1901’de Einstein’dan hamile kalmasıydı. Bir başka zorluk da, profesörü ile yaşadığı tartışmalardı. Evlilik dışı doğan ve Lieserl adını verdikleri ilk çocuklarına ne olduğunu bugün kimse bilmiyor. Çoğu tarihçi Lieserl’in doğumundan kısa bir süre sonra kızıl hastalığı nedeniyle öldüğünü düşünüyor.

Albert ve Mileva mezuniyetten sonra evlenmek istese de, Albert’ın ailesi buna karşı çıktı. Bunun nedenleri arasında inanç farklılıkları ve Mileva’nın Albert’tan 4 yaş büyük olması vardı. Ayrıca, Albert’in babası oğlunun evlenmeden önce iş bulması konusunda ısrarcıydı.

Mektuplarda anlaşıldığı kadarıyla, Marić’in odağı bundan sonra akademik isteklerden ailevi kaygılara dönmek zorunda kaldı. Albert ve Mileva 1903’te evlendi. Bu esnada Albert günde 8 saat, haftada 6 gün Patent Ofisinde çalışıyor, Mileva da ev işleriyle meşgul oluyordu. 1904’te ise oğulları Hans-Albert doğdu. ( Ek okumalar: Albert Einstein Oğulları Hans Albert ve Eduard Einstein’ın Hikayesi)

Maric, 1914’te çiftin iki oğlu Eduard ve Hans Albert ile birlikte

Tüm Bunlar Neden Önemli?

Einstein’ın çalışmalarında Maric’in rolüyle ilgili tartışmalar onlarca yıldır devam ediyor. Kanıtlar, Mileva Marić’in o dönemde bilim dünyasının erkek egemen anlayışına karşı zorluk yaşadığını gösteriyor. Albert Einstein’ın kariyerinde Mileva’nın katkısı olduğu muhakkak. Ancak ikisinin çalışmaları birlikte sürdürdükleri ile ilgili anlatıların çoğu şaibeli.

1900’ün ortalarından 1902’nin sonlarına kadar çoğunlukla farklı şehirlerde, hatta farklı ülkelerde yaşadılar. Açıkça, ikisi her zaman aynı yerde olmadıkları için “günlük olarak aynı masada” oturup çalışamazlardı. Dahası, Bern’de tekrar bir araya geldiklerinde düzenli olarak fizik üzerinde birlikte çalıştıklarına dair hiçbir kanıt yok. İkili hakkında gerçekler ve kurgu birbirine karışmış gibi gözüküyor.

Mektuplar ve sayısız ifadelerinden, Mileva Marić ve Albert Einstein’ın okul günlerinden 1914’e kadar yakın işbirliği içinde oldukları anlaşılıyor. İkili, boşandıktan sonra da, istikrarlı bir ilişki sürdürdüler. Ne de olsa ortak çıkarları ve iki oğulları vardı. En küçük oğulları Eduard’a şizofreni teşhisi kondu ve Maric hayatının geri kalanını ona bakmakla geçirdi. 4 Ağustos 1948’de 72 yaşında öldü.

Sonuç olarak anladığımız Mileva Maric’in Albert’ın bir bilim insanı olarak gelişmesine kesin olarak katkıda bulunduğudur. Ancak kendisi Einstein’la evlendikten ve bir çocuğu da engelli doğduktan sonra bilim kariyerinden vazgeçmek zorunda kalmıştır.

Maric, Einstein’ın teorilerine katılsa da katılmasa da, onun birçok nedenden dolayı sıra dışı olduğu inkar edilemez. Dünyanın ilk kadın fizikçilerinden biri olmasına rağmen, çalışmalarının önemi değerlendirilmemiştir. Özün sözü “Her başarılı erkeğin ardında bir kadın gizlidir.” Albert Einstein’ın bile…


Kaynaklar ve ileri okumalar: 

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir