20. yüzyılın en etkili matematikçilerinden, mantıkçılarından ve filozoflarından biri olan Bertrand Russell’i bir çoğumuz modern dönemin en ünlü ve etkili mantıksal paradokslarından birine adını vermesi ile yani Russell paradoksu ile tanırız. Oysa ki kendisi hakkında bilmemiz gerekenler bundan çok daha fazlasıdır.
Bertrand Russell filozof, matematikçi ve mantıkçı olmasına rağmen, halk arasında toplumsal reformla ilgili tartışmalı inançları ve siyasi aktivizmiyle tanınmaktadır. Russell, Birinci Dünya Savaşı’nda faal bir barış yanlısıydı ve birçok kınama gösterisine katıldı. Bu da onun öncelikle Trinity College’dan kovulmasına ve en sonunda da hapse atılmasına da yol açtı. Ancak hapis cezası bile Russell’ın ruhunu ya da fikirlerinin akışını engelleyemezdi.
Birinci Dünya Savaşı sırasında hapsedildiği sırada Matematiksel Felsefeye Giriş ( Introduction to Mathematical Philosophy) isimli kitabını tamamladı ve hatta bu fırsat için kendisine teşekkür etmek amacıyla müdüre bir kopyasını bile gönderdi.
Russell, Stalin’in totaliter rejimine, ABD’nin Vietnam Savaşı’na katılmasına ve nükleer silahlanmaya karşı da açıkça eleştirel bir tutum takındı. İnsan haklarını ve düşünce özgürlüğünü savunduğu yazıları dolayısıyla 1950’de Nobel Edebiyat Ödülü Bertrand Russell’a verildi.
Kısaca Bertrand Russell Kimdir?
Çok sayıda filozofun “soylu” olarak doğduğu söylenebilir. Ancak Russell bu etiketi çoğundan daha fazla hak eder. Soylu ve liberal bir İngiliz ailesinden gelir. Vaftiz babası John Stuart Mill’dir. Büyükbabası ise varlıklı bir toprak sahibi olan ve iki kez Başbakanlık yapmış Lord John Russell’dır.
Ancak Russell talihsiz, mutsuz bir çocukluk yaşamıştı. İki yaşındayken annesi ve kız kardeşini, dört yaşındayken de babasını kaybetmişti. Yetim kalan Russell, büyükannesi ve halaları tarafından ev eğitimi ile büyütülecekti. İlerleyen süreçte de kendini matematiğe kaptıracaktı. Onu asıl büyüleyen matematiği doğru kılan şeyin ne olduğuydu. 2 + 2 = 4 neden doğrudur? Doğru olduğunu biliyoruz. Ama neden doğrudur? Bu soru, onun hızla felsefeye yönelmesine yol açtı.
1890 yılında Cambridge, Trinity College’a girdi, matematik ile felsefe eğitimi aldı. Zamanla dil konusundaki ustalığı onun diğer düşünürlerin çalışmalarına erişmesine olanak sağladı. Bu da onu, etkisi memleketi olan İngiltere’nin sınırlarının ötesine taşacak bir filozofluk kariyerine hazırladı.
Bir filozof olarak gerçek aşkı, felsefe ile matematiğin sınırında duran mantıktı. Matematik ve mantığın küme teorisi isimli alt dalına hayrandı. Küme teorisi,tüm akıl yürütmelerimizin yapısını açıklamanın bir yolunu vaat ediyor görünüyordu ancak Russell, bu fikrin özünde bir sorun olduğunu fark edecekti. Bunun nedenini de kendi adıyla anılan ünlü paradoksta gösterdi.
Analitik felsefenin kuruluşunda ve gelişimindi büyük katkısı bulunan Bertrand Russell sonunda Alfred North Whitehead ile birlikte Principia Mathematica adlı başyapıtını kaleme aldı. Whitehead ile Russell, bu dev eserde tüm aritmetiksel kavramların saf mantıksal kavramlarla tanımlanabileceğini göstermeye çalıştılar.
Özgür Düşünce İçin Mini Manifesto
Eğitimden, kadın haklarına değin çeşitli alanlarda kalem oynatmış olan Russell’ın yapıtlarının ortak yanı, özlü ve açık üslubudur. Genel öğüdü şudur: “Kısa sözün elverdiği yerde uzun söze kaçmayın.” Kısaca böyle bir öz geçmişe sahip olan Bertrand Russell özgür düşünce için on maddelik mini manifestosu da yayınladı.
Bu yazı ilk olarak The New York Times Magazine’in 16 Aralık 1951 tarihli sayısında, “Fanatizme en iyi cevap: Liberalizm” makalesinin sonunda yer aldı. “Bir öğretmen olarak duyurmak isteyeceğim On düşünce” diyerek düşüncelerini şu biçimde sıraladı.
- 1. Hiçbir şeyden hiçbir zaman emin olmayın.
- 2. Ortada olan gerçekleri gizleyerek bir yere varacağınızı sanmayın, hakikat er ya da geç ortaya çıkacaktır.
- 3. Başarılı olmak için asla düşünmenin önüne geçmeye çalışmayın.
- 4. Farklı fikirler karşısında, bu fikirler en yakınınızdan geliyor bile olsa, bu fikirlere karşı otorite kurmaya değil argümanlar üretmeye çalışın. Çünkü otorite kurarak kazanılan zaferler aldatıcı ve geçicidir.
- 5. Başkalarının kurmaya çalıştığı otoriteleri hoş görmeyin, çünkü her zaman farklı otorite odakları var olacaktır.
- 6. Zararlı olduğunu düşündüğünüz fikirleri güç yoluyla bastırmayı düşünmeyin, bunu fikirler zaten sizin yerinize yapacaktır.
- 7. Sıra dışı fikirlerden korkmayın, bugün genel kabul görmüş birçok fikir vaktiyle sıra dışı görülüyordu.
- 8. Pasif tartışmalar yerine entelektüel düşüncenin hazzına varmaya çalışın, düşünceye değer verdiğinizde, düşüncelerle tartıştığınızda daha kolay ve daha iyi anlaşılırsınız.
- 9. Doğrular sizin yararınıza olmasa dahi, her zaman dürüst olmaya azami ölçüde dikkat edin, hakikatin üstünü örtmek size daha fazla zarar verir.
- 10. Sahte bir cennette yaşayanların mutluluğuna gıpta etmeyin. Bunun gerçek mutluluk olduğuna sadece aptallar inanır.
Russell’e göre göre bize kötü huylar veren eğitim idi. Bu durumda karşıt erdemleri verecek olan da gene eğitim olmalıydı. Onun düşüncesine göre yukarıda okuduğunuz öneriler çağdaş bir eğitimin ön koşullarıdır.
Bertrand Russell’ın 2959 Yılındaki İnsanlara Mesajı
Bertrand Russell 1959’da BBC’nin Face-to-Face programına katılacaktı. Kendisine sorulan bir soru “Bundan 1000 yıl sonra yaşayan bir kuşağa, yaşadığınız hayat ve dünya hakkında ne söylerdiniz? Öğrendiğiniz dersler nelerdir?” biçimindeydi. Cevabı kısa ama öz oldu. Aşağıda verdiği cevabı okuyabilirsiniz.
“Biri entelektüel ve biri de ahlaki olmak üzere iki şey söylemek isterim. Onlara söylemek istediğim entelektüel şey şu. Herhangi bir konu üzerinde çalıştığınızda ya da felsefe ile ilgilendiğinizde, kendinize yalnızca gerçeklerin ve bu gerçeklerin ortaya koyduğu hakikatin ne olduğunu sorun. İnanmayı dilediğiniz ya da ona inanılmış olursa faydalı toplumsal etkileri olacağını düşündüğünüz şeyler tarafından yönlendirilmenize asla izin vermeyin. Sadece ve sadece gerçeklerin ne olduğuna bakın. Söylemeyi istediğim entelektüel şey budur.
Onlara söylemek istediğim ahlaki şey ise çok basit. Şunu söylemeliyim: Sevgi bilgeliktir, nefret aptallıktır. Giderek birbiriyle daha yakından bağlantılanan bu dünyada, birbirimizi hoş görmeyi öğrenmek zorundayız. Bazı insanların bizim hoşumuza gitmeyen şeyler söylediği gerçeğine tahammül etmeyi öğrenmek zorundayız.
Yalnızca bu şekilde birlikte yaşayabiliriz. Birlikte ölmek yerine birlikte yaşayacaksak yardımlaşma ve hoşgörüyü öğrenmeliyiz. Yardımlaşma ve hoşgörü bu gezegen üzerindeki insan yaşamının devamı için kesinlikle hayati bir önem taşıyor.”
Kaynaklar ve ileri okumalar:
- A Liberal Decalogue: Bertrand Russell’s Ten Commandments of Critical Thinking and Democratic Decency; https://www.brainpickings.org/
- Bertrand Russell’s Message to People Living in the Year 2959. “Love is Wise, Hatred is Foolish”; Yayınlanma tarihi: 11 Şubat 2015; Bağlantı: https://www.openculture.com/
- Dunne, Luke. “Bertrand Russell’s Paradox Explained” TheCollector.com, December 22, 2022, https://www.thecollector.com/bertrand-russell-paradox-explained/.
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel