Su, dünyadaki yaşamın neredeyse tüm yönlerini etkileyen değerli bir kaynaktır. Ancak aynı zamanda sınırlıdır, dolayısıyla insanlar arzın talebi karşıladığından emin olmak için çeşitli yöntemler kullanırlar. Bu tür tekniklerden biri, yağmur veya kar oluşumunu teşvik etmek için atmosfere parçacıklar ekleyerek yapılan bulut tohumlamadır.
Bugün pek çok kuruluş vasıtasıyla, kışın kar yağışını artırmak amacıyla bulut tohumlamadan faydalanılıyor. Çünkü daha fazla kar örtüsü, yerel su kaynaklarını besleyen, mahsulleri sulayan ve hidroelektrik enerji üreten barajları besleyen daha fazla ilkbahar ve yaz akışı anlamına gelir. Aslında bulut tohumlama sisi dağıtmak, yazın kar yağışını arttırmak gibi amaçlarla günümüzde dünya çapında 50’den fazla ülkede gerçekleştiriliyor.
Yaklaşık 80 yıldır, bulut tohumlama adı verilen bir yaklaşım teorik olarak insanlara fırtınalardan daha fazla yağmur ve kar elde etme ve dolu fırtınalarının şiddetini azaltma yeteneği kazandırdı. Ancak bilim insanları yakın zamanda bu işlemin ne kadar etkili olduğunu anlamaya başladılar.
Bulut Tohumlama Nedir?
Bulut tohumlama 1940’lı yıllarda, Irving Langmuir ve Vincent Schafer adlarındaki iki bilim insanı tarafından geliştirildi. İkili, havacılıkta önemli bir risk unsuru olan, uçakların kanatlarındaki buzlanma sorununu çözmek için çalışmalar yapıyordu. Ancak iki bilim insanı buzlanmayı azaltma yerine, süreci teşvik etmeye yöneldi.
Langmuir ile Sehaefer meteoroloji alanında eğitim almamışlardı. Her ikisi de tutkulu birer dağcıydı. Süper soğumuş su damlacıklarıyla ilk kez, New Hampshire’deki Mount Washington’un zirvesinde karşılaşmışlardı. Zirvede, bulutların sıfır derecenin altındaki sıcaklıklarda bile sıvı su damlacıklarından oluştuğunu fark etmişlerdi. Süper soğumuş durumdaki damlacıklar ancak katı nesnelerle temas haline gelince buzlaşıyordu.
İkili konuya duydukları ilgiyle, laboratuvarlarına üstü açık bir buzdolabı yerleştirdiler ve yapay bir bulut yapmaya çalıştılar. Amaçları, buz kristalleri oluşturmaya yarayacak çekirdek bir malzeme bulmaktı. Bu sayede, aynı çekirdek malzemeyi gerçek bulutların içine bırakarak suyun kar ya da yağmur şeklinde düşmesini sağlayabileceklerini düşünmüşlerdi.
Schaefer bir gün dondurucuya bir kalıp kuru buz (donmuş CO2) koyarak havayı daha da soğutmaya karar verdi. Bir anda ortamdaki nem anında kristale dönüşmüş ve doğadakine benzer biçimde kar tanecikleri oluşmuştu. Langmuir ve Schaefer artık gerçek bir bulutun içine kuru buz atıldığında ne olacağını görmek istiyorlardı.
15 Kasım1946’da bir bulutun üzerinden uçarak bir buçuk kilo kadar toz kuru buzu uçaktan attılar. Beş dakika içinde bulutta kar taneleri oluştu ve bunlar bin metre kadar düştükten sonra buharlaştılar. Bu ilk deneme uçuşları çok büyük ilgi çekti. Bulutların davranışını değiştirme olanağı çok yakın görünüyordu. Yağmuru artırıp kuraklığı ortadan kaldırmak artık sadece zaman meselesiydi.
Hava durumunu kontrol etmek önemli bir başarıdır
Ancak kısa sürede Langmuir ile meteorologlar arasında bilimsel yayınlarda şiddetli tartışmalar başladı. Meteorologlara göre, bulutların davranışını kuru buzla değiştirmek mümkün olsa bile bu, ekonomik olarak uygulanabilir değildi. Langmuir ile Schaefer cesaretlerini kaybetmediler ve araştırmalarını Bernard Vonnegut’tun katkıları ile geliştirdiler.
İlerleyen süreçte, kristalleşmeyi tetikleyen başka malzemeler de denediler. Sonunda en büyük etkiyi yapısal olarak buz kristallerine benzeyen gümüş iyodürün gösterdiğini keşfettiler. Dondurucudaki süper soğumuş buluta gümüş iyodür kristallerinden oluşan bir duman püskürttüklerinde sonuç çok etkileyiciydi. Buzlanma anında gerçekleşmişti. Bulut buz kristallerine dönüşerek dondurucu bölmesinin tabanına kar olarak düşmüştü.
Üstelik bunun için çok az miktarda gümüş iyodür yeterli oluyordu. Öyle ki birkaç kilo gümüş iyodür, tüm ABD’ye yağmur yağdırmaya yetebilirdi. Bu arada çalıştıkları şirket olan General Electric şirketi de bulut tohumlanmaya ilgi duymaya başlamıştı. 1947 yılında, şirketteki araştırmaya kaynak sağlamayı ABD hükümeti üstlendi. Araştırma 1950’li yıllarda California, China Lake’teki Donanma Silah Merkezi’ne devredildi.
ABD istihbarat organları Sovyetler ‘in de havanın değiştirilmesi konusunda deneyler yaptığını rapor etmeye başlamıştı. Yani Soğuk Savaş döneminin iyi bilinen silahlanma yarışına paralel olarak bir hava durumu yarışı da vardı. Vietnam savaşının başlamasından iki yıl sonra 60’lı yıllarda, Amerikalılar savaş ortamında bulut tohumlamayı deneme fırsatını yakaladılar.
Daha sonra dağlık arazide 29 Eylül-27 Ekim 1966 tarihleri arasında bulut tohumlama deneyleri gerçekleştirildi. Yapılan 56 tohumlama uçuşunda bulutların yüzde 85’i olumlu tepki verdi. Operasyonel amaçla bulut tohumlaması 20 Mayıs1967 tarihinde başladı ve Laos, Kuzey Vietnam, Güney Vietnam ve Kamboçya’nın bazı bölgeleri altı yıl boyunca sürdü.
Bulut tohumlama işe yarıyor mu?
Vietnam savaşında bulut tohumlama kullanıldığına dair haberler basına yansıyınca kamuoyunun tepkisi büyük olacaktı. Sonucunda 18 Mayıs 1977 tarihinde ‘Çevreyi Değiştirme Yöntemlerinin Askeri ve Başka Düşmanca Amaçlar için Kullanımının Yasaklanması Sözleşmesi (ENMOD) Cenevre’de imzalandı. İmzacılar arasında ABD ve Sovyetler Birliği ile birlikte 40 ülke vardı. O tarihten itibaren de bulut tohumlama barışçıl amaçla araştırılmaya, geliştirilmeye ve kullanılmaya başladı.
Peki tüm bu çaba gerçekten işe yaradı mı? Sonradan yapılan çeşitli deneyler bu soruyu sorguladı. Sonucunda biliyoruz ki gümüş iyodür parçacıklarının serbest bırakılmasının buz kristali oluşumunu başlattığı ve bu kristallerin kara dönüştüğü doğrudur. Tohumlamadan etkilenen iç bölgelerde buz kristali konsantrasyonları yüzlerce kat artarak kar oluşumuna yol açar. Buna karşılık, sadece 1 kilometre uzakta, tohumlanmamış bulut bölgelerinde, bulut buzdan yoksundur.
Yıllar boyunca bulut tohumlama üzerinde çalışan bilim insanları, bulut fiziğinin neredeyse tüm yönleriyle ilgili önemli keşifler yaptı. Buna rağmen, 2003 yılında Ulusal Araştırma Konseyi şu sonuca varmıştır: “Hala kasıtlı hava değişikliği çabalarının etkinliğine dair ikna edici bir bilimsel kanıt yoktur.”
Dubai’deki Afetin nedeni bulut tohumlama mı?
Arap Yarımadası’nın bazı kısımları 16 Nisan Salı günü 24 saat içinde 18 ay boyunca alması gereken yağışı aldı. Daha sonrasında da bu sürece bulut tohumlamanın neden olduğuna dair bildiriler ortaya çıkmaya başladı. Bu işin arkasında birkaç yıldır bulut tohumlama projesi yürüten Reading Üniversitesi olduğu iddia edilmişti.
Peki tohumlama Fransa büyüklüğünde devasa bir fırtına sistemi oluşturabilir mi? Uzmanlar bu soruya hayır cevabını veriyor. Öncelikle o gün tohumlama uçuşları gerçekleşmemişti. Ayrıca 16 Nisan’da oluşan bulutlar deneyin hedefi değildi. Ancak bir çok sosyal medya kullanıcı bunun tersini iddia edecekti. Anlaşılan 2.400 gigaton karbonun (sanayi öncesi dönemden bu yana toplam emisyonlarımız) iklim üzerinde bir fark yaratabileceği gerçeğini kabullenmekte hala zorlanıyoruz. Bunun yerine komplo teorileri çok daha fazla ilgimizi çekiyor.
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Does cloud seeding work? Scientists watch ice crystals grow inside clouds to find out. Yayınlanma tarihi: 14 Mart 2018. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Does cloud seeding work? Scientists watch ice crystals grow inside clouds to find out,
- Gavin Pretor-Pinney. Bulut Gözlemcisinin Rehberi. ISBN. 9789754035285
- Battan, Louis J.. “weather modification”. Encyclopedia Britannica, 22 Mar. 2024, https://www.britannica.com/technology/weather-modification. Accessed 20 April 2024.
- Fleming, James. (2006). The Pathological History of Weather and Climate Modification: Three Cycles of Promise and Hype. Historical Studies in The Physical and Biological Sciences. 37. 3-25. 10.1525/hsps.2006.37.1.3.
- Don’t blame Dubai’s freak rain on cloud seeding – the storm was far too big to be human-made. Yayınlanma tarihi: 19 Nisan 2024. Kaynak site: Conversation. Bağlantı: Don’t blame Dubai’s freak rain on cloud seeding – the storm was far too big to be human-made
Matematiksel