Toplum ve Yaşam

Suskunluk Sarmalı Kral Çıplak Demenin Zor Olma Nedenini Açıklar

“Suskunluk Sarmalı” (Spiral of Silence) Alman siyaset bilimci Elisabeth NoelleNeumann tarafından 1974 yılında ortaya atılmış bir kitle iletişim teorisidir. Neumann teorisini ortaya atmadan önce, sessizliğin kendisini farklı şekillerde gösterebileceğini gözlemlemiştir.

suskunluk sarmalı

Danimarkalı yazar Hans Christian Andersen tarafından yazılan Çıplak Kral masalı, ülkesini yönetmek yerine güzel giyinmeye meraklı bir kralı, kralın çevresinde bulunan yardımcıları ve tüm olan biteni fark etmesine rağmen korkudan gerçeği dile getiremeyen bir halkın hikayesini bizlere anlatır.

Sonunda sadece küçük bir çocuk gerçeği haykırır. “Kral çıplak!” Gerçek bunun ardından, kısa zamanda herkes tarafından fark edilecektir. Tarihte bir gezintiye çıkarsak, masalda dile getirilen konunun sayısız örneğini görmemiz mümkündür. “Neden susuyoruz?” sorusunun cevabı da Suskunluk Sarmalı Kuramı tarafından açıklanır.

Suskunluk Sarmalı Kuramı Nedir?

Bu kurama göre hem çoğunluk görüşlerine sahip olanlar hem de azınlıktakiler, kendileri için önemli olan konularda genellikle sessiz kalırlar, ancak bunu farklı nedenlerle yaparlar. “Çoğunluk, herkesin kendileri gibi düşündüğünü varsayar, azınlıktakiler ise kendilerinin tek kişi olduğunu düşünür.”

Suskunluk Sarmalı” kuramı, sadece birbirini tanıyan grupların değil, toplumun ortak uzlaşmanın dışına çıkan bireyleri dışlamak ve toplumdan ihraç etmekle tehdit ettiği, öte yandan da bireylerin de genellikle bilinçsiz, muhtemelen genetik bir dışlanma korkusuna sahip olduklarını görüşünden hareket eder.

Suskunluk Sarmalı Kral Çıplak Demenin Zor Olma Nedenini Açıklar
Aşağı yönlü artan sessizlik, bir kişinin farklı görüşlerini bir izolasyon korkusu varlığında ifade etme isteğinin azaldığını gösterir.

Bu dışlanma korkusu, bireylerin çevrelerinde hangi düşünce ve davranışlarının onayladığını, hangilerinin kınandığını öğrenmek amacıyla, sürekli olarak insanları ve olayları gözlemlemesine neden olur.

Suskunluk Sarmalı Kuramına göre, gruptaki çoğu insanın aynı görüşe sahip olduğuna, yani görüşümüzün algılanan çoğunluk görüşüne uygun olduğuna inanırsak, fikirlerimizi başkalarına iletmeye daha istekli oluruz. Öte yandan, düşüncemizin algılanan çoğunluk görüşünden farklı olduğunu düşünürsek, düşündüğümüz hakkında sessiz kalmamız daha olasıdır.

Suskunluk Sarmalı kuramı beş temel varsayıma dayanır:

  • 1. Sapkın bireyler, toplum tarafından dışlanmakla tehdit edilir.
  • 2. Bireyler sürekli olarak dışlanma korkusu duyarlar.
  • 3. Bu korku bireyin içinde bulunduğu fikir ortamını değerlendirmesine yol açar.
  • 4. Bu değerlendirme sonucunda fikrini ya açıklar ya da gizler.
  • 5. Bu dört varsayıma bir arada ele alındığında bunlar kamoyununu oluşmasında, sürdürülmesinde ve değişmesinde etkilidir.

Neden Susmayı Tercih Ederiz?

Hepimiz dönem dönem yalnız kalmayı istesek de aslında bu durumdan da aslında korkarız. Başkaları tarafından kabul edildiğimizi ve bize saygı duyulduğunu hissetmek isteriz. Bu nedenle de bir topluluk içindeyken diğer insanlara uyum göstermeyi tercih ederiz.

Çoğunluk görüşüne düşüncelerimiz uygun olmasa bile sırf bu nedenle görüşlerimizi ve davranışlarımızı değiştiririz. Sonucunda da izole olmaktan kaçınır, çoğunluğa benzemeye çalışırız.

Bu durumda zamanla bir kısırdöngü yaratır. Sonucunda bu biçimde düşünen insan sayısı arttıkça farklı görüşlerimizi ifade etmekten daha fazla kaçınmaya başlarız. Görüşlerimizin onay görmeyeceğini bilmek motivasyonumuzu kırar. Sonuçta da farklı fikirlere sahip insanların sayısı giderek azalır.

Suskunluk Sarmalı nedir
Sosyal bir varlık olarak çoğu insan doğası gereği, çevresinden dışlanmaktan korkar. Saygı görme ve popüler olma beklentisi içindedir. Dışlanma riskini önlemek, çevresi içinde popülaritesini ve saygınlığını korumak için, insanlar çevrelerini, yakından takip eder. Ne tür görüş ve tarzların yeni ve popüler olduğunu sürekli anlamaya çalışırlar. Kişiler topluma uygun bir şekilde kendilerini ifade etmeye ve davranmaya çalışırlar.

Bunun sonucu, algılanan çoğunluk görüşünün gerçekten çoğunluk görüşü haline gelmesi olur. Diğer bir deyişle çoğunluk görüşü aslında baskın bir fikir olmasa da korkularımız ve çekincelerimiz nedeniyle baskın hale geçebilir. ( Göz atmak isterseniz: Sürü Psikolojisi Nedir? İnsanlar Neden Başkalarını Taklit Edecek Biçimde Hareket Ederler?)

Medyanın Suskunluk Sarmalı İle İlgisi Nedir?

Suskunluk Sarmalı Kuramına göre kitle iletişim araçlarının kimi grupları susturabilmesi kimi gruplara konuşma cesareti verebilmesinde önemli bir rolü vardır. Kuram insanların azınlık duruma düştüklerinde fikirlerini, tercihlerini, beklentilerini ifade etmelerinde sessiz kalmak zorunda hissedişlerinin nedenlerini ve bunların kitle iletişimiyle ilgisini açıklamaya çalışır.

Günümüzde neredeyse bildiğimiz her şey medya aracılığıyla tükettiğimiz bilgilerden gelir. Medya bir yerde dünyayı gördüğümüz ‘pencere’ rolünü üstlenmiştir. Ancak bu pencere bize gördüğümüz karmaşık ve düzensiz resim hakkında nasıl hissetmemiz gerektiğini de öğretir.

Suskunluk Sarmalı bağlamında, kitle iletişim araçları bizi propaganda ile besleyerek algımızı ve dolayısıyla fikirlerimizi şekillendirir. Belirli görüş ve konuları ön plana çıkararak “dillendirme” bir diğer ifadeyle gündem kurma işlevini yerine getirir.

Suskunluk sarmalının oluşum sürecinde sadece kitle iletişim araçlarının değil aynı zamanda elbette çevrimiçi medya ortamlarının da önemli etkisi bulunmaktadır. Üstelik profesyonel gazetecilikte özellikle kurumsal ilkeler nedeniyle içeriklere uygulanan filtreleme ve oto-sansür gibi unsurlar sosyal medyada geçerli olmadığı için etkisi geleneksel medyadan daha baskındır.

Nerede olursak olalım ve ne yaparsak yapalım, Suskunluk Sarmalı bizi etkisi altına alabilir. Bu durumdan kaçınmak zor olsa da imkansız değildir. Andersen’in masalının sonunda olduğu gibi gibi bunun için sadece bir çocuğa ve belki de iki kelimeye ihtiyacımız vardır: “Kral Çıplak!”.


Kaynaklar ve İleri Okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir