Antik Yunan’da amathia adında bir durumdan söz edilirdi. Tam çevrisi olası olmasa da bu durum Sophia’nın (bilgelik) karşıtı olarak düşünülürdü. Bilmek istememe, cahillikte ısrar etme gibisinden bir anlama sahipti. İlerleyen yıllarda ilahiyatçı Dietrich Bonhoeffer, benzer bir sorunu tanımlayacak ve aptallığın teorisini ileri sürecekti. Ancak Bonheofer “aptallık” derken entelektüel bir sorundan değil, insani bir sorundan bahsediyordu.
Çok bilinmese de 2. Dünya savaşı esnasında üç milyona yakın Alman, muhalif tutumları nedeni ile Gestapo tarafından soruşturulmuş, bunlardan bir milyona yakını düşünce suçlarından tutuklanmıştı. Bu kişilerden birisi de yaşanan vahşete karşı fikirlerini dile getirmekten çekinmeyen genç Dietrich Bonhoeffer idi.
Dietrich Bonhoeffer Kimdir?
Bonhoeffer 1927 yılında doktorasını tamamladıktan sonra İspanya, İngiltere ve ABD’ye gitti. Protestan teolojisi ile ilgili beğenilen kitaplar yazdı. 1931 yılında Almanya’ya dönünce resmen rahip oldu. 1933 yılında Berlin’de yaşıyordu. Bu sırada Protestan ve Katolik kiliseleri üzerinde baskı başlamıştı.
Baskılar sonucunda Alman Protestan Kilisesi, Protestan Reich Kilisesi adını almak zorunda kaldı. Ancak
Bonhoeffer bulunduğu “İtiraf Kilisesi” (Confessing Church) anti semitik propagandanın karşısındaydı. Sonunda Gestapo, Bonhoeffer’in kilisesini kapattı. Bonhoeffer savaş başlayınca önce ABD’ye gitti fakat sonrasında direnişe katılmak için tekrar Almanya’ya döndü.
O zamanlar Amerikalı ünlü din alimi Reinhold Niebuhr’a yazdığı bir mektupta, içinde bulunduğu duygu durumunu şu sözlerle anlatmıştı: “Şimdi halkımın yaşadığı güçlükleri onlarla paylaşmazsam sonra ideallerimiz paralelinde yeniden gerçekleşecek kuruluşa katılma hakkını kendimde bulamam”. Ancak ülkeye döner dönmez 5 Nisan 1943’te tutuklandı ve Berlin’de hapsedildi.
Hapishanede geçen süre zarfında Bonhoeffer, şairler ve düşünürlerden oluşan bir ülkesinin nasıl bir korkaklar, düzenbazlar ve suçlular kolektifine dönüştüğünü düşünmeye başladı. Sonunda, sorunun kökeninin kötülük değil, aptallık olduğu sonucuna vardı.
Hapishaneden yazdığı ünlü mektuplarında Bonhoeffer, aptallığın en tehlikeli düşman olduğunu kaleme alacaktı. Aptallığın teorisi aptallığın kötülükten daha tehlikeli olduğunu bize anımsatır. ( Bu yazıda aptallık ile cahilliği eş anlamlı düşünmeniz gereklidir.)
Bonhoeffer’ın Aptallık ( Cahillik) Teorisi Nedir?
Çizgi romanlarda ve aksiyon filmlerinde ya da gerçek hayatta kötünün kim olduğuna dair kafamızda bir şemamız vardır. Ancak bu insanlar ne kadar kötü olsalar da, bilindikleri için en büyük tehdit değillerdir. Sonucunda bilinen bir kötülük olduğunda, iyi insanlar ona karşı savaşmak için bir araya gelebilir. Dietrich Bonhoeffer’ın belirttiği gibi, “Kötülük kendi içinde her zaman yıkımının tohumunu taşır.”
Ancak Bonhoeffer’a göre aptallık tamamen farklı bir sorundur. Bonhoefer’in savunduğu gibi, bu insanların birdenbire zekalarını kaybetmeleri değildir. Ayrıca kötülük ile savaşmak mümkün olsa da aptallık ile savaşmak kolay değildir. Bunun temel nedeni insanların bu duruma karşı hoşgörülü yaklaşmasıdır.
Kötülük bir ahlaksızlık kabul edilse de aynı durum aptallık için geçerli olmaz. Sonucunda cahil olduğu için kimseyi azarlamayız ya da bir şeyleri bilmedikleri için insanlara kızmayız. Bu nedenle, aptal bir insanla uğraşırken kötü niyetli biriyle olduğundan daha dikkatli olunması gerekir. Aptallıktan nasıl kurtulacağımızı bilmek istiyorsak, onun doğasını anlamaya çalışmalıyız.
Entelektüel olarak dikkat çekecek derecede çevik ama aptal olan insanlar olduğu gibi, entelektüel olarak son derece sönük ama kesinlikle aptal ya da cahil diye tanımlayamayacağımız insanlar da vardır. Yani aptallık doğuştan gelen bir kusur değildir. Süreç içinde bazı insanlar aptal olmayı ya da cahil kalmayı tercih eder. İnsanlar ile ilgili bu sorun grup halindeki bireylerde daha çok rastlanır. Bu nedenle aptallık psikolojik olmaktan çok sosyolojik bir sorundur.
Aptallık Toplum Mühendisliği Sonucunda Oluşur
Burada iş başında olan süreç, zeka gibi belirli insani yetilerin birden bire ortadan kaybolması değildir. Bunun yerine, yükselen gücün ezici etkisi altında kalan bu insanların düşünme yetileri bir biçimde ellerinden alınmaya başlar. Onunla sohbet etmeye kalkarsanız onu bir kişi olarak değil, onu ele geçiren sloganlar ve benzeri şeyler bütünü olarak görürsünüz.
Bu nedenle düşünce sistematiği bozulmuş bu kişiler ile tartışmak yararsızdır. Çünkü söyledikleri argümanlar kendilerine ezberletildiği için fikir içermez. Sonucunda bu kişi her türlü kötülüğü de yapabilir. Ancak yaptığı şeyin temelinde bir kötülük olduğunun farkında varmayacaktır.
Bu kişilerin tek kurtuluşu içlerinden gelerek yani isteyerek özgürleşmeleridir. Ancak bu aptallığın üstesinden gelebilir. Ancak çoğu durumda öncelikle kişinin bağlarından kurtulması gerekecektir. O zamana kadar bu tarz düşünen bir kişiyi ikna etmeye yönelik tüm girişimlerden vazgeçmeliyiz.
Sonuç olarak
Dietrich Bonhoeffer’in “aptallığın teorisi” başlığı ile kaleme aldığı ve özetleyerek aktarmaya çalıştığımız bu düşünceleri elbette yaşadığı dönem için elbette tehlikeliydi. Nitekim kendisi, 9 Nisan 1945’te şafak vakti Adolf Hitler’e karşı bir komploya karıştığı için Flossenbürg toplama kampında, Birleşik Devletler askerlerinin kampı kurtarmasından sadece iki hafta önce asılarak idam edildi.
“Ahlaki bir toplumun nihai sınavı, çocuklarına nasıl bir dünya bıraktığıdır.” diye not düşecekti yazılarına. Tüm dünyada, gerçeğin çarpıtılmasıyla hipnotize edilmiş ve özgür düşünce yetilerini yitirmiş milyonlar, aptallaşmaya ve hayatlarımızı zindana çevirmeye devam ederken tek tesellimiz her şeye rağmen bu hayatlarda Bonhoeffer gibilerinin varlığıdır.
Yazının devamında göz atmak isterseniz: Carlo Cipolla’ya Göre Aptallığın Temel Yasaları Nelerdir?
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- Bonhoeffer’s “theory of stupidity”: We have more to fear from stupid people than evil ones. Kaynak site: Big Think. Yayınlanma tarihi: 26 Ocak 2023; Bağlantı: Bonhoeffer’s “theory of stupidity”: We have more to fear from stupid people than evil ones
- Bonhoeffer’s Theory of Stupidity. Yayınlanma tarihi: 19 Ekim 2021; Bağlantı: https://sproutsschools.com/
- Aguinis, Herman and Matthew A. Cronin. “It’s the Theory, Stupid.” Organizational Psychology Review (2022): n. pag.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel