Toplum ve Yaşam

Prenses Margaret Modern Burç Yorumlarına Nasıl İlham Verdi?

Astroloji ile astronominin birbirinden ayrımı bilimsel yöntemi anlamamız ile gerçekleşti. Her ne kadar günümüzde bir çok kişi hala karıştırsa da astroloji ve astronomi 17. yüzyılın sonlarına doğru ayrıldı. İlerleyen süreçte de batı dünyasında astroloji giderek gözden düşmeye başladı. Yazının detaylarına geçmeden önce bu yazımıza göz atmak isteyebilirsiniz: Neden Bir Çok Kişi Astroloji İle Astronomiyi Birbirine Karıştırıyor?

Ancak gazeteler burç yorumları çıkarmaya başladıktan sonra her şey değişecekti. Bu da 1930 yılında R.H. Naylor isimli bir astroloğun Kraliçe II. Elizabeth’in küçük kız kardeşi Prenses Margaret’in doğumunu değerlendiren köşe yazıları yazmaya başlamasıyla olacaktı.

Astroloji Ve Burç Yorumları Hayatımıza Bir Kere Daha Nasıl Girdi?

R. H. Naylor olarak bilinen Richard Harold Naylor, bir İngiliz astrologdu. 1930 yılında bir gazete kendisinden bir yazısında yeni doğan prensesin doğumunu değerlendirmesini isteyecekti. Kendisi prensesin büyüme çağında talihsiz olaylar yaşayacağını, aynı zamanda yedi yaşındayken kraliyet ailesi için önemli olayların meydan geleceğini yazısında öngörmüştü. Gerçekten de Margaret yedi yaşına basmadan önce amcası tahtı babasına bıraktı. Bu da ablasını yani Kraliçe Elizabeth’i tahtın varisi yapmıştı.

Kraliçe Elizabeth ve Prenses Margaret

Bu öngörüler doğru olunca dikkatler bir anda R. H. Naylor’a çevrildi. Makalenin başarısından sonra Naylor dünyada gerçekleşen olaylar hakkında yazılar yazmaya başladı. Çok geçmeden, bir hava gemisi kazasını da tahmin edecekti. Bu başarılı tahminlerin devamında da gazetede “Yıldızlarınız” adlı bir köşe ona ayrıldı.

İlk başta Naylor bu köşede doğum tarihine göre haftalık tahminler yapıyordu. O zamanlar astrolojik tahminler birinin doğum anındaki gök cisimlerinin konumlarına göre detaylı biçimde yapılıyordu. Yani kişiye özeldi. Ancak gazete sahipleri okuyucuların yılda bir kereden fazla etkileşimde bulunmasını sağlayacak bir yönteme karar verdiler. Bu köşede yazdıklarını gruplamak için de zodyak işaretlerinden faydalandılar. Böylece hayatımıza günlük burç yorumları dahil olmuş oldu.

Zodyak işaretleri

Kısa süre sonra bu fikir diğer gazeteler tarafından da kabul gördü. O günden sonra da hemen hemen her gazetede bir günlük burç köşesi yayınlanmaya başladı. Bu dönemde astrolojiye ivme kazandıran bir akım da kurucusu Carl Jung olan psikanalizdi. Jung’un kişilik arketipleri fikri kısa sürede popüler hale geldi. Fikirleri günümüzde de işe alım sürecinde karşımıza sıkça çıkan Myers-Briggs kişilik testine ilham verdi. 

İnsanlar Neden Burç Yorumlarını Okuyorlar?

İlerleyen süreçte özellikle 1970’lerden sonra büyük bir yükselişe geçen New Age akımı Türkiye dâhil bütün dünyaya hızla yayıldı. Linda Goodman olarak bilinen Mary Alice Kemery, New York Times’ın en çok satan listesine giren ilk astroloji kitabını yazdı. Kitap 15 dile çevrildi ve toplamda 30 milyon kopya sattı. Kitap insanlara güneş burçlarının hayatlarını gerçek anlamda değiştirebileceğini müjdeliyordu. Bilim insanları itiraz etse de burç yorumları bu sayede tahtını sağlamlaştıracaktı.

New Age hareketlerin özellikle günah ve ceza kavramını içermemesi, kişiyi düzenli ibadete zorlamaması, bilimsel terimlere atıf yapması, sevgi ve hoşgörü söylemini ön plana çıkarması sekülerleşen toplum ve bireylerde dinin alternatifi olarak tercih edilmesine ve hızlı bir şekilde yayılmasına neden oldu.

Bu noktada bir çok kişinin aklına neden sorusunun gelmesi olasıdır. Aslında nedeni oldukça basitti. Tüm bunlar hayatlarının kontrolünün elinde olmadığını hisseden insanlara tutunacakları bir seçenek sunuyordu. Bir dizi araştırma, insanların kişisel yaşamlarında sorunlar yaşadıklarında astrolojiye yönelme olasılıklarının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Ayrıca astroloji ile ilgili olanlar birbirleri ile de bağlantı içinde oldukları için zor zamanlarda sosyal destek kaynağı olan topluluklar da oluşturabiliyorlar.

Burçlardaki tanımlar genellikle jeneriktir. Sonucunda komşunuza veya kuzeninize de uyacaktır ve aslında bunu temelde hepimiz biliriz. Ancak kendimiz hakkında okuduğumuz olumlu şeylerden hemen kişisel anlamlar çıkartırız. Bu duruma psikolojide Barnum – Forer Etkisi denir.

Astroloji İle İlgili Bilimsel Bir Çalışma Var mı?

Aslında sahte bilim olarak kesin kabul edildiğinden beri bilim insanları astroloji ile ilgili araştırma yapmıyor. Yapılan çalışmalar daha çok bizim neden inanmaktan vazgeçemediğimizin etrafında dönüyor. Bu çalışmalardan en bilineni 1985’te fizikçi Shawn Carlson tarafından yapıldı.

In 1985, Shawn Carlson decided formula an experiment. Sorts to answers to both side of the arguments (science and astrology) Recruited both advisers from science and the astrology. Tested there fundamental thesis of natal astrology with experimental study. https://en.wikipedia.org/wiki/Shawn_Carlson. Scientist – Undergraduate. Fundamental thesis – what astrology was based.

Carlson bu çalışmada 28 astrologdan, 100 kişinin psikolojik profili ile yıldız haritalarını eşleştirmeleri istedi. Deneyden önce bu 100 kişiye standart bazı sorular sordu ve kişilik tarifleri oluşturuldu. Ayrıca bu kişilerden yıldız haritaları oluşturmak için gereken bilgiler de alındı. Sonuç elbette pek şaşırtıcı olmadı. Genel olarak, astrologlar üç kişiden birini doğru bir şekilde eşleştirdiler. Yani sonuçları neredeyse rastgeleydi.


Kaynaklar ve ileri okumalar:

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir