Latincesi “Cogito Ergo Sum” biçiminde olan ve Türkçe’ye “Düşünüyorum öyleyse varım” biçiminde çevrilen sözü herkes bilir. Bu söz modern dönemin ilk filozofu olarak görülen Fransız düşünür filozof René Descartes tarafından söylenmiştir.
Felsefe tarihinin en ünlü cümlesi olan, “Cogito, ergo sum”, yani “düşünüyorum öyleyse varım” aynı zamanda modern felsefenin kuruluşunu haber veren bir mottodur. René Descartes, bu sözü ve bu sözün bir ürünü olan düalizm fikriyle felsefede yeni bir döneme kapı açmıştır. Felsefi sorgulamaya çığır açan yaklaşımı nedeniyle de kendisi ‘modern felsefenin babası’ olarak anılır.
Felsefenin seyrine yeni bir yön veren bu saptama karşımıza ilk kez Descartes’ın ünlü eseri Yöntem Üzerine Konuşmalar’ın (Discours de la methode, 1637) dördüncü bölümünde çıkar. Peki ama kendisi bu sözlerle tam olarak ne demek istedi?
Descartes filozoflar arasında en çok metodik şüphe sistemiyle tanınır. Buna aynı zamanda kartezyen şüphecilik de denir. “Düşünüyorum öyleyse varım” sözü Rene Descartes’in metafizik felsefesinin ilk ilkesidir. Kartezyen kuşku yönteminin temelini oluşturur. Ancak sanılanın aksine bu söz düşünmenin bir erdem olduğu anlamına gelmez.
Kendisi geçmiş filozofların herhangi bir hakikat iddiasına karşı oldukça şüpheciydi. Ayrıca 17. yüzyıl dini otoriteleri tarafından gerçek olarak sunulan dogmadan da şüphe duyuyordu. Descartes, bireysel duyularımızın ve bilişsel yetilerimizin güvenilirliğini bile sorguladı. Peki güvenle işaret edebileceğimiz ve gerçek olarak kabul edebileceğimiz bir şey var mı? Bu sorular sonunda Descartes’ı en ünlü özdeyişlerinden birini geliştirmeye yöneltti.
“Düşünüyorum Öyleyse Varım”ın Kökenleri: René Descartes’ın Hayatı
Descartes, 1596’da La Haye’de doğmuştur. Öğreniminin önemli bir bölümünü klasik dil, matematik, fizik ve felsefe okuduğu, Cizvitler tarafından yönetilen La Flèche Koleji’nde tamamlamıştır. Daha sonra Poitiers Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi gördü ve 1618’den itibaren Hollanda, Almanya ve Avusturya’yı kapsayan geziler yaptı.
Descartes, yaşamı boyunca diğer filozoflarla diyalog kurmaya özen göstermişti. Diğer düşünürleri çalışmasına yanıtlar yayınlamaya davet etti. Sonrasında da sırayla onların düşüncelerine yanıt verdi. Başarılı bir akademik kariyerin ardından, Descartes hayatının son yılını İsveç’te Kraliçe Christina’ya özel ders vererek geçirdi. Ancak ne yazık ki Descartes, İsveç’in soğuk iklimine dayanamayıp, geldikten beş ay sonra 11 Şubat 1650’de zatürreden öldü. Devamında da Stockholm’deki bir Katolik mezarlığına gömüldü.
Descartes ve İlk Felsefe Üzerine Düşünceler
1641’de Descartes, İlk Felsefe Üzerine Meditasyonlar isimli kitabını yayınladı. Latince olarak kaleme aldığı bu kitap Thomas Hobbes ve Pierre Gassendi gibi düşünürlerin eleştirel fikirlerini (ve Descartes’ın onlara yanıtlarını) içermektedir.
Descartes, ‘mükemmel bilgi’ olarak adlandırdığı belirli bir bilgi türünün peşindedir. Mükemmel bilgiyi, şüphe etmek için hiçbir zaman hiçbir nedenimiz olmayan bilgi olarak tanımlıyordu. Descartes için “güzel” olan şey matematiğin kesinliği ve matematiksel usa vurma biçimidir. Bunların dışındaki her şeyden kuşku duyulmalıdır. Bu öneri, doğal olarak Kartezyen kuşku yönteminin ortaya çıkıp gelişmesine neden olur.
