Tarih

Alan Sokal Uydurma Makaleyle Bilim Dünyasını Nasıl Karıştırdı?

Akademik çalışmalar genel bir okuyucu kitlesi tarafından okunmak ve anlaşılmak için yazılmamıştır. Tıptan hukuka kadar her sektörün kendine özgü sözcükleri ve terminolojisiyle tamamlanan kendine özgü bir dili vardır. Bu nedenle akademik yazılarda da sıklıkla bu yazım dili kullanılmaktadır. Ancak bazen kullanılan dil o alandaki uzman kişilerin bile anlamasını zorlayacak biçimde olur. Alan Sokal ilginç bir deneyle bunu kanıtlamıştır.

Alan-Sokal-ve-Deneyi
Alan Sokal, bir fizikçi ve bilim tarihçisidir. Aynı zamanda postmodernizm eleştirileriyle de bilinmektedir 1955 yılında ABD’de doğan Sokal, Princeton Üniversitesi’nde fizik eğitimi aldıktan sonra Harvard Üniversitesi’nde doktorasını tamamlamıştır. Fizik alanında uzmanlaşan Sokal, teorik fizik konularında çalışmıştır.

Pek çok akademisyen iyi bir yazının karmaşık bir yazı olması gerektiği (ya da tam tersi) düşünür. Ne kadar karmaşık ve anlaşılmaz yazarsan o kadar orijinal bir şeyden bahsediyormuşsun gibi durur. Bu teori yaklaşık yirmi yıl önce fizik profesörü Alan Sokal’nin bir dergiye kasıtlı olarak anlaşılmaz bir makale göndermesiyle teste tabi tutulmuştu.

Alan Sokal Olayı Nedir?

Bilimsel bir dergi olan Social Text 1996 Bahar / Yaz sayısını “Bilim Savaşları” adını verdikleri konuya ayırmışlardı. Dergisinin editörlerinin önüne “Sınırları Aşmak: Kuantum Yerçekimi’nin Dönüştürücü Hermenötiğine Doğru” ( Transgressing the Boundaries: Towards a Transformative Hermeneutics of Quantum Gravity) isimli yeni bir makale geldi. New York Üniversitesi’nden Alan Sokal tarafından kalem alınan bu makale yaklaşık 13 sayfaydı. Ayrıca etkileyici sayıda dipnotlar ve dokuz sayfa başvuru kaynağı içeriyordu.

Alan Sokal Uydurma Bir Makaleyle Bilim Dünyasını Nasıl Karıştırdı?
Social Text, radikal siyaseti ve tartışmalı görüşleri benimsemesiyle bilinirdi. Konu edilen makale; Social Text, No. 46/47, Spring – Summer, 1996

.Sokal, makalesinde kuantum yerçekimi ve fiziksel gerçekliğin sosyal ve dilsel kavramlar olduğunu savunuyordu. Makale kuantum yerçekiminin bir doğa kanunu değil; insanların kültürel olarak ürettikleri bir şey olduğunu söylüyordu. Bulanık mantıktan kuantum mekaniğine kadar oldukça geniş bir çerçeveyi kapsayan bu makaleyi derginin hakemleri değerlendirdi.

Hakemlerden biri makalenin kendisine pek bir şey ifade etmediğini söyledi. Ancak diğerleri, Sokal’ın kariyerini, ismini, prestijini düşünerek makalenin yayınlanmasının dergi için iyi olacağını düşündü. Saçma sapan bir makale prestijli bir dergi tarafından yayımlanmaya uygun görülünce de işler karışacaktı.

Bunun nedeni Social Text’in basıldığı gün, Alan Sokal’ın bir sürpriz yapmasıydı. Lingua Franca’da isimli bir dergide makalesinin aslında bir parodi olarak tasarlandığını açıklayan bir yazı yayınladı. Social Text dergisinde yayımlanan makalesinin bilimsel olarak yalan-yanlış bilgilerle ve saçmalıklarla dolu olduğunu söyledi. Ardından da böyle bir makale yazmasının gerekçelerini açıkladı.

Alan Sokal Uydurma Bir Makaleyle Bilim Dünyasını Nasıl Karıştırdı?

Bu ilginç deneyin sonunda hızını alamayan Sokal, daha sonra Fransız fizikçi Jean Bricmont ile bir araya gelerek bir de kitap yazdı. İlk önce Entelektüel Dolandırıcılıklar (Fr. Impostures intellectuelles) gibi bir başlıkla Fransızca çıkan, daha sonra da ufak değişikliklerle İngilizceye uyarlanan Son Moda Saçmalar (İng. Fashionable Nonsense), karmaşık metinlerini matematik ve fizikten aldıkları kavram ve formüllerle daha da anlaşılmaz yapmak isteyen postmodern yazarların aslında ne yaptıklarını hiç de bilmediklerini ortaya koymayı amaçlamaktaydı.

Alan Sokal Uydurma Makale Deneyini Neden Yapmıştı?

Sokal, “Kültürel çalışmalar konusunda lider konumdaki bir dergi, bilimsel olarak anlamsız ve saçma sapan bilgilerin serpiştirildiği ancak iyi hazırlanmış görüntüsü verilen bir makaleyi yayımlar mı?” sorusunun cevabını aramıştı. Alan Sokal; bu makaleyi, herhangi bir uzman fizikçi veya matematikçi (hatta lisans mezunu bir öğrenci bile) incelemiş olsa onun bir parodi olduğunun farkına varabileceğini dile getirmişti.

The New York Times — 18 Mayıs 1996

Kuantum fiziği gibi spesifik bir konuda yazılan bir makaleyi bu alanda bilgi sahibi olan hiçbir kimseye danışma gereği hissetmeden, sadece kendi savundukları görüşe uygun göründüğü için, yayımlayabildikleri sonucuna ulaştığını ifade ederek dergi editörlerini suçluyordu.

Bu skandal, akademik dergi ve çevrelerin yanı sıra New York Times, International Herald Tribune ve Le Monde başta olmak üzere dünyanın sayılı gazetelerinin manşetlerinde de yer aldı. Tarihe de adını Alan Sokal Olayı olarak yazdırdı.

Alan Sokal Olayının Ardından

Benzer sahtekarlıklar yıllar boyunca tekrarlandı. Aynı zamanda Stanford Üniversitesi’nden sosyolog Robb Willer’in yaptığı bir deneyin temelini oluşturdu. 2009’da Robb Willer öğrencilerinden Sokal’ın makalesini okuyup değerlendirmelerini istedi. Makalenin yazarının yüksek statülü bir entelektüel olduğuna inanan öğrencilerin, makaleyi kalite ve anlaşılırlık açısından daha iyi puanladığını buldu. Yani isim ve itibar kurmaca bir makalenin bile kıymeti artıyordu.

James A. Lindsay, Peter Boghossian ve Helen Pluckrose üçlüsü; kültürel çalışmalar, cinsellik ve toplumsal cinsiyet gibi avangart’ alanlarda en prestijli dergilere 20 makale göndermişlerdi.

2017’de bir online dergi editörü olan Helen Pluckrose, matematikçi James Lindsay ve felsefeci Peter Boghossian, toplumsal cinsiyet, feminizm, cinsellik, şişmanlık, sosyoloji ve benzeri alanlarda saçmalıklarla dolu 20 kurmaca makale yazıp akademik dergilere yolladılar. “The Grievance Studies affair”, olarak bilinen bu çalışmalarını aslında 2019’a kadar sürmeyi planlıyorlardı.

Ancak bir gazetecinin durumdan şüphelenmesi sonucunda Ekim 2018’de aldatmacayı itiraf ettiler. Foyaları ortaya çıkana kadar 20 makaleden dördü yayınlandı. Üçü kabul edildi ancak henüz yayınlanmamıştı. Altısı reddedildi ve yedisi hala inceleme aşamasındaydı. Yayımlanan makalelerden biri özel bir takdir kazanmıştı. Yapmaya çalıştıkları Sokal’ın tek makaleyle yaptığının genişletilmiş bir versiyonuydu.

Sonuç olarak;

Kasıtlı olarak karmaşık olma talebi akademik yaşamın dokusuna işlemiştir. Ancak karmaşıklığın zeka ile karıştırılmaması gerekir. Bize göre, daha basit bir şekilde yazmak mutlaka kaliteden ödün vermek anlamına gelmez. Ancak Şubat 2013’te yayınlanan UTS Kütüphane Akademik Yazma Kılavuzu, akademik yazım için gerekli şeyleri listeler.

Kılavuza göre akademik yazımın bilgilendirici olması ve makalelerin “karmaşık bir gramer, kelime bilgisi ve yapılar kullanılarak yazılması” gereklidir. Finalde akademisyenlere şu tavsiyeyi verir: “İki kısa cümle yerine daha karmaşık cümle yapılarını kullanın.” Bu da Alan Sokal olayından sonra aradan geçen neredeyse 30 yılda fazla da bir şey değişmediğini göstermektedir.


Kaynaklar ve ileri okumalar


Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Deniz Kartal

Uludağ Üniversitesi Elektronik Mühendisliği Mezunu, Uzun yıllar IT sektöründe çalıştı, GSM sektöründe teknoloji danışmanlığı, ulusal gazetelerde teknik yöneticilik yaptı. Dunyalilar.org kurucu editörlerinden biridir. Seyahat etmeyi, araştırmayı, yazmayı ve okumayı sever.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir