Tarih

Büyük ve Küçük Harf Ayrımı Hayatımıza Nasıl Girdi?

Hepimiz dilimizi doğru ve etkili bir biçimde kullanmak isteriz. Bunun için yazım ve noktalama kurallarına dikkat etmeye çalışırız. Örneğin, bir cümleyi nokta ile bitirdiğimizde, sonraki cümleye büyük harfle başlarız. Yazının devamında ise küçük harf kullanırız. Aynı şekilde, özel isimlerin ilk harfi büyük yazılır. Bu kurallar bize o kadar doğal gelir ki çoğu zaman neden böyle yapıldığı üzerine düşünmeyiz.

büyük küçük harf

Ancak geçmişe bakıldığında, büyük ve küçük harf ayrımının her zaman var olmadığını görmek mümkündür. Eski yazı sistemlerinde harfler arasında bu tür bir fark bulunmuyordu. Günümüzde bile Hint, Çin ve Japon alfabeleri gibi birçok Doğu ve Asya yazı sisteminde büyük ve küçük harf ayrımı yoktur. Bununla birlikte, Almancada özel adlar yalnızca ilk harfle değil, tüm harfleri büyük yazılmaktadır.

Bu durum, büyük ve küçük harf kullanımıyla ilgili öğrendiğimiz kuralların aslında evrensel olmadığını gösterir. Dünyanın pek çok yerinde bu kurallar geçerli değildir. Peki, İngilizce, Türkçe gibi dillerde neden büyük harf kurallarına uyuyoruz?

Büyük ve Küçük Harf
Görselde de gördüğünüz gibi bir çok dilde büyük, küçük harf ayrımı mevcut değildir.

İnsanlık Büyük Harfler İle Küçük harflerden Önce Tanıştı

İnsanlar yaklaşık 50.000 yıl önce konuşarak iletişim kurmaya başladılar. Ancak yazının ortaya çıkışı çok daha geç bir döneme denk geldi ve yaklaşık 5.000 yıl önce kullanılmaya başlandı. Mezopotamya, Mısır, Çin ve Mezoamerika’da yaşayan topluluklar, birbirlerinden bağımsız olarak kendi yazı sistemlerini geliştirdi.

İlk yazı sistemleri genellikle resimsel sembollerden oluşuyordu. Hiyeroglif olarak bilinen bu semboller, nesneleri veya kavramları temsil ediyordu. Çivi yazısı gibi sistemlerde ise yumuşak kile bastırılan işaretler kullanılıyordu. Ancak bu yöntemler, yazının öğrenilmesini zorlaştırıyor ve okur-yazarlığı sınırlı bir kesime hitap eden bir beceri haline getiriyordu.

Medeniyetler geliştikçe, insanlar dildeki kelimeleri daha az sayıda sembolle ifade etmenin mümkün olduğunu fark ettiler. Bu keşif, yazının daha pratik hale gelmesini sağladı. Yaklaşık 700 yıl sonra, Fenikeliler ilk fonetik alfabeyi geliştirerek yazıda yeni bir dönemin başlamasına öncülük etti.

Fenike alfabesi olarak bilinen Proto-Kenan alfabesi ilk alfabe olarak kabul edilmektedir. Arapça, Kiril alfabesi, Yunanca, İbranice, Latince ve muhtemelen Brahmik dahil olmak üzere en modern alfabelerin atasıdır. Hem Kuzey Sami hem de Fenike alfabesi – bugünkü İbranice ve Arapça gibi – sağdan sola yazılmıştır.

Fenike alfabesi, tamamı ünsüzlerden oluşan 22 harf içeriyordu. Bu sistem, Levant’tan İber Yarımadası’na, Kuzey Afrika’dan Güney Avrupa’ya kadar geniş bir bölgede kullanılmaya başlandı. O dönemde yazılar tamamen büyük harflerle yazılıyor, küçük harf kavramı henüz bulunmuyordu.

Büyük ve Küçük Harf
Kells Kitabı, yaklaşık 800 yılında yazılmış ve Orta Çağ’ın en önemli el yazmalarından biri olarak kabul edilen bir eserdir. Uncial yazı stili ile yazılmış olan bu kitapta, büyük ve küçük harf ayrımı bulunmamaktadır. O dönemde yazı sistemlerinde harf büyüklükleri arasında belirgin bir fark olmadığı gibi, harflerin şekli de günümüzdeki yazı tiplerinden oldukça farklıydı.r.

Küçük Harflerin Ortaya Çıkışı

Günümüzde kullandığımız küçük harfler, yazının evrimi içinde uzun bir süreç sonucunda ortaya çıkmıştır. Eski yazı sistemlerinde harflerin büyük ya da küçük olması gibi bir ayrım bulunmuyordu. Eski Mısır, Mezopotamya ve Antik Yunan yazıtları incelendiğinde, harflerin genellikle tek tip ve belirli bir büyüklükte yazıldığı görülmektedir.

Antik Roma döneminde kullanılan Roman majuscule yazı sistemi, harflerin tamamının büyük harflerle yazıldığı bir biçimdi. Roma İmparatorluğu boyunca taş, metal ve diğer sert yüzeylere oyulan yazılarda bu harfler kullanıldı. Ancak yazının daha hızlı yazılmasını gerektiren el yazmalarında zamanla farklı stiller gelişmeye başladı.

Roma’nın çöküşüyle birlikte, Orta Çağ’da el yazmaları daha yaygın hale geldi. Katipler, kopyalama işlerini kolaylaştırmak ve yazıyı daha akıcı hale getirmek için uncial adı verilen, daha yuvarlak hatlara sahip bir yazı stili geliştirdiler. Bu yazı, büyük harflerin daha yumuşak geçişlerle yazılmasına olanak sağladı ve el yazması metinlerde yaygınlaştı.

Uncial yazının gelişmesiyle birlikte yarı oncial adı verilen başka bir yazı biçimi de ortaya çıktı. Bu yazı stili, bazı harflerin alt kısımlarının uzatılması gibi değişiklikler içeriyordu. Bu dönemde bazı harfler, modern küçük harflerin ilk örnekleri olarak şekillenmeye başladı.

Asıl büyük değişim, Fransız Kralı Charlemagne döneminde gerçekleşti. Charlemagne, yönetimi sırasında okuryazarlığı teşvik etmek ve resmi belgeleri daha okunaklı hale getirmek için yazının daha düzenli bir biçimde kullanılmasını istedi. Onun döneminde çalışan katipler, daha kolay yazılabilen ve okuması daha rahat olan Carolingian minuscule adı verilen bir yazı stili geliştirdiler. Bu yazı biçimi, bugünkü küçük harflerin temelini oluşturdu.

Gutenberg’in icadı, tarihi kısa zamanda müthiş bir şekilde değiştirmiş olsa da, kitap basmak hala son derece zahmetli bir süreçti.

Buna rağmen, 1300’lü yıllara kadar Avrupa dillerinde büyük harf kullanımıyla ilgili belirli kurallar yoktu. Küçük harflerin yaygınlaşması ve büyük harflerle birlikte sistemli bir şekilde kullanılması Johannes Gutenberg’in 1439’da matbaayı icat etmesiyle hız kazandı. Matbaanın ortaya çıkışıyla yazı standartlaşmaya başladı ve büyük harflerin özel isimlerde ve cümle başlarında kullanılması gibi kurallar zamanla oturdu.

Büyük Ve Küçük Harfler İle İlgili Kurallar Hayatımıza Nasıl Girdi? 

Bir dizgicinin sıralama rafları, 1740

İlk matbaacılar, harfleri ve sembolleri düzenlemek için çok sayıda küçük bölmesi olan düz tepsiler kullanıyordu. Bu tepsiler, harflerin kolayca erişilebilmesi için raflarda saklanıyordu. Baskı sürecini hızlandırmak amacıyla geliştirdikleri sistemde, büyük harfleri üst raflara, daha küçük harfleri ise alt raflara yerleştiriyorlardı.

Bu depolama düzeni, zaman içinde büyük harfler için majuscule, küçük harfler için minuscule terimlerinin kullanılmasına yol açtı. Ancak bu terimler, ilk kez 18. yüzyılda yaygın hale geldi. Harflerin bu şekilde sınıflandırılması, okuma kolaylığı sağladığı için hızla benimsendi ve matbaanın gelişmesiyle birlikte yazılı dilin temel bir parçası haline geldi.

Büyük ve Küçük Harf

Aynı dönem, İngiliz dili için gramer kurallarının standartlaştırıldığı bir süreçti. Büyük ve küçük harf kullanımı, dilbilgisi kurallarıyla birleşerek bugünkü halini aldı. Zamanla bu kurallar, yalnızca İngilizce ile sınırlı kalmayıp pek çok farklı dilde kabul gördü. Türkiye’de Latin alfabesine geçişle birlikte büyük ve küçük harf kullanımı modern yazı sistemimize de dahil oldu. Günümüzde bu kurallar, yazılı iletişimin temel unsurlarından biri olarak kullanılmaya devam etmektedir.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir