Londra’daki Greenwich, Başlangıç Meridyenine ev sahipliği yapmaktadır. Ancak dünyaca ünlü Kraliyet Gözlemevi’ni ziyaret etmek, sizin bir yarıküreden diğerine geçmenizi sağlamaz. Bunun nedeni, gerçek sıfır meridyeninin artık 1884’te ilk kurulduğu yerden 102,5 metre uzakta olmasıdır. Bunun nedeni için de teknolojiyi suçlamalısınız.
Günümüzde modern teknolojik araçlar sayesinde fazla kullanmak zorunda kalmasak da haritalar bir zamanlar medeniyetlerin en değerli varlıkları arasındaydı. Ancak doğal olarak bir zamanlar haritalarda standart bir başlangıç meridyeni yoktu.
Harita yapma yeterliliğine sahip olan her medeniyet başlangıç meridyeni olarak kendi başkentini kabul etmişti. Yani bir zamanlar başlangıç meridyeninin konumu oldukça keyfi ve teorik olarak herhangi bir yer olabilirdi. Örneğin Osmanlı imparatorluğu için başlangıç meridyeni Ayasofya’dan geçiyordu.
Sömürgecilik 1800’ler boyunca devam etti. Bu nedenle haritalara duyulan ihtiyaç bitmedi. İngiltere ise, sömürgecilik hareketinde, Hindistan, Kanada, Avustralya ve Güney Afrika’nın kontrolünü ele alması nedeniyle zirvedeki isimdi. Çoğu İngiliz denizcinin haritaları Londra şehrine odaklanmış durumdaydı. Ancak yabancı ülkelerle iş yaparken karışıklıklar ortaya çıkıyordu.
Aynı biçimde dünyada saat konusunda bir birliktelik yoktu. Her medeniyet kendi milli rasathanesinin hesaplamalarına göre ya da rasathanesi yoksa güneş gözlemlerine göre bir saat düzenlemesine sahipti. Bu durumda kolayca tahmin edeceğimiz gibi zaman içinde bir karmaşa çıkmasına neden olacaktı. Özellikle Kanada ve ABD gibi, çok uzun demiryolu hatları barındıran ülkelerde standart bir zamanın olmaması daha büyük sorundu.
Uluslararası Meridyen Konferansı
Sonunda İskoç asıllı bir mühendis olan Sir Sandford Fleming, 1876’da İrlanda’da basılı bir tarifedeki bir yanlışlık nedeniyle bir treni kaçırdı. Devamında da ve bir şeyleri düzeltmeye karar verdi. Fleming, dünyanın gezegen boyunca kabaca 15 derecelik aralıklarla yerleştirilmiş 24 zaman dilimine bölündüğü bir sistem tasarladı.
Peki başlangıç meridyeni neresi olacaktı? Bu sorunun cevabını vermek için, 13 Ekim 1884’te, dünyanın büyük bölümünü oluşturan 25 ülkeden 41 delege, ‘Uluslararası Meridyen Konferansı’ için Washington DC’de bir araya geldi. Burada Evrensel Başlangıç Meridyeni konusu ve zaman dilimlerinin senkronizasyonuyla ilgili sorunlar tartışıldı. Bu sıralarda, dünya deniz ticaretinin yüzde 72’si, Britanya İmparatorluğu’nun elindeydi. Gemiler ise Greenwich Kraliyet Gözlemevini saat olarak baz almaktaydı.
Fransa Greenwich’in başlangıç meridyeni olmasını desteklemedi. Azor Adaları ve Bering Boğazı da dahil olmak üzere birkaç yer önerilecekti. Ancak hiçbiri konferanstaki diğer katılımcılar tarafından kabul edilmedi. Sonucunda karar, 25 ülkeden 22’sinin kabul etmesiyle hayata geçti. Karara karşı çıkan tek ülke Dominik Cumhuriyeti oldu, Fransa ve Brezilya ise çekimser kaldı. Fransızların oy kullanmaktan kaçınmasının ana nedenlerinden biri, Başlangıç Meridyeninin tarafsız bir konuma getirilmesi gerektiğine inanmalarıydı.
Başlangıç meridyeni olarak Greenwich’in seçilmesinin bilimsel hiçbir sebebi yoktu. Bu seçim daha çok ekonomik nedenler ile ilişkili idi. Türkiye ise Cumhuriyetin ilanından sonra 1926 yılında, Greenwich saat düzenini kabul etti. Greenwich’e göre 30’ncu derecede bulunan meridyeni de Türkiye’nin ulusal saati olarak ilan etti.
Greenwich Başlangıç Meridyeni Zaman İçinde Yer Değiştirdi
Günümüzde hala başlangıç meridyeni olarak Greenwich’i kullanıyoruz. Birçok uydu sistemi düzgün çalışması için bu evrensel sistemi referans olarak alıyor. Ancak Londra’daki Greenwich Kraliyet Gözlemevi ziyaret eden turistler, uydu navigasyon alıcıları sıfır boylamı göstermesi için yaklaşık 102 m doğuya doğru yürümek zorundadır. Bunun nedeni Greenwich başlangıç meridyeninin zaman içinde yer değiştirmesidir. Bu hata Dünyanın mükemmel bir küre olmadığı gerçeğinden kaynaklanıyor.
Çizginin Greenwich Gözlemevi’nden geçerken yerleştirileceği kesin açıyı belirlemek için kullanılan hesaplama yöntemi ve aletler zaman içinde gelişme gösterdi. O dönemde hesaplamalar gece gökyüzünde referans noktaları olarak kullanılan bazı parlak yıldızların konumları temel alınarak yapılmıştı.
Tam dikey yönü bulmak için Gözlemevi’nin astronomları ilk önce tam yatay yönü bulmak zorundaydı. Bunun için yaptıkları hesaplamalar esnasında Dünya’nın yerçekimi kuvvetinin tekdüze olduğunu varsaydılar. Ancak Dünya tam olarak yuvarlak olmadığı için yerel yerçekimi kuvvetleri bölgelere göre değişecektir. Ancak o dönemde bu bilinmediği için başlangıç meridyeni çizgisi küçük bir hata ile biraz eğik olarak hesaplanacaktı.
Başlangıç Meridyenindeki Bu Hatanın Sonuçları Nelerdir?
Başlangıç Meridyeninin konumunun aslında oldukça keyfi olduğunu ve teorik olarak herhangi bir yere yerleştirilebileceğini hatırlayalım. Bugün tüm önemli bilimsel ölçümler Greenwich başlangıç meridyeninin orijinal konumu yerine GPS kullanılarak yapıldığından, hatanın etkisi minimum düzeydedir.
Sonucunda yeni lokasyon daha doğru ve gelecekte kullanılacak olan çizgidir. Ancak bilim insanlarının geçmiş yüzyıllarda sınırlı araçlarla yaptıkları çığır açıcı çalışmaları da unutmamak gerekir. İki hattın birbirinden sadece 100m uzakta olması da aslında hünerlerinin kanıtıdır. Yazının devamında göz atmak isterseniz: Bilime Göre Dünyanın En Yüksek Dağı Everest Değil Chimborazo’dır
Kaynaklar ve ileri okumalar
- Malys, S., Seago, J.H., Pavlis, N.K. et al. Why the Greenwich meridian moved. J Geod 89, 1263–1272 (2015). https://doi.org/10.1007/s00190-015-0844-y
- Here’s why the Greenwich Prime Meridian is actually in the wrong place. Yayınlanma tarihi: 20 Ağustos 2015; Bağlantı: https://theconversation.com/
- Why is Great Britain the Centre of All Maps? Yayınlanma tarihi: 13 Temmuz 2022; Bağlantı: https://historyofyesterday.com/
Size Bir Mesajımız Var!
Matematiksel, 2015 yılından beri yayında olan ve Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak veya Patreon üzerinden ufak bir bağış yaparak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.
Matematiksel