Tıp ve Sağlık

Doğala Yönelim Safsatası: Doğal Olan Her Zaman İyi midir?

Doğala yönelim safsatası ( Argumentum ad naturam) bir şeyin “doğal” olduğu için iyi ya da “doğal olmadığı” için kötü olduğunu iddia eden argüman biçimidir. Safsata olarak isimlendirilmesinin nedeni, doğalın ne olduğu ile ilgili bazı yanlış anlamalardan gelir.

doğala-yönelim
Bir şeyi “doğal” olarak sınıflandırmanın net bir yolu yoktur ve insanlar, kendi standartlarına göre bile bir şeyin doğal olduğuna inanmak konusunda genellikle yanılıyorlar.

Örneğin, pek çok insan her zaman “yapay” olana göre “doğal” bir ilaç almayı tercih eder. Benzer şekilde, insanlar “tamamen doğal” içerikli gıdaların daha sağlıklı olduğunu düşünür. Bunun nedeni doğal kelimesinin bir çok dilde pozitif bir anlama sahip olmasıdır. Bu nedenle de bir sıfat olarak kullanıldığında nitelediği şeyle ilgili olumlu bir algı yaratır. Aslında doğala yönelim safsatası da tam olarak bu algıyı hedeflemektedir.

Doğaya yönelim safsatasının bariz örnekleri, mağazalarda ya da çeşitli reklamlarda karşımıza çıkar. Örneğin; American Spirit sigarası “sadece doğal” sloganını kullanır. Sigaralarının “% 100 doğal tütün” olduğunu iddia eder. Bazı sigara içen kişiler ise, ne yazık ki doğal tütünün katkı maddeleri içeren tütünlerden daha güvenli ve sağlıklı olduğuna inanırlar. Bununla birlikte, kansere neden olan sigaralardaki kanserojenler tütünün zaten doğal bileşenleridir.

Doğala Yönelim Safsatası: Doğal Olan Her Zaman İyi midir?
Tütünümüzde hiçbir katkı maddesi bulamazsınız. Ne görüyorsanız onu alırsınız. Sadece% 100 tam yapraklı doğal tütün. Gerçek otantik tütün tadı. Sadece doğal.

Doğala ya da doğaya yönelim düşünce hatasını bir denklem ile anlatmamız gerekirse bu şu biçimde olacaktır. “X doğaldır (ve doğal olan iyidir), o halde X iyidir.” Örneğin; Bitkisel ilaçlar doğaldır, bu yüzden bitkisel ilaçlar iyidir. Ancak gerekirse bunun tersini de düşünebiliriz. Yani “Y doğal değildir (ve doğal olmayanlar kötüdür) bu yüzden Y kötüdür.” biçiminde düşünebilirsiniz. Ancak bu sizin “Antibiyotik doğal değildir, bu yüzden kötüdür.” gibisinden bir cümle kurmanıza da neden olacaktır.

Organik Gıdalar Gerçekten Tam Olarak Doğal mıdır?

doğal nedir
Pek çok üretici, ürünlerin iyi ya da kötü olduğunu göstermek için “doğal” ya da “organik” etiketleri kullanır. Hatta insanlar kendi aralarındaki konuşmalarda bile “Tamamen doğal, hiçbir zararı yok.” gibi telkinlere başvururlar. Ancak unutmayalım doğal ya da organik etiketi altında kimisi yararsız hatta tam tersine zararlı olabilecek birçok ürün satılmaktadır. Örneğin yakın zamanda yapılan bir araştırma loğusa otu olarak bilinen Aristolochia familyasından bitkilerin karaciğer kanserini tetikleyebileceğini ortaya koymuştur.

Günümüzde organik gıdanın bu kadar popüler olmasının nedenlerinden biri de bu safsatadır. Pek çok beslenme iddiasında olduğu gibi, organik eşittir sağlık fikri sağduyuya hitap eder. Mahsulleri ve hayvanları daha doğal bir sistemde yetiştirmek, daha besleyici yiyecekler mi sağlıyor? Öyle düşünebilirsiniz, ancak sağduyu, sağlam bilimin yerini tutamaz.

Neyin ‘organik’ olarak nitelendirildiğine ilişkin tanımlar değişir. Temel olarak organik tarım, sentetik kimyasalların kullanımını sıkı bir şekilde sınırlar. Hayvan yetiştiricileri, hormonlar ve antibiyotikler gibi yem katkı maddeleri veya yapay büyüme destekleyicileri kullanmazlar. Organik tarım bu nedenle daha doğaldır, ancak yaygın inanışın aksine ilave kimyasallardan tamamen arınmış değildir. Örneğin herhangi bir kirlilik kaynağına yakın yetiştirilen iki gıda, organik biçimde olsun ya da olmasın aynı kimyasalları içerecektir.

Doğal Ne Anlama Gelir?

doğala

Doğaya yönelim safsatasıyla karşılaştığınızda odaklanmanız gereken iki temel sorun vardır. Birincisi, “doğalın” ne anlama geldiğini tanımlamaktır. İkincisi ise “doğal olanın” her zaman iyi olmadığı gerçekliğidir. Örneğin, insanın ateş kullanımı “doğal” mı? Belki evet belki de değil. İnsanların kıyafet giymesi “doğal” mı? Evet ve hayır. Bir şeyin doğal olması ya da olmaması aslında kişiden kişiye değişen bir olgudur.

Doğanın bir parçası olarak geliştik. Bu nedenle doğal olana meyletmek makul bir strateji olabilir. Ancak bu strateji artık günümüzde bilinçli yürütülen bir pazarlama girişimidir. Çünkü gezegenin nüfusu arttıkça ve etrafımızdaki her şey yapaylaştıkça doğallık da satılabilen bir şey haline dönüşmüştür.

Ayrıca doğal olduğu halde iyi olmayan bir çok şey var olduğu gibi, doğal olmadığı halde faydalı olan şeyler de vardır. Solunması tehlikeli gazlar, bakteriler, virüsler de doğaldır. Yararlı olmanın ölçüsü doğallık değildir. İnsanlar genellikle bir şeyin doğal olmadığını (ve dolayısıyla kötü olduğunu) belirtmek için “kimyasallar” içerdiğinden bahsederler. Aslında insanların kimyasal olarak tanımladıkları pek çok şey düşündüklerinden daha doğaldır.

Örneğin aspirini ele alırsak, bu ilacın hammaddesi olan salisilik asit, söğüt ağacının kabuğunda bulunmaktadır. Ancak siz evinizde bu söğüt ağacının kabuğunu kaynatıp içseniz, söğüdün yaşına, türüne, iklimine göre değişen salisilik asit miktarını kontrol edemezseniz. Sonuç olarak fayda yerine kendinize zarar verirsiniz.

Doğala Yönelim Safsatası İle Başa Çıkma

Daha evvelki yazılarımızda da ele aldığımız gibi insanların düşüncelerini değiştirmek sanılandan daha zordur. Bu nedenden kaynaklı, doğaya yönelim safsatalarıyla argüman üreten bir kişiye itiraz etmek, onun yanlış akıl yürütmelerine daha da güçlü bir şekilde tutunmasına neden olacaktır. Bir kişinin fikrini değiştirmek istiyorsanız, en iyi hareket tarzının, kendi karşı argümanlarınızı ona yavaşça sunarak onun mantığındaki boşlukları görmesine ve sorunu içselleştirmelerine yardımcı olmak olduğunu unutmamalısınız. 


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir