Bildiğiniz gibi günümüzde İngilizceye hakimseniz bir bilim insanı ile konuşabilir, araştırmaları inceleyebilir, pek çok farklı kitabı okuyabilirsiniz. Çünkü günümüzde tüm bilim dallarında kullanılmakta olan ortak bilim dili İngilizcedir. Ancak biyoloji ya da tıp ile ilgili okumalar yaptığınız zamanlarda da karşınıza Latince kelimeler çıkacaktır. Peki kimi bilimlerin dili neden hala Latince?
15. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar, bilim insanları çalışmalarını genellikle iki dilde gerçekleştirdiler: Konuşmada ana dillerini kullandılar ancak yazılı çalışmalarında Latince’yi tercih ettiler. Bilim dilinin Latince olmasının basit bir nedeni vardı. Latince ölü bir dildi. Hiçbir kimse veya millet onu resmi dil olarak kullanmıyordu. Günümüzde hala Latince kelimeler kullanmamızın nedeni budur. Kullandığımız sistem, on sekizinci yüzyılda İsveçli doğa bilimci Carl Linnaeus tarafından icat edilmiştir. Bu sistemde, canlılara iki Latince isim verilir: bir cins adı ve bir de tür adı.
Bir İngiliz meşe ağacı, Quercus robur’dur. Siğili kurbağa Bufo bufo’dur. ( Bufo Latince’de kurbağa demektir.) Evinizde bir Felis catus sahibi olabilirsiniz ki bu da “kedi” anlamına gelen iki kelimenin birleşimidir. Bizim cinsimiz Homo, türümüz ise sapiens’tir. Homo sapiens insan gibilerinden bir anlama sahiptir. Latince ile canlılığın isimlendirilmesinin ilişkisini merak ediyorsanız Carl Linnaeus ile tanışmalısınız.
Carl Linnaeus Kimdir?
Carl Nilsson Linnaeus 1707’de İsveç’in Smaland kentinde doğdu. Botaniğe ilgisi bir papaz olan ancak hobi olarak boş zamanlarında bahçıvanlık yapan babası sayesinde gelişti. 1727’de Lund Üniversitesi’ne girdi. Ancak bir yıl sonra Uppsala Üniversitesi’ne kaydolmaya karar verdi. Tıp eğitimi almak istiyordu ama onu en çok etkileyen, tıpta önemli rolü bulunan botanikti.
Ancak bir süre içinde botanik biliminde bazı sorunlar olduğunu fark edecekti. Bazı doğa bilimcileri bitkileri renklerine göre, bazıları büyüklüklerine göre, bazıları yaprak ve meyvelerine göre ayırıyordu. Linnaeus da sonunda kendi sistemini kurma fikrini benimsedi.
1730 dolaylarında ilk olarak Fransız botanikçi Sebastian Vaillant tarafından öne sürülen, bitki eşeyliliğine dayanan kendi botanik taksonomisinin temel özelliklerini oluşturmaya başladı. Sonunda bugün hala kullanımda olan devrimci bir sistem icat etti. Bu nedenle kendisi günümüzde organizmaları isimlendirme ve sınıflandırma bilimi olan “taksonominin babası” olarak kabul edilmektedir.
Linnaeus’un diğer tüm dilleri aşan ve bilimsel topluluğun sohbet edebileceği ve her birinin diğerinin ne hakkında konuştuğunu anlayabileceği ortak bir dil yaratmak istemişti. Linnaeus, çeşitli alternatifleri denedikten sonra sadece iki Latince kelimeden ibaret isimlendirme sistemini ortaya koydu.
Pek çok doğa bilimci Linnaeus’un sınıflandırma yöntemlerini ve taksonomi çalışması açıklamalarını on dokuzuncu yüzyılın ilerleyen yıllarına dek kullandı. Ama bu sınıflandırma her zaman doğal ilişkilere dayanmadığından ilerleyen süreçte orijinal sistemin değiştirilmiş halleri tercih edildi.
Taksonomi ve İkili Adlandırma Sistemi Nedir?
18. yüzyıldan önce, hayvanlar ve bitkiler için tutarlı bir adlandırma sistemi yoktu. Örneğin bir gül çeşidi farklı botanikçiler tarafından farklı biçimlerde adlandırılmaktaydı. Bu da bu gülü başka bir kişiye tarif ederken sorunlar yaşanmasına neden oluyordu. Pratik bir adlandırma sistemine duyulan ihtiyaç, Asya, Afrika ve Amerika’dan Avrupa’ya geri getirilen çok sayıda bitki ve hayvanla daha da artıyordu.
Sonunda Linnaeus, Systema Naturae isimli kitabını yayınladı. Çok sayıda bitki ve hayvan türünün her birine; biri cinsi, diğeri de türü belirtmek için iki Latince ad verdi. Latince, bitki ve hayvanların kısa bilimsel tanımlamalarını yapmak için sıkça kullanılagelmişti, ama bir sınıflandırma sisteminde ilk defa kullanılmaktaydı.
Kitabında tablolar halinde doğayı üç aleme bölüyordu: Mineral alemi (regnum lapideum), bitkiler alemi (regnum vegetabile) ve hayvanlar alemi (regnum animale). Linnaeus dört ayaklı hayvanların en üstüne insanı yerleştirdi ve ona kendi geliştirdiği terimle Homo Sapiens dedi. Cinsleri önce aileler, sonra daha geniş topluluklar halinde yeniden sınıflandıran bu sistem, geçerliliğini hala korumaktadır.
Bilim Dili İçin Neden Latince Tercih Edildi?
Bilim dili olarak neden Latince? sorusunun cevabı başta da dediğimiz gibi ölü bir dil olması ve kimse tarafından kullanılmamasıdır. Bu nedenle; zaman geçtikçe biçim veya yazım olarak değişmeyecektir. Latincede kullanılan ikili tanımlar dünyanın her yerinde aynıdır ve tek türü ifade eder. Bu nedenle karıştırılması mümkün değildir ve nettir.
18. yüzyıldan itibaren diğer dillerde de yayınlar yapılmaya başlandı. Ancak geleneksel tutum sergileyen kimi bilim insanları Latinceyi bilim dili olarak kullanamaya devam etti.
1742’de otuz beş yaşındayken Uppsala Üniversitesi’nde tıp ve botanik profesörü oldu. Yaşamının sonuna dek de bu görevde kaldı. Linnaeus çağdaşlarına o zaman için bilinen bitki ve hayvanları tanımlama yolları sundu. Böylece yazıştığı kişilerin ve öğrencilerinin daha fazla örnek toplaması ve keşif yapmasını tetiklemiş oldu. 1747’de İsveç’te saray doktorluğuna getirildi ve on beş yıl sonra da soyluluk unvanıyla onurlandırıldı. 10 Ocak 1778’de yaşamını kaybetti.
Kaynaklar ve İleri okumalar:
- Why is Latin the primary language for scientific names?; bağlantı: https://www.quora.com/
- Postler TS, Rubino L, Adriaenssens EM, Dutilh BE, Harrach B, Junglen S, Kropinski AM, Krupovic M, Wada J, Crane A, Kuhn JH, Mushegian A, Rūmnieks J, Sabanadzovic S, Simmonds P, Varsani A, Zerbini FM, Callanan J, Draper LA, Hill C, Stockdale SR. Guidance for creating individual and batch latinized binomial virus species names. J Gen Virol. 2022 Dec;103(12):001800. doi: 10.1099/jgv.0.001800. PMID: 36748479; PMCID: PMC10228378.
- Carolus Linnaeus; bağlantı: https://www.thoughtco.com/about-carolus-linnaeus-1224834
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel