Sanat ve Edebiyat

Christina’nın Dünyası Bize Ne Anlatıyor?

Andrew Wyeth, 20. yüzyılın en etkili ve yetenekli sanatçılarından biri olarak kabul edilmektedir. Resimlerinde kişilere, gündelik hayata ve manzaraya odaklanma eğilimindedir. Ancak Christina’nın dünyası adını verdiği resimde bunlardan farklı bir şeyler daha vardır.

Christina’nın Dünyası

Amerikan resim sanatının ikonu haline gelmiş bu yapıtla ilk kez karşılaşan herkes, şu ya da bu nedenle ondan etkilenir. Peki, ama bu resimde insanları etkileyen nedir? Ön planda pembe giysisi içinde bir kız uzakta görünen evine doğru yönelmiş durumdadır.

Ama duruşunda bir tuhaflık vardır. Pozisyonundaki iğretiliği derhal fark ediyoruz. Issızlıkta tek başına ne yapmaktadır? Tarla neden önüne bir engel gibi dikilmektedir?

Christina’nın Dünyası Bize Ne Anlatıyor?
Tarladaki her bir ot çizilmiştir. Bu da aradaki uzaklığı daha da belirgin hale getirir. Bunca ayrıntıya rağmen yine de minimalisttir. Sembolizm ile realizmin bir bileşimi gibidir. Figürlerin düzeni (komposizyonu) da çarpıcıdır. Evlerin uzaklığı ve resmin kenara olan yakınlığı, Christina figürünün iğreti duruşu, renklerin azlığı, resmin iki boyutlu bir hava vermesi. Tablo adeta sihirli gibidir.

Resim, bu soruların yanıtını vermez, ama soruları sorduruyor. Kızın bir trajedinin içinde olduğunu düşündürüyor bazılarına. Öte yandan bir umudu, enerjisi var gibidir. Önüne çekilen seti ha aştı aşacak gibi bir hali vardır. Tek gördüğümüz zayıf kolları, otları kavramış boğumlu parmakları, siyah saçları ve o iğreti pozudur.

Christina’nın Dünyası, tablonun kompozisyonunu ve anlamını tam olarak anlamak için yaratıcısının hayatına ve hikayesine bakmamız gerekmektedir. Andrew Wyeth, “Christina’nın Dünyası”nı 1948’de çizdi. Onu bu resmi çizmeye iten dürtü babasının 3 yıl önce trajik bir trafik kazasında yaşamını yitirmesiydi.

Andrew Wyeth Ve Christina’nın Dünyası

Andrew Wyeth’in babası N. C.Wyeth (  Newell Convers Wyeth) başarılı bir ressam ve illüstratördü. Kendisi özellikle de Define Adası ve Robin Hood gibi kitaplara yaptığı illüstrasyonlarla tanınmıştı. Bütün çocuklarını sanata yönlendirmiş ve sonucunda aileden tam on dört önemli ressam çıkmıştı.

Bunlar arasında en tanınmışı Andrew Wyeth idi. Andrew, genç yaşlardan itibaren ortaya çıkan olağanüstü yeteneği ve bağımsız ruhuyla kendi yolunu buldu. Andrew’un yaptığı suluboyalar, henüz yirmi yaşındayken New York’ta bir galeride yer aldı ve başarılı oldu.

Ancak babasının ölümü Andrew üzerinde derin bir etki yaratmıştı. O andan sonra eserleri daha trajik, daha ciddi ve hüzünlü olmaya başladı. Kendi sözleriyle, babasının ölümü Andrew’a sanatını icra etmek için bir gerekçe sağlamıştı.

Christina’nın Dünyası Bize Ne Anlatıyor?
Andrew’in hayatındaki bir başka önemli karakter eşi Betsey James’di.Andew’in evliği ve kariyeri el ele yürümüştür. Çünkü Betsey, babasının yerini almıştır. Her zaman kocasını destekleyen ve sanatçı kişiliğinden ödün vermeden bildiği yolda yürümesini sağlayan da odur.

1939’da Wyeth, 22. yaş günü için eski bir sanatçı arkadaşıyla buluşmayı planladığı Maine’e gitmeye karar verdi. Arkadaşının evini ziyaret ederken, Wyeth’in sadece on ay sonra evlenmeye karar vereceği Betsy James ile tanıştı. daha sonra ikili, eski arkadaşlarını ziyaret etmeye devam ettiler. Orada Wyeth, gelecekteki komşuları ve yakın arkadaşları Alvaro Olson ve kız kardeşi Anna Christina Olson ile tanışacaktı.

Babasının ölümünden sonra, 1940’ta yaptığı “Kış” adlı bu resimde, Andrew, gölgesinden kaçan gencin kendisi olduğunu söylemiştir.

Andrew Wyeth kısa sürede Olson kardeşlerle son derece yakınlaştı, zamanının çoğunu onlarla geçirmeye başladı. Andrew Wyeth, hem Christina hem de Alvaro Olson ile çok yakın arkadaş kaldı, hatta eşi Betsy ile yanlarındaki bir eve taşındı. 1937’den 1960’lara kadar Olson’ın çiftliğinde yaklaşık 300 resim yaptı. Wyeth’in favori konusu Christina Olson’du.

Christina’nın Dünyası Bize Ne Anlatıyor?
Andrew Wyeth’in Olson evinin suluboya çalışması

Christina’nın Dünyası Neyi Anlatmaya Çalışıyor?

Christina, bir kas hastalığına sahipti ve hareket kabiliyetini gün geçtikçe yitiriyordu. O sıralarda belden aşağısı felç olmuştu. Bu nedenle sadece kollarının gücüyle hareket ediyordu. Resminin yapıldığı gün de odasını süslemek üzere topladığı çiçeklerle eve ulaşmaya çalışıyordu. Christina’nın yaşama kararlılığı, Wyeth’e Christina’nın Dünyasını yaratması için ilham verdi. 

Tabloya baktığımızda genç bir kız görüyoruz fakat Christina, bu tablo ortaya çıktığında 55 yaşındaydı. Ayrıca öyle bir poz, yaşlı birini rahatsız edeceğinden Wyeth’in eşi Betsy James modellik yapmıştı. Bu resimde Christina’ya ait olan tek şey elleri ve kollarıydı. Sonunda resmi bitirdiğinde büyük bir yorgunluk ve tükenmişlik duygusu kapladı içini. Resmi götürüp evin bir duvarına astı, hiç kimse dikkat bile etmedi ona…

Christina’nın Dünyası Bize Ne Anlatıyor?
Anna Christina’nın bir başka portresi

Resim hakkında hiç kimse yorum yapmadı. Hatta karısı resmi beğenmemişti bile. Andrew, aylar sonra çok fazla iki boyutlu bulduğu bu resmini diğer yapıtlarının arasına katarak New York’taki küçük bir galeriye gönderdi. Birkaç gün içinde New York sanat borsası bu resmin söylentileriyle çalkalanıyor. Herkes bu resmi görmeye geliyordu. İki hafta sonra resmi Ulusal Metropolitan Müzesi satın aldı.

Kısa zamanda Christina’nın Dünyası müzenin en çok ilgi gören yapıtı olmayı başardı. Resmin bugünkü değeri milyonları geçmektedir. İnsanlar bu resimde kendilerinden ne buluyorlarsa, onu çok sevdiler. Bu durum Christina’yı da şaşırtıyordu. Bir gün Andrew ona resmin sembolik anlamını açıkladığında Christina’nın yanıtı: “Bu insanların hepsi aptal,” demek olmuştu.

Christina’nın Dünyası Bize Ne Anlatıyor?
Alvaro ve Christina Olson ile Andrew Wyeth mutfakta yer alıyor.

Bu başarıyı elde ettiğinde Andrew sadece otuz bir yaşında, orta halli bir ressamdı. Bu başarıdan iki yıl sonra ciddi bir enfeksiyon geçirdi ve akciğerlerinden biri alındı. İyileşme sürecinde hasar gören omzunu bir süre hiç kullanamadı. 1960’tan 1970’e kadar sadece birkaç kilometre ötesinde yaşayan iki aileyi konu edinen resimler yapmaya başladı.

Andrew Wyeth’in Son Dönemi

Andew 1986’da herkese büyük bir sürpriz yaptı. On beş sene boyunca Helga adında bir kadının giyinik ve çıplak resimlerini yaptığı anlaşıldı. Andrew, bu resimleri herkesten, özellikle de karısından gizlemişti. Karısı resimleri gördüğünde beklendiği gibi aşırı bir tepki göstermedi.

Helga Resimleri, Alman model Helga Testorf’un 240’tan fazla resim ve çiziminden oluşan bir seridir ve Andrew Wyeth tarafından yapılmıştır.

Yetmiş yılın üzerindeki sanat kariyeri boyunca Andrew Wyeth hem çok sevildi hem de çok tartışıldı. Bir eseri bir Amerikan müzesi tarafından yaşayan bir sanatçıya ödenen en büyük miktar olan elli üç bin dolardan satın alındı.

Andrew her zaman kendini aşmaya çalıştı ve daima güç olanı tercih etti. Yapıtlarını çok zor bir teknik olan ve yağlıboyanın keşfinden önce Orta Çağ ressamları tarafından kullanılan tempera tekniği ile yapıyordu. Tempera, boya pigmentlerinin doğrudan yumurta sarısıyla karıştırılması ile elde edilen bir boyaydı. Bu tekniğin gece resimlerine uygun olmadığı kendisine söylendiğinde, ilk iş olarak bir gece resmi yapacak kadar da cüretkardı.

Andrew Newell Wyeth 1917- 2009

Kendisine yöneltilen bütün eleştiriler ve görmezden gelmelere karşın, yaşayan sanatçılar arasında en çok sevilen, takip edilen ve hayran olunanlardan biri olmayı başarmıştı. Bir gece uykusunda öldüğü güne kadar resim yapmaya ve kendini aşmaya devam etmiştir.

Andew Wyeth, kaderin bir cilvesi olarak Christina’nın Dünyası’nı yaptığı noktaya gömülmüştür. Ayrıca mezar taşında kendisiyle ilgili hiçbir tanımlayıcı sıfat bulunmaz.


İleri okumalar için:

Matematiksel

SİNAN İPEK

Yazar, çizer, düşünür, öğrenir ve öğretmeye çalışır. Temel ilgi alanı Bilimkurgu yazarlığıdır. Bunun dışında Matematik, bilim, teknoloji, Astronomi, Fizik, Suluboya Resim, sanat, Edebiyat gibi konulara ilgisi vardır. Ara sıra sentezlediklerini yazı halinde evrene yollar. ODTÜ Matematik Bölümü mezunudur ve aşağıdaki başarılarıyla gurur duyar:TBD Bilimkurgu Öykü yarışmasında iki kez birincilik, 2. Engelliler Öykü yarışmasında birincilik, Ya Sonra Öykü Yarışması'nda finalist, Mimarlık Öyküleri Yarışması'nda finalist, 44. Antalya Altın Portakal Belgesel Film Yarışmasında finalist. Ithaki yayınları Pangea serisinin 5. üyesi "Beyin Kırıcı" adlı bir romanı var. https://www.ilknokta.com/sinan-ipek/beyin-kirici.htm

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir