Sinirbilim

Konsantrasyon Gerektiren Bir İşi Yaparken Neden Dil Çıkarırız? El İle Dil Arasındaki Bağlantı Nedir?

Zorlandığınız ve konsantrasyon gerektiren bir işi yapmaya çalışırken, mesela bir iğneye ipliği geçirirken ya da merdiven tepesinde perde asmaya çalışırken, farkında olmadan dil çıkardığınızı görüyorsanız yalnız değilsiniz. Aslında aynı şeyi hemen hemen herkes deneyimliyor ve istemsizce dil çıkarmak iyi bir nedene de hizmet ediyor.

Konsantrasyon Gerektiren Bir İşi Yaparken Neden Dil Çıkarırız? El İle Dil Arasındaki Bağlantı Nedir?
İstemsizce dil çıkarmak ile yaratıcılık arasında sanılandan çok daha fazla ilişki vardır. El ve dil bir biçimde birbirine bağlıdır.

Dilimiz ve el hareketlerimiz bilinçdışı düzeyde birbiriyle yakından ilişkilidir. Bu tuhaf etkileşimin derin evrimsel kökleri, beynimizin bilinçli bir çaba olmadan nasıl çalıştığını açıklamaya bile yardımcı olacaktır.

Hassas el hareketleri yaparken neden dilimizi çıkardığımızın bir açıklaması motor taşması olarak adlandırılan bir durumdur. Bir iğneye iplik geçirmek (veya diğer zorlu ince motor becerileri gerçekleştirmek) bilişsel çaba gerektirir. Bu süreçte de beyin devrelerimiz tıkanır ve bitişik devreleri uygunsuz şekilde etkinleştirir.

Konsantrasyon Gerektiren Bir İşi Yaparken Neden Dil Çıkarırız? El İle Dil Arasındaki Bağlantı Nedir?
Dışarı çıkmış bir dil genellikle bir çocuğun nihai konsantrasyonunun kanıtıdır. Zor görevler sırasında yetişkinler bile dillerini dışarı çıkarır veya dillerini damaklarına bastırır. Araştırmacılar bu durumun en çok çocuklarda belirgin olduğunu görüyor. Ancak bunun muhtemelen yetişkinlerin onu bastırmayı öğrenmesinden kaynaklandığını söylüyor. Ne de olsa, her konsantre düşünmeniz gerektiğinde dilinizi çıkarmak ve suratınızı farklı biçimlere sokmak pek profesyonelce gözükmezdi.

El İle Ağzımız Birbiri İle Nasıl Bağlantı Kuruyor?

Kısa devrenin nerede olabileceğini belirlemek için dil ve el kontrolünün sinirsel anatomisini takip ettiğimizde, öncelikle bu ikisinin tamamen farklı sinirler tarafından kontrol edildiğini görüyoruz.

Sonucunda ellerini felç eden omurilik yaralanması geçiren bir kişi konuşma yeteneğini kaybetmez. Bunun nedeni, dilin kraniyal sinir tarafından kontrol edilmesi, ellerin ise omurilik sinirleri tarafından kontrol edilmesidir. Bunlar da temelde farklı sinir türleridir. Dil ve el kontrol devreleri arasındaki herhangi bir kısa devrenin olması için, bu iki sinirin beynin içinde bir yerlerde etkileşime girmesi gerekir.

Kraniyal sinirler, baş ve boyun bölgesine uyarıları ileten ve kasların kontrolünü sağlayan 12 çift sinir demetinden oluşan bir sinir ağıdır. Bu sinirler, beyincik ve beyin sapı gibi merkezi sinir sisteminin bir parçası olan nöronlar tarafından kontrol edilir ve bir dizi farklı işleve sahiptirler.

Beynin motor korteksindeki sinir bağlantılarına baktığımızda, dili kontrol eden bölgelerin, parmakları kontrol eden bölgeye bitişik olmadığını görüyoruz. Bu nedenle de dil ile eller arasındaki bağlantının beyinde başka bir yerde, büyük olasılıkla karmaşık sinir devrelerinin son derece karmaşık işlevleri yerine getirdiği bir bölgede olması gerekiyor.

Sonuçta, insanların gerçekleştirebileceği en karmaşık işlevlerden biri konuşmadır. Yapabileceğimiz bir sonraki en karmaşık şey, aletlerin kullanımında ustalaşmaktır. Dilimizin genellikle bir alet kullanırken dışarı çıktığını fark ettiğimize göre ikisi arasında bir bağlantı olması muhtemeldir. Bu bağlantı, el ve ağız hareketlerinin sıkı bir şekilde koordine edildiğini gösteren araştırmalarla da doğrulanmaktadır.

Dil Çıkarmak ve Diğer Eylemler Performansı da Etkiliyor

Aslında bu etkileşim çoğu zaman performansı artırır. Dövüş sanatçıların, tenis sporcularının zorlayıcı hareketler yaparken bağırdıklarına şahit olmuşsunuzdur. Araştırmalar, el hareketlerini belirli ağız hareketleriyle birleştirmenin, her ikisini de yapmak için gereken reaksiyon süresini kısalttığını gösteriyor. Bu nöral eşleşme doğuştan geldiği için de bunu farkında olmadan yapıyoruz.

El hareketleri genellikle iki biçimde ortaya çıkar: Güçlü kavrama hareketleri yumruğun açılıp kapanmasını içerir. Hassas el hareketleri ise başparmak ve işaret parmağı arasında kalem tutma gibi, bir şeyler sıkıştırmakla ilişkilidir. Bu iki tip el hareketine sıklıkla farklı dil ve ağız hareketleri eşlik etmektedir.

Eğer taş bir alet yapmayı ve bununla bir hayvanı parçalarına ayırmayı denerseniz, er­ken avcı-toplayıcılar için hassasiyet ve gücün birleşiminin ne kadar önemli olduğunu kolayca anlarsınız. Taşları devamlı surette birbirlerine çarparak alet yapmak için belli bir güce ihtiyacınız vardır. Ayrıca bu taş aletleri hassas bir biçimde kullanmak içinde önemli bir parmak kuvveti gerekir. Bu tarz ihtiyaçlar ellerimizin formunun şekillenmesinde itici güç olmuş olabilir.

Araştırmacılar geçtiğimiz on yılda hassas parmak uçlarımızdan ve dilimizden gelen duyularının performansı etkileyecek şekilde beynimizde birbirine bağlandığını gösterdi. Ayrıca araştırmacılar bu koordinasyonun atalarımızdan bize kalan bir miras olduğunu düşünüyorlar. Muhtemelen, el hareketleri ilk iletişim türüydü. Sonrasında da ilk insanlar ağızlarından sesler çıkarmayı ve konuşmayı öğrenerek ikisini birbirine harmanladılar.

Gerçekten de fonksiyonel beyin görüntüleme çalışmaları, spesifik dil ve el hareketlerinin, premotor kortekste (F5 bölgesi) beynin aynı bölgesini aktive ettiğini göstermektedir. Ayrıca herhangi bir alet kullanımın da aynı bölgeyi aktive ettiği bilinmektedir. Sonucunda aletlerin genellikle, yiyecek hazırlama, yemek yeme ve iletişim biçimlerinde (kalemle şekiller çizmek veya klavyede yazmak gibi) kullanıldığını düşünürsek bu ilişki olağandır.

Sonuç olarak;

Tüm bu bağlantılarla, konsantrasyon anlarında dil çıkarmak aslında şaşırtıcı değil. Çoğumuz beyni, bilgi parçalarını almak, bunları hesaplamak ve kasları kontrol etmek üzere tasarlanmış karmaşık bir makine olarak düşünme eğilimindeyiz. 

Ancak beyin karmaşık bir dünyada hayatta kalmayı en üst düzeye çıkarmak için gelişti. Bu amaca verimli bir şekilde ulaşmak için de beyin, kimi durumlarda, dil ve el hareketlerini sesler ve duygularla karıştırır. Bu sayede deneyimleri kodlar ve karmaşık hareketleri bütünsel bir şekilde gerçekleştirir.

Sonucunda, herhangi bir anda kendinizi ya da matematik problemlerini çözerken çocuğunuzu dilini çıkarmış bir biçimde görürseniz şaşırmayın. Beyin fonksiyonlarımızın inanılmaz verimliliğini hatırlayın ve beyninizin istediği şeyi yapmasına izin verin.


Kaynaklar ve ileri okumalar

  • Gillian S. Forrester, Alina Rodriguez, Slip of the tongue: Implications for evolution and language development. Cognition, Volume 141, 2015, Pages 103-111, ISSN 0010-0277, https://doi.org/10.1016/j.cognition.2015.04.012.
  • Why do we stick out our tongues when we’re concentrating? Yayınlanma tarihi: 27 Kasım 2021. Bağlantı: Why do we stick out our tongues when we’re concentrating?
  • How Touch Memory In Fingertips Influences Nerve Signals To the Brain. Yayınlanma tarihi: 6 Temmuz 2023. Bağlantı :
  • Saal Hannes P., Birznieks Ingvars, Johansson Roland S. (2023) Memory at your fingertips: how viscoelasticity affects tactile neuron signaling eLife 12:RP89616. https://doi.org/10.7554/eLife.89616.1
  • The Hidden Brain Connections Between Our Hands and Tongues. Yayınlanma tarihi: Bağlantı: The Hidden Brain Connections Between Our Hands and Tongues
  • Brozzoli, Claudio & Catherine, Roy & Lidborg, Linda & Lövdén, Martin. (2019). Language as a Tool: Motor Proficiency Using a Tool Predicts Individual Linguistic AbilitiesVideo_1.MP4Video_2.MP4Video_3.MP4Video_4.MP4Video_5.MP4Video_6.MP4. Frontiers in Psychology. 10. 10.3389/fpsyg.2019.01639.
  • Vainio, Lari & Schulman, Mirjam & Tiippana, Kaisa & Vainio, Martti. (2013). Effect of Syllable Articulation on Precision and Power Grip Performance. PloS one. 8. e53061. 10.1371/journal.pone.0053061.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir