Psikoloji

Bronz Madalya Sahipleri Neden Gümüş Madalya Kazananlardan Daha Mutlu Gözükür?

Olimpiyatlara hazırlanan bir atlet olduğunuzu düşünün. Hedefiniz elbette birinci olmak ve bir madalya kazanmaktır. Önünüzde kazanabileceğiniz üç madalya vardır. Bunlar sırasıyla altın, gümüş ve bronz madalyalardır.

Altın madalya, sporcunun alanında en yüksek mertebeye ulaştığının göstergesidir. Sonrasında da gümüş ve bronz gelir. Ancak eğer bir spor tutkunuysanız bir şey dikkatinizi çekmiştir. Gümüş madalya sıralama olarak bronz madalyadan daha önde olmasına rağmen, ödül töreni esnasında gümüş kazananlar bronz madalya kazananlardan daha az mutlu görünmektedirler.

Bronz Madalya Sahipleri Neden Gümüş Kazananlardan Daha Mutlu?
Olimpiyatın en ikonik unsuru altın, gümüş ve bronz madalyalarıdır.

Araştırmalar gerçekten de, gümüş madalya sahiplerinin bronz madalya sahiplerinden ortalama olarak daha kötü hissettiklerini göstermiştir. Psikoloji biliminde bu duruma karşı-olgusal düşünme denir. Ve bu fenomen sadece sporcuların başına gelmez. Sıradan insanlar içinde aynı durum zaman zaman geçerli olur. Bu da bize insanların nesnel başarılarını “olabilecekler” ile karşılaştırma eğilimini gösterir.

Bronz Madalya Ya Da Gümüş Madalya: Fark Nedir?

Aslında biraz düşündüğümüz zaman bunun nedenini anlamak kolaylaşır. Sonuçta ikinci olan kişi altın madalya alan kişiye yenilmiştir. Ancak üçüncü olan kişi sıralamaya giremeyen 4. sporcuyu yenmiş ve madalya kazanmıştır. Bu durum oyuncuların anlık tepkisel duygularını etkiler. Madalya sahibi olmakla madalya kazanmamak arasındaki fark, birincilik ve ikincilik arasındaki karşılaştırma için mevcut değildir.

Araştırmacılar başlıktaki soruyu bilimsel olarak ele almak için, İspanya’nın Barselona kentinde düzenlenen 1992 yaz Olimpiyatlarının video görüntülerini incelediler. Madalya törenlerini kaydettiler ve lisans öğrencilerine bu görüntüleri izlettirdiler. Ardından onlardan kazananların açıklanmasının hemen ardından yarışmacıların gösterdiği mutluluğu derecelendirmelerini istediler. İstatistiksel analizler savı kanıtladı. Benzer çalışmalarda da bu durum defalarca doğrulanacaktı.

Her Gülümseme Temelinde Aynı Değildir

Aşağıdaki görselde tüm sporcuların gülümsüyor olduğunu düşünebilirsiniz. Bununla birlikte, gülümseme türlerinin dikkatli bir analizi, gümüş madalya sahiplerinin sergilediği gülümsemelerin, altın ve bronz madalya sahiplerine göre daha az gerçek ve daha zorlama olduğunu göstermiştir. 

Bronz Madalya Sahipleri Neden Gümüş Kazananlardan Daha Mutlu?
2016 Rio Olimpiyat Oyunları tenis branşında, tek kadınlar ödül töreni, Soldan sağa Petra Kvitova (bronz), Monica Puig (altın) ve Angelique Kerber (gümüş), madalya kazanmıştı. Cornell Üniversitesi’nden Thomas Gilovich liderliğindeki psikologların, Barselona’daki 1992 Olimpiyat oyunlarında  madalya kazananların görüntülerini topladıklarında keşfettikleri gibi, etki yüzlerinin her tarafında yazılı
.

Özellikle, hem altın hem de bronz kazananların olumlu duygularla ilişkili olarak tanımlanan Duchenne gülümsemesi sergileme olasılıkları daha yüksekti. Tüm gülümsemeler, ağzın köşelerini kaldıran zygomatic ana kasların kasılmasını içerir.

Ancak bir Duchenne gülümsemesi esnasında ek olarak orbikularis oculi kası da kasılacaktır. Bunun sonucunda da göz çevresindeki, kaz ayakları dediğimiz bölgenin buruşmasına neden olur. Detaylar için: Her Gülümseme Aynı Değildir, Duchenne Gülümsemesi Gerçek Gülümsemedir

Pan-Amerikan Hava Yolları hosteslerinin her zaman yapay bir gülümsemeyle gezmelerinden dolayı Pan American gülümsemesi de denilen bu sahte gülüş, kişideki pozitif duygularla bağlantılı değildir. Tüm gülümsemeler, ağzın köşelerini kaldıran zygomatic ana kasların kasılmasını içerir. Ancak bir Duchenne gülümsemesi esnasında ek olarak orbikularis oculi kası da kasılacaktır. Bunun sonucunda da göz çevresindeki, kaz ayakları dediğimiz bölgenin buruşmasına neden olur.

Karşı Olgusal Düşünme Nedir?

Karşı olgusal düşünme, geçmişin nasıl olabileceğine veya şimdinin nasıl farklı olabileceğine odaklanır. Bu düşünceler genellikle kişinin amaçlarını ve arzularını engelleyen olumsuz olaylar tarafından ortaya çıkar. Karşı olgusal düşüncelerin duygular, inançlar ve davranışlar üzerinde çeşitli etkileri vardır. Sonrasında ortaya çıkan pişmanlık ise en yaygın duygudur.

Bazen bu tip düşünceler şimdinin nasıl farklı olabileceği etrafında döner. (“Bu sınava çalışmak yerine sinemada olabilirdim”). Bununla birlikte, daha sık olarak, geçmişte bir ayrıntı, eylem veya sonuç farklı olsaydı ne olabileceğine dair düşüncelere odaklanır. Diğer bir deyişe, gerçekte olanla olabilecek olanı karşılaştırırız. Bunun sonucunda olgusal gerçekliğe aykırı gerçekliklerde yaşarız. 

Örneğin, belirli bir yatırımdan beklenenden daha yüksek bir getiri elde ettiğinizi hayal edin. Ancak o esnada karşınıza çıkan ve sonucunda daha yüksek getiri sağlayan diğer yatırımı seçseydiniz, daha fazla kazanabilirdiniz. Bu durum sizi yine de hayal kırıklığına uğratacaktır. Sonucunda da “Keşke bunun yerine diğer yatırımı yapsaydım!” diye düşünmeniz olasıdır.

İnsanlar Ne zaman Karşı Olgusal Düşünmeye Daha Yatkındır?

Araştırmalarda dört faktör olduğu ortaya çıkmıştır. Bunlar; kolaylık, yakınlık, istisna ve kontrol edilebilirliktir. İlk olarak, geçmiş olayı yeniden yapılandırmak ve gerçekleşmemiş alternatif durumları hayal etmek kolay olduğunda karşı-olgusal düşünme daha olasıdır.

karşı olgusal düşünme
Memnuniyet ve mutluluk, nesnel başarılardan etkilense de kesinlikle özneldir. Bu, bir şeyi başardığınızda elde ettiğiniz mutluluğun bir şeyi başarmaktan ziyade beklentinizle ve  başkalarının göreceli başarılarıyla karşılaştırdığınız anlamına gelir . Örneğin, %8’lik bir zam beklemiyorsanız, işyerinde %5’lik bir zam, gününüzü güzelleştirir. Ancak bir meslektaşınızın %10’luk bir zam aldığını öğrenmeniz, mutsuzluğunuzu daha da artıracaktır.

İkincisi, gerçek sonucun alternatif bir sonuca yakın olduğu zamandır. Bu nedenle “ramak kalalar” güçlüdür. Üçüncü olarak, olumsuz sonuç beklenmeyen bir durumdan kaynaklanırsa, keşke demeye daha eğilimli oluruz. Örneğin bilmediğimiz bir rotaya sapıp kaza yaptığımız da keşke diğer yoldan gitseydim cümlesini kullanırız.

Son olarak, sonucun kontrol edilebilir bir olaydan kaynaklandığına inandığımızda karşı olgusal düşünce daha olasıdır. Diyelim ki bir işten sonra bir kişi iş arkadaşlarıyla içki içmiş ve dönüş yolunda devrilen bir ağaç yüzünden trafiğe yakalanmış olsun. Bu kişinin “Keşke bir içki içmeye gitmeseydim…” diye düşünmesi daha olasıdır.

Mutluluğumuzu Ne Belirler?

Memnuniyet ve mutluluk, nesnel başarılardan etkilense de aslında özneldir. Bir şeyi başardığınızdaki mutluluğunuzun derecesi başarıyı kendi beklentinizle ve başkalarının göreceli başarılarıyla nasıl karşılaştırdığınıza bağlıdır.

Bu nedenle, mutluluğumuz çoğu zaman, bir şeyi birçok kişiye karşı bir zafer olarak mı yoksa bir kişi için bir kayıp olarak mı gördüğümüze göre değişir. Bir kişinin mutluluk düzeyini belirleyen bir diğer unsur da ‘ne olmuş olabilir’ konusundaki düşünceleridir. Bu durumda bizi karşı olgusal düşünme konusuna götürür.

Neden Bronz Madalya Sahipleri Gümüş Kazananlardan Daha Mutlu Gözükür?
 Fotoğrafta kimin daha mutlu olduğunu açıkça görebilirsiniz.

Olimpiyatlara geri dönersek; sonuçta her sporun yalnızca bir kazananı vardır ve gümüş madalya sahibi en iyi olmaktan yalnızca bir adım uzaktır. Gıptayla bakılan altın madalyayı kişi neredeyse kazanmıştır. Öte yandan, üçüncü olan ve bronz madalyayı alan kişiler daha heyecanlı ve mutlu görünürler. Bu da karşı-olgusal düşünmenin bir sonucudur.

Ancak bu sefer başaramadıklarına odaklanmak yerine, başardıklarını kendilerine hatırlatırlar.  Bu nedenle, karşı-olgusal düşünceleri aşağı kayar ve en azından bronz kazandığı için kendini mutlu hisseder. Hayatınızda “keşke”lerden çok “iyi ki”lerin çoğalması dileğimizle.


Kaynaklar ve İleri okumalar:

  • Why Bronze Medalists Are Happier Than Silver Winners; yayınlanma tarihi: 9 Ağustos 2012; Bağlantı: https://blogs.scientificamerican.com/
  • Counterfactuals; Bağlantı: https://plato.stanford.edu/
  • Medvec VH, Madey SF, Gilovich T. When less is more: counterfactual thinking and satisfaction among Olympic medalists. J Pers Soc Psychol. 1995 Oct;69(4):603-10. doi: 10.1037//0022-3514.69.4.603. PMID: 7473022.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir