Mühendislik ve Teknoloji

Percy Spencer ve Bir Tesadüf Eseri Mikrodalga Fırının Keşfi

Bilim insanları bazen zaten bilinen bir icadı farklı alanlarda kullanarak büyük başarılara imza atabiliyor.

Mikrodalga fırın kesinlikle çoğumuzun yemek pişirme biçimini değiştirdi. Tüm bunlar da Percy Spencer’in cebinde bir paket çikolata unutması sonucunda mümkün oldu.

mikrodalga-fırın

Yıllar boyunca mikrodalga pişirmeyle ilgili birçok efsane ortaya atıldı. Ancak zaman içinde bu efsanelerin hepsinin asılsız olduğu da anlaşıldı. Sanılanın aksine mikrodalga fırınlar yiyeceklerin besin değerlerini yok etmiyorlar. Mesela sebzeleri kaynatmak, onları mikrodalgada pişirmekten daha fazla besin kaybına neden olur. Bunun nedeni, suda çözünen besinlerin kaynatıldıklarında suya kolayca sızması, mikrodalgada çok az su kullanılmasıdır.

Mikrodalgada pişirilmiş yiyecekleri yemekten kanser de olmazsınız. Aslında, modern mikrodalga fırınlar için sızdırmazlık standartları o kadar katıdır ki, bir paket çikolatayı fırının kapağına bantlasanız bile erimeden duracaktır. Ancak elbette bir zamanlar durum çok daha farklıydı.

Percy Spencer ve Bir Tesadüf Eseri Mikrodalga Fırının Keşfi
Ambalajınızda mikrodalgaya dayanıklı sembolü varsa, mikrodalgada kullanmak güvenlidir

Mikrodalgalar bir tür elektromanyetik radyasyondur. Elektromanyetik dalgalar hayatımızın ayrılmaz bir parçasıdır. Sonucunda yeryüzündeki hayatın kaynağı Güneş, ihtiyacımız olan enerjiyi elektromanyetik dalgalar halinde gönderir. Vücudumuz D vitamini sentezi için düzenli olarak belli dalga boyundaki elektromanyetik ışımaya, yani ışığa muhtaçtır.

Gördüğünüz gibi temelinde bu dalgalar zararlı değil aksine faydalıdır. Yemeğinizi mikrodalga fırına koyduğunuzda, mikrodalgalar yemekteki su moleküllerinin çok hızlı bir şekilde titreşmesini veya sallanmasını sağlar. Yemek bu şekilde ısınır.

Percy Spencer Mikrodalga Fırını Nasıl Keşfetti?

Raytheon şirketinin bir yan kuruluşu olan Amana, ilk modellerine “Radarange” adını vermişti. İkinci Dünya Savaşı öncesinde geliştirilen teknoloji, radyo dalgalarının büyük nesnelerin yüzeylerinden yansıyabilmesi prensibine dayanıyordu.

Percy Spencer ve Bir Tesadüf Eseri Mikrodalga Fırının Keşfi
Percy Spencer (1894-1970) zorluklar içinde büyümüş ve bu nedenle formal eğitim hayatını çok erken yaşlarda sonlandırmak zorunda kalmıştı. Zamanla kablosuz iletişim ve radyo teknolojisi konularında da uzman olmayı başardı. Daha sonrasında da, askeri elektronik cihazlar üreten Raytheon şirketinde iş bulup, radar sistemleri üzerinde araştırmalar yapmaya başladı.

Radar teknolojisinin kalbinde, radyo dalgalarını üreten cihaz olan “magnetron ” bulunur. II. Dünya Savaşı sırasında, Amerikan ordusu radar ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli sayıda magnetron elde edemedi. Bu nedenle, Raytheon’da bir mühendis olan Percy Spencer, magnetron üretimini artırmakla görevlendirilecekti.

Kısa süre sonra magnetronuyeniden tasarladı. Bu, magnetronların seri üretimine olanak tanıdı. Bir gün, magnetronla çalışırken, Percy Spencer cebindeki bir şekerlemenin erimeye başladığını fark etti. Magnetrondan gelen radyo dalgalarının buna sebep olduğundan şüphelenerek bir yumurtayla deney yapmaya karar verdi.

Çiğ bir yumurta aldı ve radar ışınını ona doğrulttu. Yumurta hızlı ısınmadan dolayı patladı. Mısır taneleriyle yapılan bir başka deney, radyo dalgalarının hızla patlamış mısır yapabileceğini gösterdi. Bu, oldukça şanslı bir buluştu.

İlk Mikrodalga Fırın: RadaRange İsmini Taşıyordu

Percy Spencer ilk gerçek mikrodalga fırını, kapalı bir metal kutuya yüksek yoğunluklu bir elektromanyetik alan üreteci monte ederek yaptı. Fırın çok başarılı oldu ve firma 1945’te ilk ticari mikrodalga fırın için patent başvurusu yaptı.

Raytheon kısa süre sonra yemek pişirmede radar teknolojisinin kullanımı için bir patent başvurusunda bulundu ve Radarange doğdu. İki yıl sonra, Raytheon şirketi 1947 yılında ilk mikrodalga fırını üretti. Bu fırın yaklaşık 1,8 metre yüksekliğinde ve 340 kg ağırlığındaydı.

Zaman geçtikçe ve diğer şirketler de işe girdikçe, ticari markalı Radarange daha genel bir terminolojiye yol açtı. İnsanlar bunlara “mikrodalga fırınlar” veya hatta sadece “mikrodalgalar” demeye başladı. Mikro denmesinin nedeni de basitti.

Amana Radarange’ın 1976 tarihli reklamı.

Yemek pişirmek için kullanılan radyo dalgalarının dalga boyları nispeten kısadır. Telekomünikasyon için kullanılan radyo dalgaları bir futbol sahası kadar uzun olabilirken, fırınlar söz konusu olduğunda
dalga boyları santimetre ile ölçülür. Bu nedenle bu radyo dalgaları “mikro” (Latince küçük anlamına gelir) olarak kabul edildi.

Sonuç olarak

1999’da Percy Spencer mikrodalga fırını icat etmesiyle ölümsüzleştirildi. Thomas Edison ve Wright Kardeşler gibi diğer ünlü mucitleri onurlandıran Ulusal Mucitler Onur Listesi’ne girdi. Mikrodalgalar, pişirme hızlarına rağmen geleneksel fırınların yerini hiçbir zaman tamamen almadı. Yine de, hızlı tempolu Amerikan yaşam tarzı giderek daha fazla hazır gıdalara bağımlı hale geldikçe, mikrodalga fırınların tekdüze ve hızlı ısıtması, onları bu amaç için ideal hale getirdi.

Bu arada çikolata ve mikrodalga fırın arasında gerçekleşen bir hikayeye daha göz atmak isterseniz: Çikolata Kullanarak Mikrodalga Fırında Işık Hızını Ölçebiliriz


Kaynaklar ve İleri Okumalar:

  • Ruiz-Ojeda, Luis & Peñas, Francisco. (2013). Comparison study of conventional hot-water and microwave blanching on quality of green beans. Innovative Food Science & Emerging Technologies. 20. 10.1016/j.ifset.2013.09.009.
  • How the microwave was invented by a radar engineer who cooked a candy bar in his pocket. Yayınlanma tarihi: 3 temmuz 2015. Bağlantı: How the microwave was invented by a radar engineer who cooked a candy bar in his pocket/

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir