Biyoloji ve Coğrafya

Dünya’da Bazı Denizlerinin Birbirine Karışmadığı Doğru mu?

YouTube ve TikTok’taki bir avuç video, okyanusta bir tarafta koyu su, diğer tarafta açık su bulunan garip bir çizgi göstererek beğeni topluyor. Yorumlarda da bu çizgilerin bazı denizlerin birbirine karışmamasının bir kanıtı olduğu söyleniyor.

Dünya'da Bazı Denizlerinin Birbirine Karışmadığı Doğru mu?
YouTube videolarında genellikle buna benzer çizgiler görmeniz mümkündür.

Aslına bakarsanız Dünya’nın her yerinde suların bir araya gelerek yüzeyde görünür çizgiler oluşturduğu yerler vardır. Bunun gibi çizgiler genellikle nehirlerin veya buzulların okyanusu beslediği yerlerde görülür. Ancak bu popüler videolar aynı zamanda bu çizgilerin Pasifik Okyanusu ile Atlantik Okyanusu arasındaki sınırı gösterdiğini iddia ediyor ve daha sonra bu görsel ya da videoları iki okyanusun karışmadığına dair bir delil olarak ileri sürüyor.

Bu iddianın yayılmasına neden olan ilk fotoğraf, Santa Kruz’da bulunan Kaliforniya Üniversitesi’nde okyanus bilimleri profesörü olan Ken Bruland tarafından 2007 yılında bir araştırma gemisinden çekilen aşağıda gördüğünüz fotoğraftır. Sonrasında da benzer fotoğraflar çekilmiş ve giderek daha fazla kişi bunun gerçek olduğuna ve deniz sularının birbirine karışmasının mümkün olduğuna inanmasına neden olmuştur.

İki denizin birbirine karışmamasına kanıt olarak gösterilen ilk görsel. Gözlerimizle gördüğümüz ayrım çizgisi denizlerin birbirine karışmamasını düşünmemize neden olacaktır.

Öncelikle kısa cevap verelim. Denizlerin birbirine karışmaması mümkün değildir. Pasifik Okyanusu ile Atlantik Okyanusu arasında ve benzer biçimde diğer okyanuslar, denizler, nehriler arasında bir sınır yoktur ve hepsi birbirine karışır. Üstelik günümüzde Pasifik Okyanusu ile Atlantik Okyanusunun suları her zamankinden daha hızlı karışmaktadır. Bu da iklim değişikliğini hızlandıran bir süreçtir.

Denizlerin Birbirine Karışmaması Felaket Demektir

Denizlerin birbirine karışmaması iddiası kulağa havalı gelse de bu Dünya’daki yaşamın sonu demektir. Okyanusların karışması ısınan yüzey sularını soğutan ve Dünya’daki sıcaklığı kontrol altında tutan yaşamsal mekanizmalardan biridir.

Karışmayan, durgun sular ısınır ve sıcak su atmosferden daha az karbondioksit emer. Yani okyanusların daha az karışması daha çok karbondioksitin okyanus yüzeyinde kalması demek. Bu da atmosferdeki karbon kirliliğini artırarak daha çok ısınmaya neden olur.

okyanuslar
Denizlerin birbirine karışmaması gibi komik bir iddiayı aslında sadece bu görsel bile çürütmektedir. Çünkü dünyamızda var olan tüm sular bir bütünün parçasıdır.

Nasıl ki günümüzde Dünya’nın tüm kıtaları bir zamanlar Pangaea adı verilen tek ve devasa bir kıtanın parçasıydıysa, tüm okyanuslar da Panthalassa adı verilen tek bir dünya okyanusuna aittir. Günümüzde Atlantik, Pasifik, Hint ve Arktik gibi fraklı isimler ile tanımlasak da, okyanusların bir sınırı yoktur.  Bu isimlendirmeler coğrafi ve fiziksel kriterlerin yanı sıra politik ve kültürel faktörlere göre belirlenmiştir yani keyfidir. Aslına bakarsanız dünyada kaç okyanus olduğu bile hala tartışma konusudur.