Ancak Descartes, dış dünyaya ilişkin inançlarımız ve kuramlarımızda, matematikte çarpıcı bir biçimde bulduğu kesinliği bulamamıştı. Bu nedenle Meditasyonlar’ın ilk bölümünün çoğunda, doğru olduğunu varsaydığımız her şeyden nasıl ve neden şüphe ettiğini açıklamıştı.
Descartes’in ünlü “düşünüyorum o halde varım” mottosu, bir insan için şüphe edemeyeceği tek varlığın kendisi olduğunu ifade eder. O’nu bu yargıya ulaştıran yolun ilk adımı, dünyadaki neredeyse bütün bilgilerimizin kaynağı olan duyulardan şüphe etmesidir.
“İkinci Meditasyon”un başında Descartes “Kendimi dünyada kesinlikle hiçbir şeyin, gökyüzünün, dünyanın, zihinlerin, bedenlerin olmadığına ikna ettim. Şimdi benim de var olmadığım sonucu mu çıkıyor?” diye sorar ve cevabı “Hayır: Kendimi bir şeye ikna ettiysem, o zaman kesinlikle var oldum demektir. ” şeklinde olur.
Yani Descartes önce var olduğundan bile emin olup olamayacağını sorar. Ama sonra bunda şüphe olmadığını fark eder. Sonucunda kendini bir şeye ikna edebiliyorsa, o zaman var olması gerekir. Diğer bir deyişle duyulara verili olan dünyanın ve bedenin varlığından şüphe ediyor olması, ona düşünüyor olarak var olduğunun kanıtını sağlar. Descartes daha önce fiziksel bedeninin varlığından şüphe edilebileceğini iddia etse de, düşüncesinin varlığından şüphe edilemez.
Descartes ve “Düşünüyorum, Öyleyse Varım”ın Sonraki Felsefeye Etkisi
Böylece her şeyden kuşku duymakla Descartes, kuşkusunda son sınıra ulaşmıştı. Ancak aradığı sağlam, güvenilir ve aracısız bilgiyi de bulmuştur. Bu bilgi kuşku duyuyor olmanın bilgisidir. Kuşku duyuyorsak var olmamız gerekir. Var olmasaydık kuşku duyamazdık, bu da edindiğimiz ilk doğru bilgidir.
Descartes bunu şöyle açıklamaktadır. “… her şeyin yanlış olduğunu düşünmek istediğim sırada, bunu düşünen benim zorunlu olarak bulunan bir şey olmam gerektiğini fark ettim. Düşünüyorum öyleyse varım hakikatinin, kuşkucuların en acayip varsayımlarının bile sarsmaya gücü yetmeyecek derecede güvenilir ve sağlam olduğunu görerek, bu hakikati aradığım felsefenin ilk ilkesi olarak kabul etmeye tereddütsüz karar verdim.”
Meditasyonlar, felsefe tarihinde radikal bir değişimi içerir. Descartes, “neyin doğru olduğunu” tartışmak yerine, “neden emin olabilirim?” diye sordu. Bunun sonucunda da “Düşünüyorum öyleyse varım” sözü, Descartes’ın oluşturduğu idealist felsefenin ilk ilkesi oldu. Burada geçen “düşünüyorum” sözcüğü, Descartes felsefesinde varlığı kesin olan tek şeyin akıl olduğunu betimler.
Sonuç Olarak;
Bu sözcüğün kullanılış amacı, düşünmenin erdem olduğu savını geliştirmek değildir. Descartes, idealist felsefesini oluştururken neyin erdem neyin tinsel olarak arzu edilir oluşuyla ilgilenmedi. Onu ilgilendiren şey varoluş idi. Sonucunda, eğer insanları düşünmeye davet ediyor, onları düşünmenin erdem olduğuna inandırmaya çalışıyorsanız Descartes’a gönderme yapmayın.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- What Does “I Think, Therefore I Am” Really Mean? Yayınlanma tarihi: 27 Ekim 2021; Bağlantı: What Does “I Think, Therefore I Am” Really Mean/
- Özgökman, Fatih (2023). Descartes’ta “Düşünüyorum” ve Ruhun Varlığının Argümanları, Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, Sayı 10-19, ss. 185-204
- Dunne, Luke. “What Did Descartes Mean With “Cogito Ergo Sum”?” TheCollector.com, August 24, 2023, https://www.thecollector.com/what-did-descartes-mean-with-cogito-ergo-sum/.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel