Toplum ve Yaşam

Başarılı Çocuklar Nasıl Yetiştirilir? Bilime Kulak Verelim

Başarının sırrı nedir? Başarılı olmak için ne gerekiyor? Başarılı çocuklar nasıl yetiştirebiliriz? Aslında hepimiz bunu öğrenmek istiyoruz.

başarılı çocuk yetiştirmek
Başarılı çocuklar yetiştirmenin sırrı, onları bir yarış atı gibi bir kurstan diğerine koşturmaktan maalesef geçmez. Bu bizim başarı ve mutluluk algımızdadır.

Toplumumuz yeteneğe tapıyor ve birçok insan üstün zekaya veya yeteneğe sahip olmanın başarının bir reçetesi olduğunu varsayıyor. Ancak aslında 35 yılı aşkın süredir devam eden bilimsel araştırmalar, zekaya veya yeteneğe aşırı vurgu yapmanın insanları başarısızlığa karşı savunmasız, zorluklardan korkan ve eksikliklerini gidermek istemeyen kişiler haline getirdiğini gösteriyor.

Başarılı çocuklar yetiştirmek istiyorsak hatırlamamız gereken bazı şeyler var! Detaylara geçmeden önce bir örnek verelim. Caner ilkokulda çok başarılı bir öğrenci idi. Ödevlerini günü gününe yapar ve öğretmenleri tarafından çok sevilirdi. Bazı arkadaşlarının neden zorlandığını anlamaya çalıştığı süreçte ailesi ona özel yetenekli olduğunu söylemişti.

Ancak yedinci sınıfta Caner aniden okula olan ilgisini kaybetti. Ödev yapmayı veya sınavlara çalışmayı reddetti. Sonuç olarak notları düştü. Ailesi, oğullarının çok zeki olduğunu ve isterse başaracağını söylese de sonuç değişmedi. Caner artık okul için yaptığı çalışmaların sıkıcı ve gereksiz olduğunu düşünüyordu.

İnsan Motivasyonun Temelleri Nelerdir?

Eğitime başarı odaklı bakış açımız, Caner gibi çocukların çıkmasına neden olur. Bu çocuklar, çaba göstermeden elde ettikleri akademik başarının onların zeki veya yetenekli olması neticesi olduğu fikri ile eğitimin ilk yıllarında ilerlerler. Zekanın doğuştan ve sabit olduğuna dair örtük bir inanca sahip olarak yetişirler. Bu nedenle de bir şeyleri öğrenmeye çabalamak zaman içinde anlamsızlaşmaya başlar.

Bu inanç zaman içinde zorlukları, hataları ve hatta çaba gösterme ihtiyacını, gelişme fırsatları olarak değil, egolarına yönelik tehditler olarak görmelerine neden olur. Bu da sonucunda, işler artık onlar için kolay olmadığında, özgüvenlerini ve motivasyonlarını kaybetmelerine neden olacaktır.

Eğitim araştırmaları, büyüme zihniyetine sahip öğrencilerin daha fazla öğrendiğini, testlerde daha iyi performans gösterdiğini ve hayatın zorlu anlarında daha dirençli olduklarını göstermiştir

Caner’in ebeveynlerinin yaptığı gibi çocukların doğuştan gelen yeteneklerini övmek, bu zihniyeti güçlendirir ve bu da genç sporcuların veya iş gücündeki kişilerin ve hatta evliliklerin potansiyellerine ulaşmasını engelleyebilir.

Öte yandan, çalışmalar insanlara zeka veya yetenekten ziyade “süreç”e odaklanmayı teşvik eden bir “büyüme zihniyeti” öğretmenin, onları okulda ve hayatta yüksek başarı gösterenler haline getirmeye yardımcı olduğunu gösteriyor.

İnsan motivasyonunun temelleri 1960’lardan beri araştırılıyor. Psikologlar Martin Seligman, Steven Maier ve Richard Solomon tarafından yapılan hayvan deneyleri, tekrarlanan başarısızlıklardan sonra çoğu hayvanın bir durumun umutsuz ve kontrolleri dışında olduğuna karar verdiğini göstermişti. Araştırmacılar, böyle bir deneyimden sonra bir hayvanın, değişime neden olabilecekken bile genellikle pasif kaldığını bulmuşlar ve bu duruma öğrenilmiş çaresizlik adını vermişlerdi.

İnsanlar çaresiz olmayı öğrenebilirler, ancak herkes aksiliklere bu şekilde tepki vermez. Bazı öğrenciler zorluklarla karşılaştıklarında pes ederken, daha becerikli olmayan diğerleri çabalamaya ve öğrenmeye devam edebilir? Bunun nedeni de insanların neden başarısız olduklarına dair inançları ile ilgilidir. Özellikle, zayıf performansı yetenek eksikliğine bağlamak motivasyonu düşürür.

Başarılı Çocuklar Gelişme Odaklı Zihniyete Sahip Olur

Kimi insanlar zekalarının doğuştan gelen bir şey olduğuna inanır. Sabit zihniyetli bu kişiler, bilinmeyenden korkma ve kaçınma eğilimi taşırlar. Tutkuların geliştirilecek ve inşa edilecek bir şey olmaktan ziyade değişmez olduğunu varsayarlar.

Hatalar özgüvenlerini zedeler çünkü hataları yetenek eksikliğine bağlarlar ve bunu değiştirmek için güçsüz hissederler. Zorluklardan kaçınırlar çünkü zorluklar hataları daha olası ve zeki görünmeyi daha az olası hale getirir. Caner gibi düşünen bu tür çocuklar, çok çalışmak zorunda kalmanın aptal oldukları anlamına geldiği inancıyla çabadan kaçınırlar.

Hepimiz, deneyimlerimize ve aldığımız geri bildirimlere göre değişen sabit ve gelişen zihniyetlerin bir karışımına sahibiz. Beynin değiştirilemez olduğunu ve entelektüel potansiyelimiz az çok doğumla belirlendiğini düşünerek yetiştirildik. Ancak artık günümüzde bunun farklı olduğunu biliyoruz. Bir konuda uzmanlaşmaya giden yol genlerden ziyade öz disiplin, dayanıklılık ve sebat etmek ile ilişkilidir

Öte yandan, bir de bunun tam tersi bir düşünce biçimi vardır. Gelişme odaklı zihniyete sahip olanlar için öncelik öğrenmektir. Sonuçta, entelektüel becerilerinizi geliştirebileceğinize inanıyorsanız, tam da bunu yapmak istersiniz.

Zorluklar korkutucu olmaktan çok enerji verir; öğrenme fırsatları sunarlar. Şikayet, sabit bir zihniyetin bariz bir göstergesidir. Büyüme zihniyeti ise her şeyde fırsat arar, bu yüzden şikayete yer yoktur. Ders çıkarma, fırsata çevirme vardır. Çok çeşitli alanlarda yaklaşık çeyrek asırdır yapılan araştırmalar, büyüme zihniyetini benimsemenin daha iyi bilgi edinme, öğrenme deneyimleri ve test ve performans sonuçlarına yol açtığını kanıtlamıştır.

Çocuklarımıza Gelişme Odaklı Zihniyetini Nasıl Aktarırız?

Bir yolu, sıkı çalışmanın sonucu olan başarılar hakkında hikayeler anlatmaktır. Örneğin, az çok bu şekilde doğmuş matematik dehalarından bahsetmek öğrencileri sabit bir zihniyete sokar, ancak matematiğe aşık olan ve inanılmaz beceriler geliştiren harika matematikçilerin tasvirleri büyüme zihniyetini doğurur.

Ayrıca zeka övgüsü, sabit bir zihniyeti teşvik eder. Çoğu ebeveyn, çocuklarına ne kadar zeki ve yetenekli olduklarını söyleyerek onları geliştirmeleri gerektiğine inansa da, araştırmalar bunun yanlış olduğunu göstermektedir.  

Ancak övgü, dikkatlice ifade edilirse değerlidir. Çocuğun bir şeyi başarmak için kullandığı belirli süreç için övgü, çocukların başarıya yol açan eylemlere odaklanmasını sağlayarak motivasyonu ve güveni teşvik eder. Örneğin “Zor bir matematik ödeviydi ama bitirene kadar pes etmedin. Masanda oturup konsantrasyonunu korudun. Harikasın!” demek çocukların zekasını övmekten daha destekleyici olacaktır.

İnsanlar zeka, yetenek ve beceri açısından farklılık gösterir. Ancak araştırmalar, büyük başarıların ve hatta deha dediğimiz şeyin, genellikle yıllarca süren tutku ve özverinin sonucu olduğu ve doğal olarak bir yetenekten kaynaklanmadığı sonucuna varıyor. Mozart, Edison, Curie, Darwin ve Cézanne sadece yetenekle doğmadılar; bunu muazzam ve sürekli çabayla geliştirdiler.

Benzer şekilde, sıkı çalışma ve disiplin, okul başarısına IQ’dan daha fazla katkıda bulunur.  Evlerimizde ve okullarımızda bir büyüme zihniyeti geliştirirsek, çocuklarımıza okulda ve hayatta başarılı olmaları için doğru araçlar vermiş oluruz.


Kaynaklar ve ileri okumalar için:

  • The Secret to Raising Smart Kids. Yayınlanma tarihi: 1 ocak 2015. Kaynak site: Scientific American. Bağlantı: The Secret to Raising Smart Kids
  • Parents, instill in your children a “growth mindset” to help them succeed in school and beyond. Yayınlanma tarihi: 16 Mayıs 2023; Kaynak site: Big Think. Bağlantı. Parents, instill in your children a “growth mindset” to help them succeed in school and beyond/
  •  Hans S. Schroder, H. S., Fisher, M. E., Lin, Y., Lo, S. L.. Danovitch, J. H., Moser, J. S. (2017). Neural evidence for enhanced attention to mistakes among school-aged children with a growth mindset. Developmental Cognitive Neuroscience24, 42-50.

Size Bir Mesajımız Var!

Matematiksel, Türkiye’de matematiğe karşı duyulan önyargıyı azaltmak ve ilgiyi arttırmak amacıyla kurulmuş bir platformdur. Sitemizde, öncelikli olarak matematik ile ilgili yazılar yer almaktadır. Ancak bilimin bütünsel yapısı itibari ile diğer bilim dalları ile ilgili konular da ilerleyen yıllarda sitemize dahil edilmiştir. Bu sitenin tek kazancı sizlere göstermek zorunda kaldığımız reklamlardır. Yüksek okunurluk düzeyine sahip bir web sitesi barındırmak ne yazık ki günümüzde oldukça masraflıdır. Bu konuda bizi anlayacağınızı umuyoruz. Ayrıca yazımızı paylaşarak da büyümemize destek olabilirsiniz. Matematik ile kalalım, bilim ile kalalım.

Matematiksel

Sibel Çağlar

Temel eğitimimi Kadıköy Anadolu Lisesinde tamamladım. Devamında Marmara Üniversitesi İngilizce Matematik Öğretmenliği bölümünü bitirdim. Çeşitli özel okullarda edindiğim öğretmenlik deneyiminin ardından matematiksel.org web sitesini kurdum. O günden bugüne içerik üretmeye devam ediyorum.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir