Weizmann Bilim Enstitüsü ve Cambridge Üniversitesi’ndeki bilim insanları, oldukça çarpıcı bir gelişmeye imza attı. Sperm ve yumurta kullanmadan yapay bir embriyo ürettiler. Ürettikleri yapay embriyoyu yapay bir rahim gibi davranan besinle dolu dönen cam şişelerde büyüttüler. Yaklaşık 8 gün sonra normal bir embriyoda olduğu gibi baş, daha sonra omurga sütunu haline gelecek olan merkezi eksen ve ilkel bir kalp oluştuğunu gözlemlediler.
Okuduklarınızdan biraz ürkmüş olabilirsiniz. Zaten şu an için hiç kimse bu gelişmenin biyolojik, etik ve yasal anlamda ne olduğundan pek emin değil. Ancak bu araştırma son derece yararlı olabilir. Çünkü gelişimsel süreçleri daha ayrıntılı ve kolay bir şekilde anlamamızı sağlayacaktır. Hatta cerrahi transplantasyonlar için doku ve minyatür organ üretmemizi sağlayabilir.
Yakın zamana kadar embriyo modelleri gerçek embriyolara kabataslak benziyordu. Fakat son yıllarda yapılan çalışmalarda gördük ki, yapay embriyolar gerçeklerine son derece benzeyebiliyor. Öyle ki şu an için varsayımsal olsa da bilim insanları, bu yapay embriyoların bir gün bir bebeğe dönüşme potansiyeline sahip olması için bir engel olmadığını söylüyor. Ancak yapay embriyo meselesi son derece derin felsefi ve etik tartışmalara da kapı aralıyor.
Yapay bir embriyodan bir bebek yaratılmasının önünde yasal, ahlaki ve etik engeller vardır. Fakat etik kaygıların da ötesinde bu konu, neyin insan ya da embriyo olarak tanımlanacağı konusunda da sorunlar ortaya çıkarmaktadır.
Peki Bilim İnsanları Neden Yapay Embriyolar Üretiyor?
Spermle yumurtanın kaynaşmasıyla önce zigotun sonraysa embriyonun oluştuğunu hepimiz biliyoruz. Yine de embriyo gelişimiyle ilgili bilmediğimiz çok fazla detay var. Çünkü döllenmenin olduğu ilk hafta zigot durmadan bölünür. Kısa bir zaman sonraysa insan biçimli ufacık bir canlı meydana gelir. Genellikle anne ilk haftada hamile olduğunun farkında bile değildir. Ve düşük yapma olayının en sık görüldüğü dönem de burasıdır. Bu nedenle bu evre embriyonik gelişimin kara kutusudur desek sanıyorum yanlış olmaz.
O yüzden bilim insanları laboratuvarda insan embriyosu modelleri üretmeye çalıştı. Daha önce de bilim insanları çeşitli yöntemlerle yapay embriyolar üretmişti. Fakat aralarında gerçek embriyoya en benzeyeni son çalışmadaki embriyolar oldu.
Bilim insanları girişte de bahsettiğimiz nedenlerden ötürü şu an bile deneysel çalışmalarında sıkıntı yaşıyor. Yapay embriyolardan önce bilim insanları kürtaj veya düşük sonrası elde edilen embriyolarla çalışabiliyordu. Daha yakın bir zamandaysa bazı ülkeler bilim insanlarının doğurganlık kliniklerine bağışlanan embriyolarla çalışmasına izin verdi. Bilim insanları amaçlarının bir canlı yaratmak değil hayat kurtarmak olduğunu söylese de hala çoğu ülkede bu tarz çalışmaların yapılmasına izin yok.
Ancak yapay embriyolar, embriyonik gelişimin kara kutusunu anlamamızı sağlayabilir. Gerçek bir embriyoda bunu yapmaksa mümkün değildir. Örneğin yapay embriyolar sayesinde düşüklerin önlendiği yeni tedaviler geliştirilebilir.
Embriyo Tanımımızı Değiştirmemiz Gerekiyor
Bugüne kadar embriyoyu tanımlarken hep sperm ve yumurtadan yola çıktık. Sperm ve yumurtanın döllenmesiyle oluşan zigot çeşitli aşamalardan geçerek embriyoyu oluşturuyordu bu tanımda. Ancak teknolojinin ilerlemesiyle birçok şeyin tanımının (hatırlayın, ölümün tanımını bile tartıştığımızdan bahsetmiştik) belirsizleşmesi gibi embriyo tanımı da belirsizleşmeye başladı. Bu nedenle bilim insanları embriyoyu yeniden tanımlamamız gerektiğini düşünüyor.
Elbette yeni bir tanım yapmaya çalışmak çok zor. Çünkü gelecek 10 yılda yapay embriyo çalışmalarının nereye gideceğini bilmiyoruz. Bu yüzden bilim insanları tanım yapılırken “devrilme noktalarının” tanımlanmasının önemli olduğunu söylüyor. Örneğin bir test, laboratuvar ortamında üretilmiş bir embriyonun fetüs olup olamayacağını değerlendirebilir. Ya da başka bir test, yapay embriyoların anneye implante edildiğinde gelişip gelişemeyeceğini değerlendirebilir.
Konu Hakkındaki Etik Tartışmalar
Yapay insan embriyosunu üreten bilim insanları üretilen bu embriyoların gerçek olmadığını unutmamamız gerektiğini vurguluyor. Çünkü şu an için o embriyoların gerçek bir fetüse dönüşmek için oldukça fazla eksiği var. Mesela yapay fare embriyosunu dişi fareye implante etsek o embriyo gelişmez.
Etik tartışmaların alevlendiği kısım da işte tam burasıdır. Bilim insanları şimdi olmasa bile gelecekte yapay embriyolardan bir canlı oluşabileceğini düşünüyorlar. Eğer yapay embriyo gerçek embriyoya yeterince benzerse, yapay embriyonun da 14. günden sonra insan sayılması gerektiğini savunan bilim insanları var. Bu nedenle de oluşma şeklinin nasıl olduğuna bakılmaksızın canlının hak sahibi olması gerektiğini savunuyorlar.
Peki yapay bir embriyonun gerçeğine olan benzerliğini neye göre saptayacağız? Bilim insanları yapay embriyonun ilerde yeni bir insan yavrusu üretebilme olasılığı varsa onu gerçek embriyo sayabileceğimizi söylüyor. Peki ya bu olasılığın olup olmadığını nereden bileceğiz? Şu an için görünen en kesin yol bu yapay embriyonun bir insana implante edilmesidir. Yani, yapay embriyodan oluşacak olan varlığın etik statüsünü belirlemek için etik dışı davranmamız gerekiyor.
Yazının devamında göz atmak isterseniz: İnsan En Erken Kaç Yaşını Hatırlar? Anne Karnındaki Süreci de Hatırlayabilir miyiz?
Kaynaklar ve İleri Okumalar
- Scientists make artificial human embryos without sperm or egg ; Bağlantı: Scientists make artificial human embryos without sperm or egg (zmescience.com) ; Yayınlanma tarihi: 7 Eylül 2023
- Should we rethink our legal definition of a human embryo? ; Bağlantı: Should we rethink our legal definition of a human embryo? | Live Science ; Yayınlanma tarihi: 20 Eylül 2023
- ‘Embryo Models’ Challenge Legal, Ethical and Biological Concepts ; Bağlantı: ‘Embryo Models’ Challenge Legal, Ethical and Biological Concepts | Quanta Magazine ; Yayınlanma tarihi: 13 Haziran 2023
- Bernardo Oldak et al. Complete human day 14 post-implantation embryo models from naïve ES cells ; Bağalntı: Complete human day 14 post-implantation embryo models from naïve ES cells | Nature ; doi: https://doi.org/10.1038/s41586-023-06604-5
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel