Matematik Öğrenelim

Bir Çemberde Neden 360 Derece Bulunuyor?

Bir çemberde neden 360 derece olduğunun uzun ve karmaşık tarihini kısaca öğrenelim

Okulda çemberde 360 ​​derece olduğunu öğreniyoruz ama 360 sayısı nereden geldi? Neden 720 değil? Neden 240 değil de 360 derece?

Bir Çemberde Neden 360 Derece Bulunuyor?

Bu sorunun cevabını bulmak için matematiğin en eski kökenlerine, hatta matematik olarak adlandırılmadan önceki zamanlara gitmemiz gerekiyor. Eğer bu durumdan sorumlu olanları arıyorsanız, Eski Babillilere bakmalısınız. Büyük olasılıkla bir çemberi 360 eşit dereceye bölen ilk toplum onlardı ve bu uygulamanın yaklaşık MÖ 2400 yılında başladığı düşünülüyor.

Gerçek şu ki, binlerce yıl önce alınmış pek çok karar gibi, neden tam olarak 360 sayısının seçildiğini kesin olarak bilmiyoruz. Ancak bu, elimizde bazı teoriler olmadığı anlamına gelmiyor. Bu teoriler arasında matematiksel kolaylık, geometrik estetik ve astronomik tesadüfler gibi olasılıklar bulunuyor.

Bir Çemberde 360 Derece Olmasının Nedeni Astronomi İle de İlgilidir

Antik Babilliler için matematik gökyüzünü anlamanın bir yoluydu. Onlara göre her astronomik olayın bir anlamı vardı. Bilimsel devrim öncesinde, bu tür inanışlar insanların kaderi üzerinde kontrol sağlayabildiği tek yöntemdi. Bu yüzden doğru hesaplamalar yapmak büyük önem taşıyordu.

Gezegenlerin ve gök cisimlerinin hareketlerini doğru bir şekilde kaydetmek için sabit bir takvime ihtiyaç vardı. Ancak takvim oluşturmak oldukça zorlu bir işti. Ayın evreleri, tüm eski kültürlerde yaşamın ritmini belirleyen doğal bir döngü oluşturuyordu. Bu nedenle Mezopotamyalılar, ay takvimini benimsediler.

Bir Çemberde Neden 360 Derece Bulunuyor?
Kamerî takvim veya Ay takvimi, Dünya’nın Güneş çevresindeki hareketleri yerine Ay’ın tam devrelerini temel alan takvim

Babil gökbilimcileri, her gece gökyüzünü gözlemleyerek notlar alıyordu. Bu gözlem süreci, büyük keşiflere zemin hazırladı. Bunlardan en önemlilerinden biri, tutulmaları öngörmek için kullanılan Saros döngüsüydü. Bu döngüleri takip etmek için yalnızca bir ay takvimine ihtiyaç duyuyorlardı. Ancak sabit, aya dayalı olmayan bir takvime de ihtiyaç vardı.

Bu yüzden MÖ 3. binyılda idari amaçlarla kullanılan eski bir fikri benimsediler. Bir günü gün batımından gün batımına kadar 12 parçaya ayırdılar. Bu parçaların her birine beru adını verdiler. Bir beru’yu 30 daha küçük parçaya böldüler. Bu küçük zaman dilimlerine adını verdiler. Böylece, bir gün toplam 12 × 30 = 360 içeriyordu. Modern zamana göre her , yaklaşık 4 dakikaya denk geliyordu. Daha ince hesaplamalar için de her 60 daha küçük parçaya bölündü.

Babilliler yalnızca zamanı değil, gökyüzünü de benzer bir mantıkla böldüler. Gökyüzündeki ekliptiği (güneşin bir yıl boyunca izlediği yolu) 12 eşit parçaya ayırdılar. Her bölüme bir takımyıldız adı verdiler. Her bölümü daha küçük 30 parçaya böldüler, böylece 12 × 30 = 360 küçük bölüme ulaştılar. İşte bu bölümler “neden 360 derece” sorusunun olası temelini oluşturdu.

İznikli Hipparkhos Ve 360 Derecenin Doğuşu

Bu 12 büyük bölüm, her biri bir yıldız takımyıldızı ile etiketlenerek adlandırıldı. Yunanlılar, Babil astronomisini benimsediklerinde bu takımyıldızlarını korudular ancak onlara Yunanca isimler verdiler: İkizler (Gemini), Yengeç (Cancer) ve Aslan (Leo) gibi adlar, çoğunlukla Babil versiyonlarıyla aynı anlamları taşıyordu.

Anadolu’nun Nikea (İznik) kentinde, MÖ 190 yılında dünyaya gelen Hipparkhos, antik çağların en büyük astronomik gözlemcilerinden biridir. Kendisi coğrafya ve matematikte birçok ilerici adım atmıştır. Lise yıllarında öğrendiğimiz trigonometrinin bugün bildiğimiz halini almasında da katkısı büyüktür.

MÖ 2. yüzyılda, Rodoslu Yunan astronom Hipparkos, geometriyi Babil astronomisiyle birleştirmeye başladı. Açılar için bir ölçüm yöntemi gerekliydi ve Hipparkos, doğal olarak Babililerin ekliptiği 360 dereceye bölme sistemini benimsedi. Bu nedenle, açı kavramı Yunanlardan gelse de, 360 derecelik daire bölümü doğrudan Babil astronomisinden miras alınmıştır.

Sonuç olarak

360 sayısı, matematiksel olarak büyük bir avantaja sahiptir. En önemli özelliği, çok sayıda böleni olmasıdır. 360’ın toplam 24 böleni vardır: 1, 2, 3, 4, 5, 6, 8, 9, 10, 12, 15, 18, 20, 24, 30, 36, 40, 45, 60, 72, 90, 120, 180 ve 360.

Bu sayıların her biriyle çemberi eşit parçalara bölmek mümkündür ve kesirli sayılarla uğraşmaya gerek kalmaz. Daha küçük sayılarla karşılaştırıldığında bu fark daha net anlaşılır. 360 sayısının yüksek bölünebilirliği onu geometri ve astronomide ideal bir ölçü birimi haline getirmiştir.


Kaynaklar ve ileri okumalar:


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir