İnternete girdiğiniz ilk andan itibaren, sadece yüzeydeki webdeki siteleri ziyaret ettiniz. Oysa derinlerde farklı bir dünya saklı. Bu dünya Deep Web ve Dark Web olarak isimlendiriliyor. Peki ama “Deep Web” olarak adlandırılan internet tam olarak nedir? Karanlık dünya hakkında size biraz fikir verelim.
Öncelikle bilmeniz gereken bir değil birden çok internetin var olduğudur. Bizlerin genellikle kullandığımız, şu an bu yazıyı okuduğunuz internet aslında buzdağının yüzeyde görülen kısmıdır. Parmaklarımızın ucunda tüm dünyaya eriştiğimizi zannetsek de aslında internetin çok küçük bir kısmına erişim sağlayabiliriz. Bir çoğumuzun asla görmeyeceği internet ise Deep Web, Dark Net gibi isimler ile anılmaktadır. Buzdağının orta kısmında ise Deep Web yer almaktadır.
Deep Web Nedir?
Deep Web parolayla korunduğu, ödeme duvarlarının arkasına saklandığı ve erişmek için özel bir yazılım gerektirdiği için teknik olarak Google, Yahoo! ve Bing gibi arama motorlarının indeksleyemediği online bilgi kaynaklarına denmektedir.
Üstelik bu Deep Web her gün kullandığınız yüzeysel internetten neredeyse beş yüz kat daha büyüktür. Nature dergisinde yayımlanan bir çalışmaya göre, Google yasal webin sadece yüzde 16’sını yakalıyor. Yani Google’da arama yaptığınızda, aslında var olan bilgilerin yalnızca yüzde 0,03’ünü (üç bin sayfadan birini) görebiliyorsunuz. Başka bir deyişle, Google arama, tüm World Wide Web verisinin yüzde 99’unu
gösteremiyor.
Ancak Deep Web’in içerisinde de gizli bir dünya daha bulunuyor. Ortak gaye olan kötülük çevresinde buluşan, küçük ama etkili bir suç toplumu burada nefes alıp veriyor. Dark Net’e ya da Dark Web’ e hoş geldiniz.
Dark Web Nedir?
Burası, hackerların, gangsterlerin, teröristlerin ve cirit attığı, Deep Web’in içindeki çok geniş dijital bir yeraltı dünyasıdır. Dark Web neredeyse tamamen anonim olduğu için, çevrimiçi ortamda hükümetlerden ve kolluk kuvvetlerinden gizli kalmak isteyen grupların da tercih ettiği yer olmuştur.
Dark Net, kullanıcılarının iP adreslerini gizlemek için özel olarak tasarlanmış şifreleme ve eşler arası internet aktarma kanallarını kullanarak, hiçbir devlet veya kurum müdahalesi olmadan anonim,
takip edilemez ve güvenli bir şekilde iletişim kurup işlem yapılmasını mümkün kılar.
Karanlık ağdaki hizmetler, onlara ödeme yapma olanağı olmasaydı bu kadar popüler olamazdı. Bu da Bitcoin’in mümkün kıldığı bir şeydir. Aslına bakarsanız kripto paralar icat edilmeseydi, Dark Web’in yaygınlaşması da mümkün olmazdı.
alıp satabiliyor. Kötü amaçlı yazılımlar, hackleme ve kart kopyalayıcılar ile çalınan finans verileri, nihayetinde “yığınlar” olarak
Dark Web’de satışa çıkarılıyor
Tıpkı geleneksel e-ticaret siteleri gibi, Darknet pazarları da satıcıların işlemleri kolaylaştırmak amacıyla potansiyel alıcılarla bağlantı kurmaları için bir platform sağlar. Ancak Darknet pazarları yasa dışı ürünlerin satışıyla ünlüdür. Mesela kişisel verileriniz çalındıysa, bu verilerin Dark Net’te satılıyor olması mümkündür.
Dark Web ‘in en büyük ve en yaygın giriş kapısı Tor olsa da, onun da Freenet ve 12P (Görünmez İnternet Projesi) gibi rakipleri de bulunmaktadır. Temelinde bu oluşumların hiçbirinin kökenlerinin ise bugünkü kullanım alanları ile ilgisi yoktur.
Deep Web Ve Dark Web Hayatımıza Nasıl Karıştı?
Bu iki oluşum internetin kendisi kadar eskidir. Aslında her şey ARPANET ile başlar. İleri Araştırma Projeleri Ajansı (DARPA olarak bilinen ARPA), 1958’de Soğuk Savaş’ın zirve yaptığı zamanda kuruldu. ABD, Sovyetler Birliği’nin ABD’nin uzun mesafeli iletişim ağını yok etmek için saldırmasından endişe duyuyordu.
1962’de ARPA ve MIT’den bilim insanı J. C. R. Licklider, bir nükleer saldırı durumunda iletişimi canlı tutmak için bilgisayarları birbirine bağlamayı önerdi. Bu ağ ARPANET olarak anılmaya başlandı. 1986’da, kamu ağı (Ulusal Bilim Vakfı Ağı veya NSFNET) askeri ağdan ayrıldı ve üniversitelerin bilgisayar bilimi bölümlerine bağlandı.
Sonrası da internetin yükseliş zamanlarıydı. NSFNET, yeni ortaya çıkan internet servis sağlayıcılarını (ISP’leri) birbirine bağlayarak internetin omurgası oldu. Bunu hipermetin aktarım protokolü (HTTP), World Wide Web, Mosaic web tarayıcısı ve NSFNET’in ticari kullanım için genişletilmesi izledi. Böylelikle internet doğdu.
Web’in ilk örnekleri çoğunlukla statik sayfalardan ve salt okunur, pasif bir kullanıcı deneyiminden oluşuyordu. Ancak 2000’lerin başında, Web 2.0’ın ortaya çıkışıyla durum değişecekti. Kullanıcı tarafından oluşturulan veriler, web uygulamaları ve sanal topluluklar aracılığıyla etkileşim, bloglar, sosyal ağlar, Wikipedia, YouTube ve başka ortak çalışma platformları ortaya çıktı.
İnsanlar, İnternet’in istedikleri her şeyi istedikleri zaman elde etmek için tek durak noktası olabileceğini fark etmeye başlamıştı. Bu da çevrimiçi olarak daha fazla yasa dışı işlemin başlaması an meselesiydi. 2000 yılında, dosyaları paylaşmanıza ve “ücretsiz siteler” yayınlamanıza izin veren Freenet piyasaya sürüldü. 2002 yılında da, Tor internetin çehresini sonsuza dek değiştirdi.
Tor Nedir?
Tor, “The Onion Router” sözcüklerinin baş harflerinden oluşan ve kullanıcılarına anonim iletişim imkânı sağlayan bir ağ ve yazılım projesinin adıdır. Anonim ağ kavramı insanların kimliklerini ele vermeden internet deneyimi yaşamalarına olanak sağlayan bir sistemdir.
Tor başlarda baskıcı hükümetlerde yaşayanların düşüncelerini yayınlamalarına ve kısıtlı web sitelerine özgürce erişmelerine izin verdi. Ancak elbette bazı sorunları da beraberinde getirdi. İnternette anonim olarak gezinme fikri, yasadışı içeriğe ev sahipliği yapan Deep web sitelerinin sayısında da bir artışa neden olacaktı.
2014’ün ortalarında oldukça yenilikçi bir hacker, Grams adıyla Dark Web’in ilk arama motorunu kurdu. Google gibi modellenen Grams’a sadece Tor anonim tarayıcı ve .onion adresi üzerinden ulaşılabiliyor. Grams sayesinde, yasadışı ürünleri arayan kullanıcılar, artık arama terimlerini giriyor ve karanlık pazarda mal ve hizmetleri arıyor.
Grams, reklam bile kabul ediyor ve çeşitli karteller, arama terimleri satın alarak müşteri rekabetinde avantaj yakalamaya çalışıyor. Silk Road ( İpek Yolu), oradaki onlarca online suçlu süper marketten sadece birini oluşturuyor ve her gün yeni kanallar açılıp kapanıyor. Suçlular da geçmiş hatalarından ders çıkarıyor ve kendini geliştiriyor.
Silk Road, Amerikalı kurucu Ross Ulbricht ve ona ait bilgisayar sunucularının kontrolünde merkezi bir yönetime sahipken, DarkMarket gibi tek bir sahibi olmayan online pazarlar Dark WEb de hizmet veriyor.
Sonuç Olarak
Bilgisayar korsanları, satılması kolay olduğu için uzun süredir kişisel bilgileri ve finansal verileri hedef alıyor. Çalınan verilerden kaynaklanan riskinizi en aza indirmek için ilk adım bilgilerinizin çalınıp çalınmadığını kontrol etmektir. E-postanızın çalınan verilerin parçası olup olmadığını öğrenmek için haveibeenpwned gibi web sitelerini kullanabilirsiniz.
Bir veri ihlalinin mağduru olduysanız, etkiyi en aza indirmek için atacağını ilk adım bankalar ve kredi kartı şirketleri gibi hakkınızda veri toplayan diğer kuruluşları bilgilendirin. Ardından da hesaplarınızın şifrelerini değiştirin.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Lawrence, Steve & Giles, C.. (2000). Accessibility of information on the World Wide Web. Intelligence. 11. 32-39. 10.1038/21987.
- How Your Stolen Data Travels the Dark Web. yayınlanma tarihi: 20 Şubat 2016; Bağlantı: https://bigthink.com/
- Marie Ouellet, David Maimon, Jordan C Howell, Yubao Wu. The Network of Online Stolen Data Markets. How Vendor Flows Connect Digital Marketplaces, The British Journal of Criminology. Volume 62, Issue 6, November 2022, Pages 1518. 1536, https://doi.org/10.1093/bjc/azab116
- Here’s how much your personal information is worth to cybercriminals. And what they do with it. Yayınlanma tarihi: 13 Mayıs 2021. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Here’s how much your personal information is worth to cybercriminals. And what they do with it
Matematiksel