Kahvenize krema ilave ettiğinizi düşünün. İki sıvı birbirine karışacaktır ancak bu bir anda olmayacaktır. Farklı okyanus suları arasındaki çizgiyi gösteren resimlerde olan şey yaklaşık olarak budur. İki su kütlesi arasında soğukluk, tuzluluk gibi farklar olabilir. Kremanın daha hızlı karışmasını sağlamak için kahvenizi karıştırmanız gerekecektir. Denizlerde de bu karıştırma işlevini güçlü rüzgarlar ve büyük dalgalar yapacaktır.

Tam Olarak Ne Oluyor?

Denizlerin karışmıyor gibi gözükmesinin nedeni mevcut suların taşıdıkları fiziksel özelliklerden ve coğrafi koşullardan etkilenir. Aslında bu durumu gözlemlemek için deniz aşırı yolculuk yapmanıza da gerek yoktur. Bunu görmek için iki nehrin birlikte aktığı ya da okyanusa döküldüğü noktalara da bakabilirsiniz.

Dünya'da Bazı Denizlerinin Birbirine Karışmadığı Doğru mu?
Rhone ve Arve nehirleri arasındaki kavşak (Cenevre, İsviçre): İlk bakışta bu sularında birbirine karışmadığını düşünebilirsiniz. Ancak fizik yasaları sonucunda elbette birbirine er ya da geç karışacaklardır. Bu noktada karışmıyor gözükmelerinin nedeni aktıkları coğrafi ve jeolojik koşullara bağlı olarak barındırdıkları içerikleridir.

Nehir suyu okyanusa ulaştığında genellikle çok çamurludur. Karışım esnasında okyanusun renginin bir süre bulanmasına neden olur. Ayrıca nehir suyu tatlı ve okyanus suyu tuzludur, bu da onlara farklı yoğunluklar verir. Ancak eninde sonunda kesinlikle karışacaklar. Sadece tamamen karışması için bir veya iki gün beklemek gereklidir.

Bir haritacının uzun zaman önce devasa Atlantik ve Pasifik haritasına bakması ve Drake Geçidi’nin birinden diğerine geçiş kapısı olacağına karar vermesi çok mantıklıdır. Şili’nin en güney ucundaki Cape Horn ile Antarktika Yarımadası arasında bir harita üzerinde küçük bir çizgi çizmek, bunu yapmanın en basit yoluydu.

Güney Amerika’da Horn Burnu ile Güney Shetland Adaları arasında bulunan Drake Boğazı, 1500’lerde ilk keşfedildiğinden beri denizciler tarafından korkulan bir yer olmuştur.

Günümüzde Drake geçidi 18 metre yüksekliğe ulaşabilen dalgalarla tanınır. Farklı yoğunluklara sahip olan iki okyanusu bu dalgalar karıştırır. Okyanus farklı katmanlardan oluşan bir pasta gibidir. Ancak bu katmanların hepsi sudur. Bu katmanlar suyun geldiği yere göre farklı özelliklere sahip olacaktır. Bu nedenle, hem yüzeyden hem de deniz tabanından uzakta olan orta katmanda türbülans daha az olduğundan sular daha yavaş karışır.

Sonuç olarak;

iki denizin karışması
İspanya’nın güney kıyısı ile Fas’ın kuzey kıyısı arasında uzanan Cebelitarık Boğazı, Atlantik Okyanusu’ndan gelen suyun Akdeniz’den gelen suyla karıştığı tek yerdir. Görsel iki denizin karışmasını gösteriyor.

İki denizin birbirine karışmaması olası değildir. Ancak karışım süreci hayal ettiğimiz gibi bir anda gerçekleşmez. Belli noktalarda ve belli katmanlarda farklı hızlarla olur. Bunun sonucunda da yanıltıcı görseller hatalı düşünmenize de sebebiyet verecektir.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir