Malzeme bilimi, biyomekanik, spor fiziği, akışkanlar mekaniği ve tasarım alanlarında yürütülen bilimsel çalışmalar sonucunda sporcuların performansları ve dereceleri de gün geçtikçe iyileşiyor. Ancak bu kavramların çok daha öncesinde Dick Fosbury isimli bir sporcu insanları şaşırtmayı başarmıştı.
Yüksek atlama sporunda atletler belirli bir yükseklikte bulunan çıtayı düşürmeden üzerinden atlamaya çalışır. 1930’ların sonuna kadar atletlerin atlayışlarını gerçekleştirdikten sonra ayakta durması gerekirdi. Bu yüzden atlayış sırasında ayaklarını gövdelerine doğru çekip mümkün olduğunca yükselmeye çalışırlardı. Sonrasında da ivme kazanmak için ayaklarını hızla ileri geri hareket ettirmeleri gerekiyordu.
Bu tarihten sonra, sporcuların atlayış biçimde ayakta durma şartı ortadan kaldırılacaktı. Bunun yerine artık bir mindere düşüyorlardı. Bunun neticesinde de yeni atlayış biçimleri ortaya çıkmaya başladı.
Bunlardan bir tanesi bacakların sırayla çıtanın üzerinden geçirildiği ve atletlerin yumuşak zemine yan düştüğü bir stildi. Ancak başka atlama stilleri de mevcuttu. Yukarıdaki görselde bunlardan bazılarını görebilirsiniz.
1968 Mexico City Olimpiyatları’nda ise Dick Fosbury yeni bir atlama stili kullandı. Sporcuların benimsediği bu stile günümüzde “Fosbury atlayışı” denmektedir. Şu anki yüksek atlama dünya rekoru olan 2,45 metredir. Bu rekor 1993’te bu teknik ile atlayan Kübalı atlet Javier Sotomayor tarafından kırıldı. Yaklaşık 30 yıl geçmesine rağmen henüz bu rekor egale edilemedi.
Dick Fosbury Fizik Yasalarından Yardım Aldı
Dick Fosbury, ABD’de bir lise öğrencisi olarak hayatını sürdürürken spor yapmaya karar vermişti. Aklına gelen ilk spor dönemin popüler sporu olan Amerikan futbolu olacaktı. Ancak bunun için güçsüz olduğu söylenince basketbol ile uğraşmaya karar verecekti. Ne yazık ki zaman içinde bu sporda da yeterince becerisi olmadığını anlayacaktı. Sonucunda da seçtiği branş yüksek atlama olacaktı.
Dick Fosbury aslında çok da iyi bir sporcu değildi. Antrenman yapmayı sevmiyor, kaslarını yeterince çalıştırmıyordu. Bu nedenle sporda başarılı olması için başka bir çözüm bulması gerekiyordu. O da sonucunda kasları yerine, kafasını çalıştırmaya karar verecekti. Bulduğu çözüm hepimizin yakından tanıdığı ağırlık merkezini doğru ayarlamak ile ilgiliydi.
Kendisinin aynı zamanda bir mühendislik öğrencisi olduğu düşünülünce bu aslında çok da tesadüf değildi. Uygulamaya karar verdiği şey de aslında oldukça basitti. Atlama barını daha önceki kişilerin yaptığının aksine yüzüstü ya da yan yerine sırtüstü geçecekti. Nihayetinde de gerçekten bunu başaracak ve bu teknik ile yüksek atlama sporuna tamamen yeni bir bakış açısı getirecekti.
“Fosbury flop” (Fosbury düşüşü) İle Ağırlık Merkezinin İlgisi Nedir?
Ağırlık merkezi bir cismin yerçekimine göre mükemmel bir biçimde dengelendiği noktadır. Tam o noktadan yerçekiminin tersi yönünde destek verilirse, nesne dengede duracaktır. Yani bu noktadan asılan cisim, dengede kalır. Örneğin bir cetvel ağırlık merkezi olan tam ortasından asıldığında mutlaka yatay konumda kalmak zorunda değildir. Nasıl bırakılırsa öyle kalır.
Bu arada kütle merkezi ile ağırlık merkezi aynı şey değildir. Aralarındaki fark aslında kütle ile ağırlık arasındaki farktan kaynaklanmaktadır. Kütle bir cisimdeki madde miktarıdır. Ağırlık ise bir cisme kütlesinden dolayı uygulanan yerçekimi kuvvetidir. Ancak yeryüzü ile ilgili hesaplamalarda ağırlık merkezi ile kütle merkezi terimlerini eşanlamlı olarak kullanabiliriz.
Farklı vücut duruşlarına bağlı olarak, ağırlık merkezi şekilde gösterildiği gibi konumunu değiştirir. Ortalama bir insan için ağırlık merkezi, bel civarındadır. Ancak konumu aslında vücudun şekline bağlıdır. Hatta önce eğildiğimiz zamanlarda vücudumuzun dışında da olur. Bu nedenle de dik oturmadığımız zamanlarda bel ağrısı çekeriz.
Aslında Dick Fosbury’nın başarısı da bu mantığı iyi kavramasından gelir. Şimdi meşhur Fosbury düşüşünü gösteren aşağıda görsele bakalım. Görselde sizin de fark ettiğiniz gibi ağırlık merkezi vücudun yaklaşık 20 santimetre ve barın altındadır. Sonuçta sporcu sadece vücudunun şeklini değiştirerek önceki atlayışların aksine ağırlık merkezinin kendisine bir engel olmasını engellemiştir.
Dick Fosbury Yüksek Atlama Sporunun Tarihini Değiştirmiştir
Bu tekniği kullanan Fosbury, lise atletizm takımındaki herkesten daha yükseğe zıplamayı başarmıştı. İlerleyen yıllarda da bu yöntemi geliştirmeye devam etti. O dönemde yüksek atlama dünya rekoru 1.73 cm idi.
Sonucunda bu teknik ile 20 Ekim 1968’de, 21 yaşındaki Dick Fosbury 2.23 cm atlayarak yeni bir dünya rekoru kıracaktı. Aynı teknik ile 1993 yılında elde edilen 2,45 metrelik dünya rekoru 30 yıldır kırılamadı. Yeni bir dünya rekoru için Fosbury atlayışından daha etkili bir tekniğin geliştirilmesi gerekiyor gibi gözüküyor.
Gördüğünüz gibi matematik ve fizik bilmek düşündüğünüzden çok daha fazla şeye yaramaktadır. Ayrıca spor ile ilgili okumalar yapıyorsanız, bu yazımız da ilginizi çekecektir: Falsolu Vuruşların Arka Planındaki Fizik Ve Magnus Etkisi
Kaynaklar ve ileri okumalar
- An athlete uses physics to shatter world records – Asaf Bar-Yosef. Bağlantı: https://ed.ted.com/
- Dick Fosbury, 76, Whose ‘Flop’ Transformed the High Jump, Is Dead. Yayınlanma tarihi: 13 Mart 2023. Kaynak site: The New York Times. Bağlantı: Dick Fosbury, 76, Whose ‘Flop’ Transformed the High Jump, Is Dead
- Dick Fosbury flops to an Olympic high jump record. Bağlantı: https://www.history.com
- Dick Fosbury: The athlete who developed the ‘Fosbury Flop’ dies aged 76. Yayınlanma tarihi: 13 Mart 2023; Bağlantı: Dick Fosbury: The athlete who developed the ‘Fosbury Flop’ dies aged 76
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel