Pek çok kişiye “can sıkıntısı nedir?” diye sorarsanız alacağınız cevap “yapacak hiçbir şey olmaması” biçiminde olacaktır. Oysaki can sıkıntısı bundan çok daha farklı bir anlam taşır.
İnsanlar sıkılmaktan nefret eder. Ancak can sıkıntısına farklı şekillerde tepki veririz. Bazılarımız yeni bir hobi veya ilgi alanı bulmaya çalışırız. Bazılarımız da bunun yerine bir paket cips açıp yeni bir Netflix dizisine kendini kaptırırız.
Antik Roma filozofu Seneca bile can sıkıntısını mide bulantısına benzetmişti. Benzer şekilde, Fransızlar, muazzam bir memnuniyetsizlik ve hatta üzüntü durumunu belirtmek için ennui ifadesini icat ettiler. Ancak Martin Heidegger’in de dediği gibi “Can sıkıntısı bizi zaman ve varlık problemine götüren bir araç olarak, aynı zamanda bir fırsattır.” Bu durum geçici olarak rahatsız edici hislere yol açsa da birçok açıdan bize iyi gelecektir.
Can Sıkıntısı Neden Olur?
Can sıkıntısı geçici bir duygusal durumdur ve kişinin içinde bulunduğu durumun başka bir duygusal tepkiye neden olmaması durumunda ortaya çıkar. Bu üç biçimde olabilir. İlki ilgili duyguların azalması, örneğin yeni bir arabanın verdiği mutluluğun nötr hale gelmesidir.
İkincisi insanların içinde bulundukları durumdan hoşnut olmamasıdır. Örneğin ilginç hiçbir şeyin olmadığı büyük bir partide olmak kısa sürede can sıkıntısına neden olur. Son neden ise insanların hiçbir hedefinin olmamasıdır.
Can sıkıntısı, dünyayla anlamlı bir şekilde meşgul olmadığımızın bir işaretidir. Yaptığımız şeyi bırakmamızı ve daha iyisini yapmamızı veya başka bir şey yapmamızı söyler. Sıkılmış bir kişi hoş olmayan duygulara sahiptir, görevleri tamamlamada zorlanır ve dikkat sorunları yaşar. Yapabileceği şeyler vardır, ancak aktivitelere katılamaz (ya da katılmak istemez).
20. yüzyıl, psikolojinin bilimsel bir disiplin olarak ortaya çıkışına tanık oldu. Birçok duyguya dair anlayışımız yavaş yavaş artarken, can sıkıntısı şaşırtıcı bir şekilde arkada bırakıldı. Can sıkıntısı üzerine var olan az sayıdaki psikolojik çalışma oldukça spekülatifti ve çoğu zaman deneysel verileri dışlıyordu.
Ancak son birkaç on yılda can sıkıntısının imajı değişti. Daha iyi ölçüm araçlarının geliştirilmesi psikologların can sıkıntısını daha büyük bir doğrulukla incelemelerine olanak sağladı. Bazı çalışmalar kolayca sıkılanların depresif ve kaygılı olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu ve hayatı daha az anlamlı olarak algılama eğilimde olduklarını ortaya koyuyor.
Can Sıkıntısı Aslında Bir Sorun Değildir
Psikoloji can sıkıntısının çok daha parlak bir yanını da ortaya çıkardı. Araştırmacılar can sıkıntısının hayatta anlam arayışını teşvik ettiğini, keşfi ilerlettiğini ve yenilik arayışına ilham verdiğini buldu. Çalışmalar can sıkıntısının yalnızca yaygın bir duygu değil, aynı zamanda insanların şu anda yapmakta oldukları şeyleri daha ödüllendirici alternatifler lehine yeniden düşünmelerini sağlayan işlevsel bir duygu olduğunu gösteriyor.
Can sıkıntısının davranışlarımızı düzenlemeye yardımcı olur ve ödüllendirici olmayan durumlarda çok uzun süre sıkışıp kalmamızı engeller. Sıkıldığımızda, herhangi bir uyaran kaynağı ararız. En basit görevler bile bize bir amaç verir. Can sıkıntısı merakımızı tetikler ve yeni deneyimleri keşfetmemiz için bize motivasyon sağlar. Aslına bakarsanız, insanın tarih boyunca icat ettiği şeylerin pek çoğu, bir biçimde can sıkıntısını gidermek için olmuştur.
Sonuç Olarak
İnsanlar mutlu olmak ister. Ancak araştırmalar, tatmin edici ve üretken bir hayatın olumlu ve olumsuz duyguların bir karışımını içerdiğini bulmuştur. Olumsuz duygular, deneyimlenmesi kötü hissettirse bile, insanları motive eder. Bu da başarısızlığa, zorluklara, tehditlere ve keşfe hazırlayabilir. Hoş olsun ya da olmasın, duygularınız sizi daha iyi sonuçlara yönlendirmeye yardımcı olabilir.
Bundan sonra canımız sıkılıyor diye şikayet etmek yerine can sıkıntısının insan hayatına kapılar açabileceğini düşünerek bunun tadını çıkaralım. Belki de hiç ummadığımız bir zamanda hiç keşfedilmemiş bir şeyi bu şekilde keşfedebiliriz.
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Psychology: Why boredom is bad. And good for you; Yayınlanma tarihi: 24 Kasım 2014; Bağlantı: www.bbc.com
- Nett, U. E., Goetz, T., & Daniels, L. M. (2010). What to do when feeling bored? Students’ strategies for coping with boredom. Learning and Individual Differences, 20(6), 626–638. https://doi.org/10.1016/j.lindif.2010.09.004
- Tilburg, Wijnand & Igou, Eric & Maher, Paul & Lennon, Joseph. (2019). Various forms of existential distress are associated with aggressive tendencies. Personality and Individual Differences. 144. 111-119. 10.1016/j.paid.2019.02.032.
- Tilburg, Wijnand & Igou, Eric & Sedikides, Constantine. (2012). In Search of Meaningfulness: Nostalgia as an Antidote to Boredom. Emotion (Washington, D.C.). 10.1037/a0030442.
- van Hooft EAJ, van Hooff MLM. The state of boredom: Frustrating or depressing? Motiv Emot. 2018;42(6):931-946. doi: 10.1007/s11031-018-9710-6. Epub 2018 Jul 6. PMID: 30416228; PMCID: PMC6208645.
Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel